Asya'daki cennet

Haber: Zafer Büyükavcı - Fotoğraflar: Yusuf Dursun

Aşkabat'taki Oğuzkent Oteli Devlet Başkanı Köşkü'nde yapılan imza töreninde, Okyanusya ülkelerinin de katılabilmesi için Türkmenistan Hükümeti ile Asya Olimpiyat Konseyi ve Okyanusya Milli Olimpiyat Komiteleri arasında protokol imzalandı. Törende Türkiye'den, Avrupa Olimpiyat Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Arat, Uluslararası Bisiklet Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Emin Müftüoğlu, FIBA Dünya Müsabakalar Komisyon üyesi Emir Turam da hazır bulundu.

62 ülke katılacak...

Türkmen Lider Berdimuhamedov, oyunlara 5 milyar Dolar'lık bütçe ayırdıklarını belirterek, bu kapsamda bir olimpiyat köyü inşa ettiklerini söyledi. 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nın organizasyonunu üstlenen firma ile çalıştıklarına dikkat çeken Berdimuhamedov, Okyanusya ülkelerinin de bu organizasyona katılmasının kendileri için son derece memnuniyet verici olduğunu dile getirdi. Berdimuhamedov, oyunlardaki 19 spor branşına, Türkmen milli güreşi ile binicilik sporlarının da eklenmesini önerirken; OCA Başkanı Al Fahad Al Sabah da olimpiyat köyüne 5 milyar dolar ayrılmasının ve tecrübeli bir ekiple çalışılmasının kendilerine güven verdiğini söyledi. Al Sabah, Aşkaabat 2017'ye 62 ülkenin katılacağını vurguladı.

8 bin Türk çalışıyor

Konuşmaların ardından Berdimuhamedov, Al Sabah ve ONOC Başkanı Robin Mitchell; Okyanusya ülkelerinin de 5. Asya Salon ve Savaş Sanatları Oyunları'na katılmasına yönelik protokole imza attılar. Tören sonrası soruları yanıtlayan Al Sabah, inşaatı devam eden olimpiyat köyünde incelemelerde bulunduğunu aktararak, 62 ülkenin nezdinde, proje inşaatını üstlenen Türk şirketi Polimeks'in de çalışmalarından duydukları memnuniyeti dile getirdi. 3 etaptan oluşan Olimpiyat Köyü projesinin 1. etabının tamamen bittiği, 2 etabın bitmek üzere olduğu ve 3 etabın ise 2016 yılında teslim edileceği bildirildi. Polimeks'in toplam 24 bin çalışan içinde 8 bin Türk'e de iş verdiği bildirildi.



Yazarımız Zafer Büyükavcı'nın Türkmenistan izlenimleri

- İstanbul'dan 15.00'te havalandık, uçuş 3.5 saat sürdü. Otele girdiğimizde saat 22.30'du! Çünkü iki ülke arasında 3 saat 15 dakikalık fark vardı. Dönüşte ise 19.00'da havalandık, 19.35'te Atatürk Havalimanı'na indik! Şaka gibiydi yani...

- 3.5 saatlik uçak yolculuğunun ardından karaya ayak basan nikotine abandı! Sevgili Esat ağabey (Yılmaer) tam ateşlemişken, görevliler geldi; "Lütfen söndürün, polisler gelir yoksa..." Öğrendik ki, Türkmen Lider nikotine karşıymış, açık havada nikotin kullanmak yasakmış

- Otelde uyku tutmuyor. İstanbul'u arıyorum, hanımla konuşuyoruz. Saat kaç diyorum, 20.30 diyor. Aşgabat'ta ise saat neredeyse 24.00... Üstelik ertesi sabah 07.00'de başlıyor gündem... Uyumak için TV'yi açıyoruz, bildik tek kanal yok... Katar TV'de voleybol maçı buluyorum, izliyorum. Smaç yok, smaç servis yok, al gülüm ver gülüm... Sağolsun, uyutuyor!

- Ülkede güvenlik çılgınlığı yaşanıyor. İmza törenine girerken telefonlarımız alınıyor. Ali Kiremitçioğlu var yine her yerde... Her şeyi biliyor, bizi yalnız bırakmıyor. İmza töreni başladı, kulaklıklarımızı taktık. Türkmenbeyi'nin sözlerini İngilizce'ye çeviren hanımefendinin çıkardığı sesler ilginçti.

- Önümde oturan şahsiyetin çok önemli olduğu isminden belli; Hojamuhammedov Baymurat... Türkmen Lider’in ismi de fena değil; Gurbanguli Berdimuhammedov...

- Kimin ne olduğunu hemen anlıyorsunuz. Mesela... Beyaz gömlek, siyah gravat, siyah pantolon, siyah çorap, siyah ayakkabı ve krem renkli yelek giyenlerin tümü kameraman... Siyah takım elbise, siyah gravat ve beyaz gömlek giyenlerin tamamı Bakan!

- Türkmen Lider konuşurken 60 kişilik Bakan ve müsteşar heyeti not alıyor. Aynı anda yazıyor, aynı anda duruyor, aynı anda kafa sallayıp, aynı anda tebessüm ediyorlar. Alkışa gelince... Bir orkestra gibiler, 60 kişilik alkış korosu, Çarşı'nın en büyük rakibi olabilir...

- Türkmenistan'ın yüzde 80'i çölmüş. Kalan yüzde 20'sinde 6 milyon nüfus yaşıyor, bu nüfusun 1 milyonu da Aşkabat'ta ikamet ediyormuş. Yaklaşık 24 saatlik şehir gezisinde halktan toplam 30 kişi görmüş olabilirim. Dükkan var, insan yok, garip bir şehir burası...

- Türkmenbeyi, "Bayrağımız yeşil-beyaz, ülke de böyle olacak" demiş. Bütün evler (ki ev değil hepsi saray gibi) beyaz, kalan her şey yeşil... Ağaçları bırakın, ağaçları destekleyen çıtalar bile yeşile boyanmış.

- Bütün şehri saran bir şatafat söz konusu... İlk bakışta şık gibi duruyor, ama sonra insanı boğuyor. Sokak lambaları bile perforje... Sanki dantel gibi örülmüş sokaklar...

- Konuşmalarını pek anlamıyoruz, ama yazılan her şey bizden sanki! Mesela, 'Howa sahası'!

- Bizde 'başı bağlı' denir ya, oradan gelmiş. Türkmenistan'da evli kadınlar, kahverengisarı renkli bir örtü ile örtüyor başını... Saçlarının önü açık, bir aksesuar gibi duruyor bu başlık... Erkekler, bu başlığı görünce, hanımefendinin evli olduğunu anlıyor, yani başı bağlı olduğunu...