Sporun genç yıldızlarından davet: Çık oyna

Abdülkadir Ömür: İnsanları sevindirmek istiyorum

Trabzonspor'un altyapısından 'Türk Messi’ olarak bilinen ve bu sezon gösterdiği performansla Avrupa devlerini peşine takan Abdülkadir Ömür, futbolla tanışma hikayesinden, unutamadığı anlara, sahadayken ne hissettiğinden, kariyerinin hayatındaki etkisine kadar birçok konuyu Nike’ın, ‘Çık, Oyna’ kampanyası kapsamında değerlendirdi. Şimdi söz sırası genç yıldızda...

‘Ağabeyim teşvik etti’

“Futbol ile 5-6 yaşlarında tanışmıştım. Benden 4 yaş büyük olan ağabeyim futbol oynuyordu ve beni de teşvik ediyordu. Daha o yaşlarda mahalle aralarında futbol oynuyordum. Tabii ki oynadığım insanlar benden yaşça büyüktü ancak sürekli onlarla birlikte oynayınca alışkanlık haline getirdim. Gerçekten futbol oynamayı çok seviyordum. Ağabeylerime göre fiziksel olarak küçük kalıyordum ama yine de zevkle oynuyordum. Burnumun kırıldığını da hiç unutamıyorum. 7-8 yaşlarındayken her yer beton tabii. Arkadaşıma çalım atmıştım, o benim üstüme ben de yere düşmüştüm ve burnum kırılmıştı. Her yer kan olunca da beni hastaneye kaldırmışlardı.”

‘Trabzon futbol kenti’

“Sporu sadece futbol olarak düşünmemek lazım. Biz arkadaşlarımızla futbol idmanından çıktıktan sonra basketbol oynuyorduk, voleybol maçları yapıyorduk. Spor insanı rahatlatıyor ve eğlenerek yapıyorsun. Trabzon’da her çocuk futbolla yatar, futbolla kalkar. Trabzon için futbol kenti diyebiliriz. Benim için de aynı zamanda bir iş haline geldi. Hem yaptığım işten zevk almak hem mutlu olmak hem de başarılarımla insanları sevindirmek istiyorum.”

‘İlk maçımı unutamıyorum’

“A takıma çıktığım ilk maçı unutamıyorum. O zaman daha 16 yaşındaydım. İnanılmaz heyecanlıydım, sahada elim, ayağım titriyordu. 2-3 dakika böyle geçti sonra sağolsunlar ağabeylerim ‘sakin ol’, ‘rahat oyna idmandaki performansını sergile’ dedi ve az da olsa rahatladım. Maçtan sonra ise hem ben hem de çevremdekiler çok mutlu oldu. Ancak benim heyecanım yine artt. Sonra ise A takımda durdukça özgüvenim yerine geldi"

‘İşimize saygı göstermeliyiz’

“Her şeye rağmen insan bazen yoruluyor. Yani bazı anlarda idmana çıkmama hissiyatı oluyor ancak çalışmayı ve sporu bırakmamak lazım. Çünkü bu bizim işimiz, ileride bu iş sayesinde para kazanacağız, ailemizi kurtaracağız, belki de aile kuracağız. Bu nedenle ‘İşimize saygı göstermemiz ve çalışmamız lazım’ diyerek kendimi motive ediyorum.”

‘Spora teşvik ederim’

“Küçükken mahalle aralarında sporla haşır neşir olan insanlar ilerleyen yıllarda ‘spor yapmayalım’ demez. Çünkü bu sevda küçükken gelir. Arkadaşlarınla birlikte zaman geçirmenin tek yolunun spor yapmak olduğunu düşünür. Hiçbir şekilde spor yapmayan bir insanı ise ikna ederek spora teşvik etmeye çalışırım. Bunu da spor yapmanın sağlık açısından faydalı olduğunu söyleyerek ve arkadaşların ile zaman geçirebileceğini belirterek yaparım.”

Yasin Süzen: Limitleri yıkmak için koşuyorum

Kariyeri başarılarla dolu olan işitme engelli milli atletimiz Yasin Süzen, spor yapmak isteyen gençlere Nike’ın ‘Çık, Oyna” kampanyası aracılığıyla tavsiyelerde bulundu. Sınırlara inanmadığının altını çizen Süzen, “İnsanların kafasındaki limitleri yıkmak için koşuyorum. Spor bence herkese eşit. Ancak sadece inanmak yeterli olmuyor, gerçekçi olmak gerekirse çok çalışmak gerekiyor. Başarmayı seviyorsan çıkıp koşmalısın. Ben kendimi ispatlamak istiyorum. Önce kendime, sonra herkese. Sizi duymuyor olabilirim ama kendimi dinleyebiliyorum. Sonra kendimi koşarken buluyorum. Engelleri yıkmak isteyen herkesi benimle spor yapmaya bekliyorum” dedi.

‘Heyecan, güven, acı...’

Henüz çocukken spora başladığını belirten Süzen, “Bilinçsiz bir şekilde mahallede oyunlar oynayarak sporla tanıştım. Lisede ise amatör olarak atletizm branşında yüksek atlama ile spora başladım. Beni spora yönlendiren isim ablam oldu. İlk başta spor yapmak zor gelse de daha sonra hoşuma gitmeye başladı. Ben spor yaparken heyecanı, güveni ve acıyı aynı anda hissediyorum. Sonucunda ise mükemmellik ve huzur hissediyorum” ifadelerini kullandı.

‘Kendimi özel hissediyorum’

Sporun, hayatında çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen milli sporcu, “Spor bana kendimi özel hissettiriyor. Birçok insanın başaramadığını başarabildiğim için mutlu oluyorum. Her seferinde de bir heyecan yaşıyorum. Start verileceği anlarda, çıkış takozuna oturduğum zaman yanlış çıkış yapmamak için çabalıyorum” yorumunu yaptı.

İrem Yaman: Pes etmedim, hedefe ulaştım

Tekvandoda Dünya ve Grand Slam şampiyonlukları bulunan, son olarak Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda 62 kiloda altın madalya kazanarak bizleri gururlandıran İrem Yaman, spora başlama hikayesini ve sonrasında yaşadıklarını Nike’ın ‘Çık, Oyna’ kampanyasına anlattı. Annesi sayesinde tekvandoya başladığını belirten Yaman, “Herkes beni çıkıp oynamaya ikna eden kişinin babam olduğunu sanıyor. Oysa ki öyle olmadı. 8 yaşımda annem elimden tutup, beni tekvando kursuna götürmüştü. O gün spor ve tekvandoyla tanıştım” dedi.

‘Hayalimin sembolüydü’

Yıllar boyunca altın madalya hayaliyle uyuduğunu vurgulayan 22 yaşındaki tekvandocu, “10 sene, her gece rüyamda birincilik kürsüsüne çıkıyorum ve sabah uyanıp hayal kırıklığı ile antrenmana gidiyorum. Defalarca pes etme noktasına geldim ama o hisse yenilmedim. Aksine daha da hırslandım ve 2014 yılında Avrupa Şampiyonası’nda amacıma ulaştım. Uluslararası platformda ilk altın madalyamı kazandım ve pes etmeyişimin ödülünü o ilk madalyamdan sonra altınları toplayarak aldım. Dünya Şampiyonluğu, Grand Slam şampiyonluğu gibi daha prestijli turnuvalarda altın kazandım ama o ilk madalyanın heyecanı bambaşkaydı. Çünkü o benim çocukluk hayalimin sembolüydü” diye konuştu.

‘Spor, gücü ortaya çıkarıyor’

Spor yaparken kendisini güçlü, hırslı ve özgüvenli hissettiğini vurgulayan 22 yaşındaki tekvandocu, “Küçük yaşlardan itibaren spor yapmak; fiziksel ve mental olarak sağlıklı, özgüveni yüksek, sosyal bir birey olmanızı sağlıyor. İnsanın içinde var olan ama kendini zorlamadığı sürece asla keşfedemeyeceği gücü ortaya çıkarıyor” açıklamalarında bulundu.

‘Annem rest çekti’

Tekvandocu olma ları konusunda annesinin çok ısrarcı olduğunu di le getiren Ya man, “Annem, ‘Çocuklarım olduğunda onlar da babalar ı gibi tekvandocu olsun’ diyormuş. Sonunda bir gün dayanamamış ve bir elinde ablam, bir elinde ben, bizi götürüp bir tekvando kursuna yazdırmış. Akşam babam eve gelince, yemekte ‘Kızları tekvando kursuna yazdırdım. Sen öğretmezsen, başkalarından öğrenecekler’ diye resti çekti. Babam da, ‘Hakemliği bırakıyorum. Bir tekvando salonu açıyoruz , kızların antrenörü ben olacağım’ dedi” ifadelerini kullandı.

Arda Turan: Çıkın oynayın!

Başakşehir’in yıldız futbolcusu Arda Turan sporun hayatın kendisi olduğunu belirtti. Sporun her an insana yeni bir şey öğrettiğini söyleyen Arda, “Kendini çok güçlü hissettiğin zamanlar da oluyor, pes etmeye yakın olduğun zamanlar da. Bazen doya doya kazanmanın mutluluğunu yaşıyorsun. Bu yüzden hangi dal olursa olsun; mutlaka spor yapın. Çıkın oynayın” dedi.

‘Spor yaptığımda mutlu hissediyorum’

Başarılı aktrist Melisa Şenolsun, spor yapmanın çok önemli olduğunu dile getirdi. Sporun bir disiplin olduğunu vurgulayan Şenolsun, “Bütün hayatın boyunca spor yaptığında disiplinli bir insan olmayı ve sağlıklı, mutlu huzurlu bir birey olmayı öğreniyorsun. Spor yaptığımda kendimi daha rahat, daha mutlu ve daha başarılı hissediyorum” ifadelerini kullandı.

‘Sporu hayatımdan çıkarmayacağım’

Bir diğer başarılı aktrist Elvin Levinler de kendisini bildiğinden beri spor yaptığını söyledi. Levinler, “Bisiklete binmek, paten kaymak, yüzmek, tenis oynamak, koşuşturup ağaçlara tırmanmak... Bizim için oyun oynamak gibi bir şeydi spor yapmak. Kendime yapacağım en büyük iyiliklerden biri sporu hayatımdan çıkarmamak olacak” diye konuştu.

Sporseverler bir araya gelecek

Nike önderliğinde MACFit, Boyner, Rakipbul, Cihangir Yoga, Dans Fabrika ve Urban Riders gibi markaların destek verdiği ‘Çık oyna’ kampanyası ile futbol, koşu ve dans ile ilgili etkinliklerde sporseverler bir araya gelecek. 19-20 Mayıs tarihlerinde; İstanbul, İzmir ve Ankara’daki 50 seçilmiş MacFit spor salonları sabah erken saatlerden gece yarısına kadar, Cihangir Yoga’nın Bağdat Caddesi ve İstinye’deki şubeleri, Urban Riders ve Dans Fabrika’nın seansları Nike üyesi olan herkese açık olacak. Kampanya dönemi boyunca ayrıca NTC ve NRC uygulaması üzerinden aktif olan kullanıcılar 23 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında MacFit’lerden 3 günlük ücretsiz giriş hakkı kazanacak. Nike, gerçekleştirilecek çeşitli spor aktivitelerine nike.com/cikoyna adresinden kayıt olup, ücretsiz olarak katılma fırsatı sunuyor.