Arama

Popüler aramalar

Biraz destekle F1'de coşarım

Türkiye'nin uluslararası alanda önemli başarılara imza atan ilk pilotu olan Can Artam, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu TOSFED'in eski yönetimine sert şekilde yüklendi, İstanbul Park'ı gereksiz bir yatırım olarak niteledi.

Biraz destekle F1'de coşarım

Hedefini F1'de yarışmak olarak koyan Türk yarış pilotu Can Artam, yarış dünyasının kapılarını Fanatik'e açtı

Can Artam, Türkiye'nin uluslararası arenada önemli başarılara imza atan ilk yarış pilotu olarak tanınıyor. 1981 doğumlu Artam, kariyerine 1999'da karting ile başladı. 2001 yılında Türkiye Turing Şampiyonası'nda yarıştı. Aynı yıl içinde US Barber Formula Dodge'da yarıştı ve şampiyonluk kazandı. 2002 yılında Turing Şampiyonası'nın yanında "North American Fran Am 2000 Pro Championship" yarışlarında yarıştı. Bu süre içinde kartingle yarışları da sürdürdü

ABD'ye okumaya gitti pilot oldu

Babasının isteğiyle Uluslararası İşletme eğitimi almak için ABD'ye Lynn Üniversitesi'ne giden Can Artam'ın yarışmaya olan ilgisi derslere olan sevgisine ağır basınca, soluğu karting pistlerinde aldı. Çok hızlıydı, bu dönemde Güney Amerika şampiyonluğunu kazanarak ilk sıçrayışını yaptı. Baba Artam, oğlunun motorsporlarına olan ilgisinden hoşnut değildi, ancak eğitimini bırakmaması koşuluyla izin verdi. Genç Artam da öyle yaptı. 2000'li yılların başında Türkiye'de 'Touring Car' yarışlarında boy gösterdi. Üniversiteyi bitirdiğinde her şey kendiliğinden gelişti. Aynı yıl içinde US Barber Formula Dodge'da yarıştı ve şampiyonluk kazandı. 2002 yılında Turing Şampiyonası'nın yanında "North American Fran Am 2000 Pro Championship" yarışlarında yarıştı. Bu süre içinde kartingle yarışları da sürdürdü. 29 Mayıs 2004'de Imola'da ilk kez Formula 3000 yarışlarında yarıştı. Sezon içinde Coloni ve Super Nova takımlarında yer aldı. 2005 yılında GP2 yarışlarında yarışan ilk Türk pilot oldu.

Can Artam, arkadaşımız Erbatur Ergenekon'a konuştu



F1 Racing, Artam için İstanbul'a geldi
Yetenekli pilot, bu dönemi şöyle anlatıyor, 'Aldığım derecelerden sonra Avrupa'dan Formula 3000 takımının teklifi geldi. Bu F1'den önceki son adımdı. Sonrasında adı GP2 olarak değiştirildi. Bu dönem dış basının bana olan ilgisi de bir hayli arttı. Uluslararası F1 Racing dergisi, sıf benimle röportaj yapabilmek için İngiltere'den İstanbul'a geldi. F1'in en önemli yayın organının bir Türk pilotla röportaj yapmak için Ada'dan kalkıp Türkiye'ye gelmesi, gerçekten her zaman gerçekleşebilecek bir olay değil. Hatta sanırım bir daha da olmaz. Çok prestijli bir işti. O ay dergide bana tam 4 sayfa yer ayırmışlardı. Onlara 4 gün boyunca İstanbul'u gezdirdik. İstanbul Park pistini dolaştık. Gerçekten özel bir deneyimdi. F1 Racing'de 'Özel Adam' olarak değerlendirildim'

Speed'le takım arkadaşı
Bu dönemin ardından GP2'de yarıştı. Ünlü ABD'li pilot 'Scott Speed' ile takım arkadaşı oldu ancak bekleneni vermedi. Takım arkadaşının yanında sönük kaldı. O dönem hatanın kendisinde olduğunun belirtiyor Artam: 'GP2'de yeteri kadar iyi değildim zira gerektiği kadar test yapmamıştım. Serideki diğer pilotlara göre açığım vardı ve düşündüğümden daha fazla çalışma yapmam gerektiğini anladım. Formula Renault'da diğer pilotlarla aynı seviyedeydim ama GP2 işin boyutu değişiyor. GP2'de rakiplerime göre mesafe ekiği vardı ve fark ortaya çıktı. Açıkçası araçlar da farklı gelmişti. Ancak esas olan sponsor baskısıydı. Sponsorlar beklentiyi arttırıyor ve omuzlarınızdaki yük büyüyor. Hiçbir şey değilse, yarışı bir şekilde bitirmek zorundasınız. Sponsor yetkilileri tüm yarışları yerinde takip ediyor ve sizi takip ediyor. Bu da baskıyı çok yükseltiyor. Benim asıl sorunum hiçbir seride üst üste 2 yıl yarışmamam oldu. O dönem GP'deki isimlerin çoğu bir şekilde Formula 1'i gördü ancak ben devam edemediğim için bunu yaşayamadım."


'Eski federasyon önümü kesti!'
Tüm bu yaşananların yanında Can Artam'ın içindeki en büyük hayal kırıklığı, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu'nun bir önceki yönetimi ile ilgili. Bir FIA Dünya Şampiyonasında puan alan ilk Türk pilotu olan Artam, eski yönetimin kendisine üvey evlat muamelesi yaptığı görüşünde. Artam ve çevresi, dönemin TOSFED başkanı Mümtaz Tahincioğlu'nun oğlu Jason Tahincioğlu'nu net biçimde kayırdığını düşünüyor. Artam'ın bu konu ile ilgili düşünceleri şu sözlerde yansıyor, 'Ben Bir FIA dünya şampiyonasında puan alan ilk Türk pilotum. GP2'de İlk 10'da 3 tane yarış bitirdim. Devamında ilk 5'de sonuçlar gelmesi muhtemeldi ama devam edemedik. Petrol Ofisi GP2 takımını kurduğunda olanları herkes az çok biliyor, alınan kötü sonuçlar ortada. O proje bir skandaldı. Normalde o takımda Jason Tahincioğlu ile ben yarışacaktım ama son anda ekipten çıkarıldım. Anlaşılacağı gibi eski federasyonla ilişkilerim kötü durumdaydı. Bir iki kere çok ciddi şeylere mal oldular. İleri adım atmama engel oldular. Evrak işleri gibi ufak işler yüzünden yükselemedim. Kasıt aramıyorum ama çevremde bu kasıtları bulan isim çok fazla. Yine de kimseye kırgın değilim. Bu sonuçta, kırılacak bir durum değil. Türkiye'deki şartlar belli. Bazen böyle şeyler oluyor. Bu Türkiye'de işleyişin ne kadar garip olduğunu gösterir.

'Yetenek olmadan da oluyormuş!'
Jason Tahincioğlu'nun yetenklerinin sınırlı olduğunu ifade eden Artam örneği futboldan verdi: "Futbolda hiçbir yeteneğiniz olmadığı halde ne olursa olsun oynayamazsınız. Elle tututlur bir yanınız olması lazım. Ya iyi koşarsın, ya iyi pas verirsin, ya boyun uzundur... En kötü iyi kafa vuruyorsunuzdur. Kısacası elle tutulur bir şeyiniz olması lazım. Yani elle tutulur bir şey yoksa, futbolda oraya çıkamazsınız. Ancak motorsporlarında, arkanızda bir Federasyon, bununla birlikte sponsorlar ve bağlantılar olunca demek ki olabiliyor. Ben, dişimle tırnağımla kazıyarak bir miktar sponsor toplayabildim ama yetmedi. Malesef, o dönem farklı şeyler olabiliyordu. Şimdi şartlar değişti'...


'Menajerim yüzünden Formula 1'in kapısından döndüm!'
31 yaşındaki pilot bugüne kadar 3 kez Formula 1'İn kapısından döndüğünü de sözlerine ekledi. "Bana bugüne kadar Formula 1'den 3 kez teklif geldi. Minardi ve Jordan takımları benimle görüştü. Zaten Jordan takımında 'Junior' pilotluk yapmıştım ve Eddie Jordan beni test pilotu olarak davet etmişti. Ancak 2006 yılında bir sponsor sorunu yaşadım ve devam edemedim. F1'e en fazla yaklaştığım zaman Minardi ile olan görüşmelerimin zamanlarına denk gelir. Minardi takımı ile 2005'te ön anlaşma imzaladım. Ancak o dönemki menajeri Ali Gürsoy'un yaptığı birkaç taktik hatası F1'e girişimi engelledi. O dönem bir iki hamle farklı yapılsa bugün Formula 1'deydim. Elimizden geleni yaptık olmadı"

F1 arzusu sürüyor
Artam buna rağmen, F1'e girebilmek için umudunu yetirmediğini de sözlerine ekledi, "F1 için çalışmam sürüyor. Yaş geçmesinden korkmuyorum. Bir Türk olarak F1'e değer katacağımı düşünüyorum. Türkiye, Avrupa için çok önemli bir konumda. Yaşım da hiç önemli değil. Geçmişe bakınca 33 yaşından sonra F1'de yarışmış birçok pilot olduğunu görebiliriz. Hatta böyle olması daha hayırlı olmuş bile olabilir. Genç ve tecrübesizken, şansımı değerlendiremeyebilirdim. Şimdi ise her açıdan hazırım ve yarışmaya açım. Avrupa'da birkaç önemli yarış yapıp kendimi hatırlatmam lazım"

Hükümette bir isteği var
"İhtiyacım olan şey, maddi olarak hükümetin ya da devletin bir şey yapmasından ziyade, özel sektörü destek olması için teşvik etmesi. En ufak bir destek bulursam Formula 1'e çıkarım. Bu sezon Avrupa'da alacağım bir iki iyi sonucun ardından, F1'de bir test sürüşü mutlaka gelecektir. 2 ortalama yarışta bile GP2 takımları temaslara kurmaya başladı. Tek ihtiyacım olan şey sponsor"

F1 Türkiye GP olmasa da olur

"Formula 1, Türkiye'de olmasa da olur. Türkiye'de olmaması büyük bir kayıp değil. Bakın, oraya harcanan parayla, 125 tane Türk pilot yetiştirilirdi. Şimdiye 1-2 tanesi de F1'de yarışıyor olurdu. Çok değil 1-2 Milyon Euroluk destekle bir yarış pilotu F1'e çıkabilir. Bakıldıığında Formula 1 Türkiye'ye 1 kere gelecek ama bir Türk pilot, yarışların olduğu ülkelerin hepsine gidecek. Pilot yetiştirmek, pistten çok daha iyi bir geri dönüşü olacak çok daha iyi bir yatırım bence. F1'in olduğu her yerde Türk bayrağı olmasıyla, senede 1 kere boş tribünlerin önünde yarışılması arasında ciddi bir hesap kitap farkı da var. Düşünsenize bir tesis yapıldı onu da bir dönem bir yabancı şirket işletti şimdi de yerli bir şirket işletiyor. Garip bir durum"

Şimdiki federasyona da yüklendi
"Şimdiki federasyon seçim öncesi, benimle genç pilotlar yetiştime konusunda temasa geçti. Onlara olumlu cevap verdim. Ancak seçim sonrası kimse benimle iletişime geçmedi. Düşüncelere seçime kadarmış sanırım. Yine de yakın zamanda bir karting okulu projesi gerçekleştireceğim. Full time olmasa bile en geç önümüzdeki yıl başlayacağım. Bir yarış okulu artı genç pilot yetiştirecek bir organizasyon. Ülkemizee destek olacaktır."

İdolü: Ayron Senna
Bildiği Diller: İngilizce - İtalyanca - Fransa
Dezavantajı: 5 yıldır full sezon bir takımla bir şampiyonada mücadele etmiyor

Erbatur Ergenekon

Haberin Devamı