Ergin Ataman'dan önemli açıklamalar! Final serisinde yaşananlar, Final Four, Ali Koç ile diyaloğu, yeni transferleri, Tarık Biberovic'in durumu...
Panathinaikos Başantrenörü Ergin Ataman, katıldığı programda birçok konuya ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı. Panathinaikos ile Olympiacos arasında oynanan final serisinde yaşananlara değinen Ataman; Final Four, Fenerbahçe'nin şampiyonluğu, Ali Koç ile arasındaki diyalog, yeni transferleri ve milli takımda Tarık Biberovic'in durumuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Panathinaikos Başantrenörü Ergin Ataman, Yunanistan'da Olympiacos'un şampiyonluğu ile sona eren final serisinin ardından HT Spor'da önemli açıklamalarda bulundu. Ataman'ın açıklamalarında; olaylı final serisinde yaşananlar, Final Four, Fenerbahçe'nin şampiyonluğu, Ali Koç ile arasındaki diyalog, yeni transferleri ve milli takımda Tarık Biberovic'in durumuna ilişkin dikkat çekici ifadeler vardı.
Haberin Devamı ›
Ergin Ataman'ın açıklamaları şu şekilde:
"Bir kere şunu söylemekte fayda var; bu gerilim, benim oraya gitmemle başlamadı. Panathinaikos - Olympiacos basketbol maçları, serileri; Avrupa'nın en fazla gerilim sahnesine sahip olan serilerinden bir tanesi. Hatta bundan zannediyorum 4-5 yıl önce Olympiacos, ligden çekildi. Bir sezon ikinci ligde oynadı. Federasyonu protesto etmek için... O tarihten sonra tekrar birinci lige döndüler fakat federasyon değişti. Olympiacos destekli bir federasyon başa geldi ve ben, Panathinaikos'a transfer oluncaya kadar iki yıl üst üste Olympiacos, şampiyon oldu. O değişiklikten sonra... Hatta son yılki şampiyonlukta final maçı bitmedi. Panathinaikos taraftarı, sahaya indi maçın üçüncü periyodunda ve maç tatil edilip Olympiacos, hükmen kazanarak şampiyon oldu. Benim Panathinaikos'a gitmemle orada yeniden hedefi büyütüp burada Olympiacos'un üstünlüğüne son vereceğim demem ile birlikte ve Panathinaikos'ta yeni bir yapılanmayla birlikte bu rekabet yeniden başladı. Geçen yıl da aslında bu rekabet vardı fakat geçen yıl, bizim EuroLeague şampiyonu olarak seriye başlamamız ve Olympiacos'un seride bir anda 2-0 öne geçmesiyle bizim orada bir anda seriyi değiştirip kaybediyor muyuz falan derken 3-2 kazandık ve şampiyon olduk. Ondan sonra tabii bu gerilim daha çok arttı. Çünkü anladılar ki Olympiacos'un o büyük üstünlüğü, Yunan Ligi'nde kalmadı. Fakat biz, bu sezon yine Yunanistan Ligi'ni namağlup bitirdik. Olympiacos'u iki maçta yendik. Final serisine kadar namağlup geldik. Final serisinin ilk maçını da kazanıp 1-0 öne geçtik. Bu arada EuroLeague tabii çok ciddi anlamda etki etti. İki kulübü de çok gerdi. Çünkü Olympiacos ve Panathinaikos, EuroLeague Final Four'una kalarak tabii ki büyük bir başarı elde ettiler. Özellikle Olympiacos, EuroLeague sezonunu birinci bitirdi ve spor otoriteleri tarafından favoriydi. Yarı finalde Monaco'ya sürpriz bir şekilde kaybettiler. Büyük bir demorolizasyon yaşadılar. Hatta bütün Yunan medyasında Olympiacos Koçu Bartzokas'ın bırakacağı, istifa edeceği... Hatta kendisi de bu demeci vermiş şampiyonluktan sonra. O günlerde ben istifa etmeyi düşünüyordum diye... Olympiacos'ta çok büyük bir gerginlik... Bizde de tabii ki geçen yıl şampiyon olmuş bir takım ve yine oraya bir şampiyonluk iddiasıyla gidip yarı finalde Fenerbahçe'ye kaybettik. Panathinaikos'ta da bir moral çöküntüsü... Sonuçta da bu finale iki kulüp de bir sezonu kurtarma şeyiyle başladı. Biz, buradan bu finali kazanırsak en azından bu sezonu bir şekilde kurtarmış oluruz diye... Bu arada biz, sezon içinde Yunan Kupası'nı da kazandık. Olympiacos, hiçbir şey kazanamamış olarak geldi. 1-0 da geriye düştü. İlk maçı biz, çok net bir skorla kazandık. Hiç olay falan da çıkmadı Panathinaikos'un sahasında. Fakat ikinci maça biz gittiğimiz andan itibaren Pire'de inanılmaz olaylar yaşandı. Daha maçın başlamasına yarım saat kala olaylar başladı. Başkanımızın sahaya girmesiyle beraber ailesine ve özellikle de 17 yaşındaki kızına akla gelmeyecek, telaffuz edilemeyecek bir şekilde sloganlarla dakikalarca küfür ve küfrün de üzerinde bir slogan şey oldu. Bunu niçin yaptılar? Giannakopoulos'u provoke etmek için yaptılar. Bizim başkanımız da çok iddialı olduğu için seriden önce biz bu seriyi 3-0 kazanacağız, başka bir sonucu kabul etmiyorum dedi ve daha da ortam gerildi. Orada daha maçın başında çok büyük olaylar çıktı. Daha maç başlamadan... Ve bizim bencin hemen yanında... Çünkü Giannakopoulos orada oturuyordu. Maç zaten geç başladı. Hakemlerin anons yaptırması gerekiyordu. Hepimiz sporda bulunduk. Sporda hakaretler, küfürler ama kabul edilemeyecek sloganlarla başkana bu şekilde geldiler fakat federasyon, hakemler kayıtsız kaldılar. Başkan çok gerildi. Büyük olaylar... Spor savcısı geldi. Başkanı sahadan atmak istediler. Çıkmadı. Çıkmadığı zaman tutuklamayla tehdit ettiler. Sonuçta maç başlamadan zorla başkanı sahadan çıkardılar. Normal prosedürlere göre Avrupa'nın hiçbir yerinde bu kabul edilemeyecek bir slogandı. Maç, tedirgin başladı. Maç başladıktan sonra da tabii ki zaten bizim hep kafamızda Panathinaikos olarak geçen yıl da bunu yaşamıştık ki federasyonun Olympiacos tarafında olması ve bu açık olarak zaten Panathinaikos'un karşı olduğu biliniyor ki hakemler üzerinde bir baskı oluşturdu. İkinci maçta bu böyle yoğunlaşınca da tabii ki maç, çok gerildi. Maç boyunca bu arada gene sloganlar devam etti. Özellikle kulüplere karşı küfür her zaman oluyor ve madde olarak da şöyle enteresan bir madde var; kişilere küfür ettiğiniz zaman anons gerekiyor ama kulübe veya onların yaptıkları gibi Türkiye'ye... Bana küfür etseler direkt olarak hakemin anons yaptırması gerekiyor. Beş anons yaptırıldığı zaman da sahanın boşaltılması gerekiyor ama onlar organize olmuşlar. Taraftar, kulüp... Bilemiyorum nasıl bir şekilde... Panathinaikos'a ve Türkiye'ye ağır bir şekilde dakikalar boyunca Yunanca küfür ediyorlar. Amaç olayı kışkırtmak. Ama tabii ki burada ters olan şey; şimdi orada bir basketbol maçı yapılıyor Panathinaikos ile Olympiacos arasında ve Türkiye'nin orada bir şeyi yok, Türkiye orada yok yani. Bizim takımda iki tane Türk oyuncu var, ben varım, Fransız var, İspanyol var, Amerikalı var, Yunan takımında da bir sürü yabancı var. Şimdi orada tamamen bir provokasyon var. Benim de hassas olduğumu bildikleri için Türkiye'ye karşı çünkü benim Yunanistan'da çok güzel ilişkilerim var Yunan halkıyla ama Yunanistan'da da çok azınlık bir grup var ki Türkiye'ye karşı. Biz de de var Yunanistan'a karşı olan. Şimdi onlar, zaman zaman zaten provoke ediyorlardı. Bunu ben, başka yerlerde de işte... Güney Kıbrıs'ta da yaşadım. Ben de 19 Mayıs'ta mesaj yayınladım. Ben, biraz geç yayınladım mesajı. Sabah toplantılarım vardı. Öğleden sonra yayınladım. Aynı şekilde sosyal medya üzerinden bana da şey geldi. Onlara göre 19 Mayıs bir matem günüymüş ama biz, bu mesajı bir savaş kazandık diye... 19 Mayıs bir spor adamı olarak Atatürk'ün Türk sporuna ve gençliğe armağan ettiği bir bayram. Ben bir spor adamı olarak, Türk Milli Takımı hocası olarak bunu kutladım. Şimdi Olympiacos, bunu kullanmaya başladı. Böyle olunca da maçtan sonra ben, çok sert bir tepki verdim. Ama aslında bu tepkinin yarattığı olay, Türkiye'deki kadar yankı uyandırmadı. Oradaki esas olay, Giannakopoulos ile Olympiacos'un ve Panathinaikos ile Olympiacos arasındaki bu büyük kavga... Bunun sonucunda da ertesi gün, Yunanistan Spor Bakan Yardımcısı maçları durdurma kararı aldı. Çünkü biz, pazartesi maç oynadık ve çarşamba günü bizde. Saha avantajı da bizdeydi. İki kulübü de aynı anda davet etti. Gelin ortak olarak burada uzlaşacağız, uzlaşamazsak final serisine nokta koyacağım, oynatmayacağım. Bizim kulüp, Panathinaikos Başkanı olarak tamam dedi. Ben katılacağım dedi. Katılmasa o zaman seri duracak. Biz oynamak istiyoruz. Saha avantajı bizde. Fakat Olympiacos, ben aynı masaya oturmam dedi. Panathinaikos ile aynı masaya oturmam dedi. Bunun üzerine bakanlık, geri adım attı ve tamam beraber gelmeyin ama ayrı ayrı bana gelip güvence verin dedi. Fakat tabii bu ortamda da şöyle bir şey oldu; ben antrenör olarak, oyuncular olarak bir gün sonra maç oynayacakken bir anda bütün tansiyon düştü. Maç oynanacak mı, oynanmayacak mı, ne zaman oynanacak? Bir final serisi başlamış. İlk maçı kazanmışsın, ikinci maçı kaybetmişsin. Üçüncü maç yine kendi sahanda. O anda biz ciddi bir demoralizasyon yaşadık"
Haberin Devamı ›
Haberin Devamı ›
"İkinci maçta Olympiacos, 33 serbest atış kullandı ki inanılmaz sert oynuyorlar. Kendi sahalarında inanılmaz bir sertlikle bunu... Sporu takip edenler, basketbolunu bilirler. İnanılmaz bir sertlikte oynuyorlar. 33 tane... Biz 17 serbest atış kullandık, Olympiacos 33 serbest atış kullandı. Biz dokunduğumuz zaman faul, onlara o sertlik... Maçı kaybettik. Olabilir fakat en büyük sıkıntı, o olaylardan biz tuzağa düştük aslında. Onların bu atmosferi gerip maçları erteletmek, oynanacak mı oynanmayacak mı şekline getirmesi beni ve bizim takımı düşürdü. Bunun üstüne de Olympiacos Kulübü; beni, Sloukas, Papapetrou ve oynamayan Mathias Lessort'u... Lessort da çünkü şöyle bir eleştiri yapmıştı onlara; siz maçta Türkiye'ye küfür ediyorsunuz ama bundan 15 gün önce Panathinaikos - Fenerbahçe maçında hepiniz Fenerbahçeliydiniz diye... Yani olay, aslında bir Türkiye olayı değil. Tamamen Panathinaikos'a karşı bir hamle olayıydı. Şimdi tabii ertesi gün, tam antrenmana çıkacağız biz kulüp yöneticileri geldi, federasyonda çağrılıyoruz hakim gelecek. Özel yargıç getirmişler. Gittik ve 2 saat ben orada bekledim. O arada Olympiacos'un yöneticileri giriyor, Sloukas girdi, Papapetrou girdi falan şunu söyledim ben oradaki arkadaşlara; bakın bu şu anda Türkiye'de olsa... Disiplin Kurulu, ben bir hata yaptıysam cezasını verir. Neyse cezam tamam. Git orada yargıcın önünde... Ben dedim Türkiye'de olsaydım federasyonu terk etmiştim. Niye bekleyim ben 2 saat? Çağırmışsın. Bir girdim toplantıya ben zannettim ki hani yargıç bana bir iddianame var ve oradan soracak. Niye böyle yaptın, niye böyle tepki gösterdin diye... Bir anda karşımda 3 tane Olympiacos avukatı, beni suçluyorlar. Aynı filmlerdeki gibi... Asabım bozuldu. Ben, orada onlara karşı geri adım atmadım. Ben, bu tepkiyi bu Türkiye'ye karşı yapılanlar ırkçı bir tezahürattır. Bana küfür edebilirsiniz ama ben Türk olduğum için veya benim iki takımımda iki Türk oyuncu olduğu için Türkiye'ye küfür ırkçılığa girer. Ben bunu savunuyorum. Üstelik başkanımızın 17 yaşındaki kızına yapmış olduğunuz ahlaksız şeye karşı ben bu tepkimi buna göre verdim. Ağır bir tepki göstermiş olabilirim ama aynı tepkiyi ben yine veririm. O arada ciddi bir tartışma yaşadık. Benim sinirim bozuldu. Ben rakip takımla final oynuyorum, adamın takımının 3 tane avukatı gelmiş yargıcın önünde atak yapıyorlar. Bu ilk kez karşılaştığım bir durumdu"
Haberin Devamı ›
"Bir de karşında yargıç var tabii mecburen biraz da duruyorsun ama o zaman gururum incindi açıkçası. Çıktık, geldik. Üçüncü maçta biz, kendi sahamızda maçı kötü oynadık. Olympiacos, bizden daha... Mental olarak hazırlanmışlar. Biz, bu olaylardan etkilendik. Maçı kaybettik. Maçın sonunda yine çok büyük olaylar çıktı. Özellikle Fransız oyuncunun taraftara yapmış olduğu hareket, spor tarihinde görülmemiş bir hareketti. Şimdi bu hareketin sonunda şunu bekliyorsun; diyorsun ki bize bu cezaları verdin ve bu oyuncuya da en az 2-3 ay ceza verir diye... Ertesi gün, maç günü sabahı açıklama geliyor ve ceza yok. Dördüncü maça gittik ve kaybettik. Bizden daha iyi oynadılar. Maçtan sonraki açıklamamda da onları tebrik ettim. Biz, bu olaylardan etkilenip bu sezon şampiyonluğu Olympiacos'a verdik"
Haberin Devamı ›
"Maçın başında etkilenmemek için kulaklıkla çıktım. Maça çıkmadan önce şu haber geldi bana; kulüp başkanımız arayıp çok sayıda Yunan bayrağıyla gelecekler. Ben de tamam dedim. Olabilir yani. Tamam çıkabilirsiniz Yunan bayrağıyla ama biraz anlamsız değil mi? Sen şimdi Final Four'da oynuyorsun, enternasyonal bir kupada Yunan bayrağı yok ve lig maçında yüzlerce Yunan bayrağıyla sırf bana karşı... Bir şey yok. Yeter ki küfür etme"
"O ana kadar birçok Olympiacos taraftarınca saygıyla karşılanıyorsun. Onlar da diyor ki adam buraya gelip sonuncu takımı alıp EuroLeague şampiyonu yaptı, bizi yendi ve bizi de şampiyonluktan etti. Büyük bir saygı var ama o radikal grup, orayı kullanıp orayı bir şey haline getirdi. Tek bir amaç var; şampiyon olabilmek. Sen şimdi şampiyon olmak adına benim ülkeme ırkçı söylemi niye kullanıyorsun? Benim tepkim buna oldu. Seri, çok olaylı geçti ve seri, burada da bitmiyor maalesef. Olay devam ediyor. Mesela bizim kulübümüz, ciddi anlamda çok önemli bir hakimi, eski adalet bakan yardımcısını kulübe transfer etti. Açıklama yaptılar basına. Görevi suç örgütünü... Yani suç örgütü dedikleri şey; Olympiacos, hakem ve federasyon üçlüsündeki suç örgütünü belgelerle ortaya çıkartmak. Şimdi tuhaf bir durum var. Bu olay nasıl çözülecek ben bilmiyorum. Ben, bir basketbol adamı olarak takımımla sahada maç yapmak istiyorum. Ama bu tabii ki etkiledi bizi. Ben de kötü yakalandım. Tabii Final Four'u kaybetmenin vermiş olduğu bir demoralizasyon da, bir baskı da var. Bu şekilde bu noktaya geldi. Yoksa mesela benim Bartzokas ile ilişkim çok iyi ama o maçtan önce bana flamayı vermek istedi, ben ona flama götürmedim ve elini sıktım, flamayı almadım. Şimdi bunu Yunan basını gündem yaptı. Ergin Ataman, Olympiacos'a... Almam çünkü bir gün önce sen beni hakime, yargıca şikayet etmişsin. Üç tane avukatın gelmiş. Senin taraftarın çıkıp benim ülkeme küfür etmiş. Senin kulüp başkanın çıkıp özür dileyeceğine Ergin Ataman, burada yabancı bir antrenör ve hareketlerine dikkat etsin demiş. Türkiye'ye çok sayıda Yunan oyuncu, antrenör geldi. Hiçbir zaman da hiç kimse bir yabancıya sen burada yabancısın demedi. Bu da bir ırkçılığa girer. Ben de buna bir tepki olarak o bayrağı almadım. Ertesi günkü maçtan önce de Bartzokas'a mesaj attım. Benim seninle dostluğum var ve ben, bugün yine sana bayrak vermeyeceğim ve vermememin sebebi de bu. Sen de vermezsen sevinirim, gel elimizi sıkışalım. Sağ olsun o da bayrak vermedi ve o flama işi kapandı. Yunanistan'da bizim gibi, Türkiye'deki basın gibi bu olayları çok seviyor, körüklüyor"
"Sonuçta işin gerçeği şu var; biz bu sezonu sadece bir Yunanistan Kupası ve Final Four'a kalma başarısıyla bitirdik. Çünkü baktığın zaman Real Madrid, Barcelona, Partizan, Olimpia Milano, Kızılyıldız gibi takımlar da o Final Four'a kalamadı. Fenerbahçe, bizi yendi. Hakkıyla yendi. Bizden daha iyi oynadılar. Zaten maçtan sonra ben de gittim hem Fenerbahçe'yi hem de Başkan Ali Koç'un elini sıkarak tebrik ettim. Bizden daha iyi oynadılar, hak ettiler ve kazandılar. Sonunda da şampiyon oldular"
"Ali Koç ile karşılaşmamız spontane oldu. Bizim hemen soyunma odasının yanında da Fenerbahçe'nin soyunma odası vardı. Başkan, tabii ki takımı tebrik etmek için gelirken ben de tam soyunma odasına girerken gördüm ve nezaketen tebrik ettim. O da teşekkür etti. Dedim ki bu sefer kazandınız dedim. O da hoca, hep sen kazanıyordun ama bu sefer biz kazandık dedi. Olması gereken şey de buydu. Ben de biraz tabii ki bu aradaki kırgınlığı, aradaki bu belki o büyük resim hiçbir zaman kaybolmayacaktır çünkü maalesef o var ciddi bir Fenerbahçe taraftarının şeyi var ama en azından üst düzeyde bir Panathinaikos Antrenörü olarak, Türk Milli Takımı Antrenörü olarak yarı finalde beni, kulübümü yenmiş bir Türk takımının başkanını tebrik etmek benim yapmam gereken bir şeydi. Ben, bunu yaptım. Ben, hep söylüyorum; benim Fenerbahçe'ye karşı herhangi bir ters bir şeyim hiçbir zaman olamaz ama şartlar buraya getirdi olayı. Benim de yaptığım çok ciddi hatalar oldu ama benim de uğradığım çok ağır, haksız tacizler oldu. Biliyorsun özellikle Ülker Arena'da da... Sporun içinde bunların olduğunu gördük. Şimdi final serisinde neler gördük ki onlar bir şey değilmiş. Onun için de yani tebrik ettim. Aynı şey Galatasaray Kulübü Başkanı, Beşiktaş Kulübü Başkanı da orada karşılaşmış olsam tebrik ederdim. Sonuçta burada bir kez daha şunu söylüyorum; EuroLeague şampiyonu olan Fenerbahçe Basketbol Takımı'nı kutluyorum ben. Çünkü Fenerbahçe yıllardır Aziz Yıldırım ve Obradovic ile başlayan Avrupa'daki yatırımını, devam ettiriyor. Ali Koç ve yönetimi, bu bayrağı devraldı ve geri adım atmadı. Maalesef Galatasaray Kulübü'nün yaptığı gibi... Sonunda da hep oralarda. Geçen sene yine Final Four'daydı yarı finalde biz yendik. Bu sene de şampiyon oldular. Bence bu Türk sporu için, Türkiye için çok ciddi bir tanıtım. Bugün evet, belki bir futbol değil ama dünyada baktığın zaman bugün Amerika'da EuroLeague seyreden binlerce insan var. Yüz binlerce insan var. Türkiye'nin tanıtımı için bir Türk takımının şampiyon olması, çok önemli"
"Play-off serileri çok gergin geçiyor, sert geçiyor. En ufak bir provokasyon, ateş bir anda yangına dönüşüyor. O maçta da öyle oldu. Ben, o maçta arkamda kimlerin bunu provoke ettiğini biliyorum. Şu anda bunu açıklamak istemiyorum. Bu tezahüratın kime ait olduğunu da biliyorum ama tabii ki orada gençler, o maçın heyecanı içerisinde salonun bir bölümü buna katılınca bende ciddi bir demoralizasyon oluştu. Çünkü Anadolu Efes, benim yuvam. Tarihte başarılmamış başarıları hep birlikte kazandık. Ayrılırken bile efsanevi bir şampiyonlukla oradan ayrıldım. Bu maçın son 10-15 saniyesinde sahayı terk ettim. Sahada giderken ben, zaten tribüne dönerek herhangi bir şey yapmadım ama kendi kendime orada tepkimi gösterdim. Dudaktan bakıldığı zaman... Zaten ondan sonra bana söylediler. Başkanımız Tuncay Özilhan, hemen ayağa kalkmış ve taraftara ne yapıyorsunuz diye susturmaya çalışmış. Maç bittikten sonra hemen aradılar. Gerek İsmail Şenol olsun, bütün Efes yöneticileri... O anlık bir olaydı. Başkası olsa mesela dün Efes maçına giderken çekinir. Gündüz de federasyondaydım. Bir toplantılar yaptık. Onun sonrasında da özellikle milli takım oyuncularının son durumunu görmek için maça kaldım. Hatta Başkan Hidayet, bir tepki olmasın televizyondan mı seyretsek maçı dedi ama yok başkan, bir tepki olacağını düşünmüyorum dedim ki nitekim de tepkiyle değil çok büyük bir sevgiyle karşılandım. Hemen salona başkanımızla birlikte girdik. Kendisi özellikle maçı bana yanında seyret dedi ama Tuncay başkanın bazı uğurları vardır ve maçı yalnız seyretmeyi sever. Yok dedim başkanım kazara kaybederiz falan ben dedim milli takım yerime geçeyim, federasyon koltuğuna geçeyim. Oraya geçince de çok ciddi, çok güzel bir şey oldu. Herkes geldi. Çoluk çocuk geldiler imza aldılar, fotoğraf çektirdiler. Anadolu Efes'in gerçek taraftarı bu. Anadolu Efes, gerçek taraftarıyla... Ama her grupta olduğu gibi bazı provokatörler geçmişten kalan birtakım başaramadıklarını bana karşı olan kaybettiklerini bu şekilde provokasyon ile çıkartmaya çalıştılar ve özellikle maalesef şunu söylemem lazım; Türkiye'de aslında dünyada da bu çok fazla ki sosyal medya sürekli negatifliklerin konuşulduğu ve hep orada öyle bir provokasyonların yapıldığı mercii haline gelmiş durumda. Olabilir ama buradaki önemli olan şey kulüp yöneticilerinin sosyal medyadan etkilenip onlar da buna katıldıkları zaman olaylar daha da büyüyor. Onun için sosyal medyada gene şeyler olabilir"
"Şu ana kadar netleşen zaten bu da çıktı basında da transferin en önemli oyuncusuyla, sezonun en önemli oyuncusu TJ Shorts ile anlaştık. Paris'in oyun kurucusu... Müthiş bir sezon geçirdi. Onu transfer ettik. Lorenzo Brown'ın bir sene daha sözleşmesi var. Bilmiyorum kalacak mı, devam edecek mi... Bu sezon ona tam olarak istediği dakikaları veremedik. Bunun dışında Mathias Lessort'un nasıl döneceğinden tam emin değiliz. Yani önümüzdeki sezon %100 performansla dönebilecek mi, aynı şekilde oynayabilecek mi ki onun yanına destekleyici çok iyi bir pivot arayışımız var. Yani piyasada konuşulan isimler var. Onlarla kulüp, temas ediyor. Çok da büyük bir... Birçok oyuncumuzla bizim sözleşmemiz devam ediyor. Sözleşmesi biten oyuncularla ilgili kararımızı önümüzdeki günlerde vereceğiz. Bunların içinde Ömer Faruk da var. Onun da sözleşmesi bitiyor. Opsiyonlu bir sözleşmesi vardı. Bunun kararını önümüzdeki hafta vereceğiz"
"Vasilije Micic, çok büyük bir oyuncu. Avrupa basketbolunun en önemli oyuncularından bir tanesi. Böyle bir istek içerisinde olduğunu biliyorum. Yeniden Avrupa'ya gelerek eski günlerine dönmek istiyor ama bizde mümkün değil. Çünkü daha biz, yaklaşık 3-4 hafta önce TJ Shorts ile anlaştık. Sloukas var, Jerian Grant var ve Kendrick Nunn var. Artı Lorenzo Brown... Onun için bizim Vasilije Micic ile bir şeyimiz yok. Bir anlaşmamız yok, gündemimizde değil. Hangi takıma gideceğini bilmiyorum ama mutlaka hangi takıma giderse çok büyük bir güç katacaktır. Vasilije Micic, çok önemli bir oyuncu. Belki elimde benim Sloukas, TJ Shorts gibi oyuncular olmasaydı ilk düşüneceğim oyunculardan birisi olurdu ama elimde Sloukas varken, TJ Shorts'u transfer etmişken, Grant gibi sezonun flaş oyuncusu varken Micic'i alıp da orada tek bir yere dört tane oyuncuyu koyamam. Biz yokuz. Fenerbahçe, Efes, Olympiacos, Real Madrid; hepsinin adı geçiyor ama hangisi daha ciddi şu anda onu bilemiyorum"
"Tarık Biberovic, oynamayacak. Tarık Biberovic, Türkiye Ligi'nde Türk vatandaşı olarak oynuyor ama FIBA kuralları gereği belli bir yaşın üzerinde Türkiye'ye geldiği için onun şeyini şu anda FIBA'ya kabul ettiremedik. Aslında bu, bizim için ciddi bir güç kaybı oldu. Çünkü Tarık Biberovic, çok büyük bir gelişme gösterdi. Türk olarak onu oynatabilseydik milli takımda bu bizim için çok önemliydi ama maalesef federasyon çok büyük çaba gösterdi orada ama olmadı. Tarık Biberovic'i devşirme olarak kullanabiliriz ama takımın kimyası gereği... Çünkü Tarık'ın pozisyonunda Cedi de var. O da çok iyi bir sezon geçirdi. 1-2 pozisyonunda skorer bir yaratıcı oyuncuya ihtiyacımız var. Onun için de daha ben, eylül ayında zaten Larkin ile bu konuda konuşmuştum. O da dönmek istediğini, oynamak istediğini söylemişti. Nitekim kasım ayındaki pencere maçlarından bir tanesinde oynadı ve Avrupa Şampiyonası'nda bizim devşirme oyuncumuz Shane Larkin olacak. Çok da iyi bir performans gösteriyor sezonun son bölümünde. Umarım geçmişte olduğu gibi son anda bir sakatlık, terslik olmaz. Çünkü gerçekten oynamak istiyor. O da artık uzun yıllardır Türkiye'de, Anadolu Efes'in kaptanı ve milli takıma bir borcu var, borcunu kapatmak istiyor"
"Oyuncu havuzunu genişletmemiz gerekiyor. EuroLeague'de iki takımımız var ama bugün Türk Milli Takımı'nda EuroLeague'de başarı göstermiş oyuncusu sayımızda 2-3 taneyi bulamıyorsun. Takımlarımız çok iyi, yabancı oyuncularımız çok iyi ama o oyuncu havuzunu genişletemiyoruz. Burada altyapılardan oyuncularımızın daha iyi yetişip çıkması, Avrupa'ya gidip oynamaları... Maalesef bazı oyuncularımız Türkiye'de kabullenmişlik var. Eskiden bu yoktu. Eskiden baktığın zaman Mirsad ile başlayan Hidayet ile, Mehmet Okur ile devam eden Harun Erdenay, Orhun Ene, İbrahim Kutluay ile devam eden bu oyuncular, yabancıların önüne geçmeye çalışıyorlardı ve geçtiler bunlar. Bu oyuncularımızın hepsi bir marka oldular ama bugün maalesef Türkiye'de marka diyebileceğimiz A Milli Takım'da bir Türk oyuncumuz şu anda yok. Türkiye'de oynayan... Cedi, çok iyi bir sezon geçirdi. Bence ciddi bir marka ama... Ercan Osmani, EuroLeague'de bu sezon iyi iş yaptı ama işte baktığınız zaman diğer oyuncularımızın da daha iyi bir performans göstermesi... Beşiktaş'ta Berk iyi bir sezon geçirdi, Bahçeşehir'de Şehmus ve Kenan iyi bir sezon geçirdi ama o seviye çok farklı bir seviye. Avrupa Basketbol Şampiyonası'ndaki seviye ne biliyor musun? EuroLeague ve NBA'in arasındaki seviye. EuroLeague'in de üzerinde çünkü NBA'den de oyuncular geliyor. Anca o seviyeyi yakalayan oyuncularla orada başarılı olabiliyorsun. Niye ben bu sezon bu şampiyonada çok iddialıyım? Bizde o tarzda 5-6 oyuncumuz var. Diğerlerinin de buna biraz katkı vermesiyle orada başarılı olabileceğimizi düşünüyorum ama pencere maçlarında oynayan oyuncularımızla Avrupa Şampiyonası'nda başarılı olmamız mümkün değil"
"Galatasaray'ın basketboldaki vizyonunu değiştirmesi lazım. Bunun başka bir çaresi yok. Evet; Galatasaray, FIBA Şampiyonlar Ligi'nde Final Four oynadı. Sağ olsunlar davet ettiler, gittim, ben de oradaydım. Atina ile İstanbul arası 1 saat mesafede. 100-150 taraftar vardı. Fenerbahçe, EuroLeague'de Final Four oynadı. Abu Dhabi'ye 5-6 saatlik yol. 10000'e yakın taraftarı vardı. Galatasaray taraftarı, mutlu değil. EuroLeague'de olmak istiyor. Şampiyon olur olamaz ama orada olmak istiyor. EuroLeague'e çıkmanın yolu da belli. Çıkıyor işte takımlar. Paris çıktı, Hapoel Tel Aviv çıktı, Valencia'yı aldılar. Galatasaray'ın bu Şampiyonlar Ligi sevdasından vazgeçip 2016'da olduğu gibi kendisine EuroCup'ı seçip, EuroCup şampiyonluğunu veya EuroCup'ta final oynamayı hedefleyip taraftarı tekrar EuroLeague için motive edip oraya gelmesi lazım. Bunun dışında hiçbir kupa; Galatasaray taraftarını, Galatasaraylı sponsorları mutlu etmez, işin içine çekmez. Bunun farkında olması lazım Galatasaraylı yönetimlerin ama Galatasaray, bir futbol kulübü olma yönünde gidiyor. Bu, biraz çelişkili bir durum. Bir tarafta baktığın zaman Fenerbahçe, EuroLeague şampiyonu oluyor ama Fenerbahçe Başkanı, futboldaki başarısızlıktan dolayı çok büyük eleştiriler alıyor. Galatasaray; basketbolda Türkiye Ligi'nde çeyrek finalde kaybediyor, FIBA Şampiyonlar Ligi'nde Final Four yapıyor ama futbolda şampiyon olduğu için Galatasaray'da büyük bir coşku var, yönetim coşkusu var. Başkanların, yönetimlerin buna bakmaması gerekiyor. Kulübün prestijine bakması gerekiyor. Bugün Avrupa'daki büyük kulüplerde baktığın zaman Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, Panathinaikos, Olympiacos; bunların büyük futbol kulüpleri var ama basketbolda yatırım yapıp, EuroLeague'de yer alıp, sponsorları çekip, taraftarları çekip orada bir prestij şeyindeler. Onun için Galatasaray'da bu anlayışın değişmesi lazım. Kesinlikle değişmesi lazım. Çünkü biz yeniden FIBA Şampiyonlar Ligi'nde gidelim, bu sene de final oynayalım. Olsan ne olacak? Çünkü 100 kişi geldi. Heyecan vermiyor bu. Galatasaraylı olan takip etmiyor FIBA Şampiyonlar Ligi'ni ama EuroLeague'i takip ediyor. Ben orada olduğum için Panathinaikos'u takip ediyor. O zaman Galatasaray'ın bu takımı kurması lazım. Geçmişte Galatasaray, EuroLeague'in önemli kulüplerinden bir tanesiydi. Galatasaray'ın EuroCup'a geçerek orada gücünü göstermesi lazım. Çünkü Galatasaray, oraya geçtiği zaman Türk basketbolu da fayda görecek. Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın EuroLeague rekabeti içinde olması Türk basketbolunu da yukarıya çıkartır. Bu hamleyi bekliyoruz. Bakalım daha ne kadar bekleyeceğiz. Buradan da sevgili başkanımız Dursun Özbek'i çok takdir ediyorum, seviyorum ve Galatasaray Futbol Takımı'nı da özellikle kutluyorum. Fenerbahçe Basketbol Takımı'nı EuroLeague şampiyonluğundan dolayı, Galatasaray Futbol Takımı'nı lig şampiyonluğundan dolayı kutluyorum"