"Ali bey, Fenerbahçe her yıl Avrupa'ya gidecek demeli"
Profesör Doktor Ahmet Ertan Tezcan'ın (Psikiyatrist), Fenerbahçe analizinde son perde...

İki-Üç sene önce 6 yabancı kuralı varken, 18 kulübün 17’si yabancı hocalarla çalışıyordu. Ya bancı sayısı serbest bırakıldı, Fenerbahçe haricinde bütün takımlar yerli teknik adamlara döndü. Bu bir çelişki mi?
Haberin Devamı ›
“Bu Fenerbahçe’nin, daha doğrusu Comolli’nin Türk insanının psikolojisini bilmemesiyle alakâlı bir durum. Comolli bunu bilse, Ali Bey’e şunu söyler: ‘Bu ülkede sahaya çıkan her rakip yerli hoca, kendi teknik direktörlük alanına yer açmak için, Fenerbahçe’nin başındaki yabancıyı yenmek isteyecektir.’ Zaten Sayın Aziz Yıldırım’dan gelen bir Fenerbahçe antipatikliği var, bir de yabancı antrenör antipatikliği yaratıyorsun! Üstelik yabancı hoca, o takımın bir ferdi gibi değil, maaşlı bir çalışanı olarak görülür her zaman. Fakat Fenerbahçe taraftarı, yönetimi ya da futbolcusu Aykut Kocaman’ı, Fenerbahçeli Aykut olarak görür. Trabzonlular Trabzonsporlu Ünal Karaman’ı görür. Slimani kulübeye bakıyor, Cocu’yu görüyor. İkisinin de Fenerbahçe’ye karşı bir aidiyet duygusu yok ki! İlle de yabancı alacaksan, ona göre kurarsın kadroyu... Zico dönemini hatırlayın. Alex’in Zico ile nasıl, Zico’dan sonra nasıl oynadığına bakın! Deivid ve o kadrodaki diğer Brezilyalılar’a bakın.”
Haberin Devamı ›
‘Guiliano’yu ben de satardım!’
Comolli size göre nasıl bir seçim?
“Ben Comolli’yi, ilk basın toplantısını izledikten sonra tutmadım. Comolli o gün Fenerbahçe’nin geleceğiyle ilgili yapacakları konusunda hiçbir şey söylemedi. Aksine, ‘Bana Fransa’da yaptıklarımla ilgili sorular sorun’ havasına girdi. Comolli’yi, geçmişte alınan iyi futbolcuları satmak için aracı olarak getirdiyseniz; Guiliano ve Souza’yı herkes o paralara satabilirdi yani... Şimdi Fenerbahçe taraftarına sorun: Fernandao mu iyi santrfor, Slimani mi? Elindekini düşük bir bedelle satıp, geçmiş performansına bakıldığında daha az faydası olacağı garanti gözüken bir başkasını daha yüksek bedelle almanın, üstelik kiralamanın mantığı ne? Ben, bu Comolli’ye neden güveneyim ki? Bir insanı işe almak beceridir, ama işini yapamayan adamı kovmak daha büyük beceridir. Sadece bunun zamanlamasını iyi yapmak gerekir.”
‘Aziz Bey hakettiği gibi gitmedi’
Acaba, 20 yılı aşkın bir süre Başkanlık koltuğunda oturan Aziz Yıldırım’ın gidişi, yeni Başkan Ali Koç’un ‘Bambaşka bir Fenerbahçe’ için yola çıkması ve bu köklü değişimin sancıları da olamaz mı şu an yaşananlar?
Haberin Devamı ›
“Bence en büyük sıkıntı; Aziz Yıldırım’ın gitmesi gerektiği şekilde gitmemesi... Aziz Bey gitmesi gerektiği şekilde gitseydi eğer; bugün Fenerbahçe camiasının havası çok daha farklı olurdu. Ben bir Beşiktaşlı olmama rağmen şu gerçeğin farkındayım. Beşiktaşlılar, Galatasaraylılar, Trabzonsporlular kızmasınlar ama, Türkiye’de futbol denilince ilk akla gelen Fenerbahçe’dir. Git bir Anadolu şehrine, sor: ‘Hangi büyük takımı yendiğinde daha mutlu oluyorsun?’ Aldığın yanıtların büyük çoğunluğu Fenerbahçe olacaktır. Bugün transferi konuşulan futbolculara sor, “Hangi kulübü istersin” diye. Bilinç dışında çoğu ‘Fenerbahçe’ der. Bu gün halâ, yani bunca başarısızlığa rağmen, bir futbolcu bir ortama girdiğinde, Fenerbahçe’deyse bambaşka bir havası oluyor. Fenerbahçe başka bir şey çünkü... İşte o başka şeyin Başkanı’nın gidiş şekli yakışmadı.”
‘O halde Euroleague’e de katılma!’
Ali Koç da umduğu gibi bir Fenerbahçe bulamadı. Borçlar dağ gibi ve eli kolu bağlı sanki...
Haberin Devamı ›
“Doğru... Ama Ali Bey şartlar ne olursa olsun, ‘Gerekirse 5 yıl Avrupa’ya gitmeyelim’ dememeli... Aksine, ‘Biz her yıl Avrupa’da olacağız’ demeli. 5 yıl Şampiyonlar Ligi’ne git, yıllık ortalama 40 milyon Euro’dan 200 milyon Euro kazan, bütün sorunların bitsin. Yoksa hiç bir gelirinin olmadığı basketbola da katılma, yıllık 30 milyon Euro’dan 150 Milyon Euro cebinde kalsın o zaman!”
‘Mustafa Denizli de olabilirdi’
Peki, bir yol haritası çizelim bundan sonrası için...
“Siyasetten bir örnek vereyim. ABD’nin en başarılı başkanı Ronald Reagan’dır. Neden mi? Doğu bloğunu yıkmış adam, ABD ekonomisi ilk kez onun döneminde artı vermiş. Halbuki eski bir oyuncuydu Reagan! Siyasetçi değildi. Peki ne yaptı, nasıl başardı? En önemli bakanlıklara, işini en iyi bilen, güvenilir adamları koydu ve işlerine hiç karışmadı. Sayın Ali Koç’un yapması gereken de bu... Uçağa bindiğinde Erzurum’a, Kayseri’ye gitmeyi bilmeyen, ülkeyi tanımayan Comolli’yi getirmek yerine içeriden birilerini bulmak. Mesela Aykut Kocaman ile devam edebilirdi. Mesela Mustafa Denizli bir tercih olabilirdi.”
Haberin Devamı ›
Baroni, Kocaman’ı cezalandırmasa’
Sanki tribünler istemiyor Aykut Kocaman’ı?
“Beğen ya da beğenme ama Aykut Kocaman, Fenerbahçe’yi Avrupa’da yarı finale kadar götürmüş, hem de en gitmeyeceği dönemde. İddia ediyorum; Baroni’nin bilinç dışı Kocaman’ı cezalandırması olmasa, Fenerbahçe o sene kupayı da alırdı. Geçen sezona bakın... Aykut Kocaman o takımı ligde ikinci yaparak, Türkiye’deki gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörlük performansını sergilemiştir. Şanssızlığı, takımın yetersizliğiydi. Bu seneki takım için yetersiz bile diyemiyorum. Çünkü oynamamak üzere gelmiş, aidiyet hissetmeyen insanlar topluluğu var. Yabancı da olsa bir futbolcunun aidiyet hissi olması gerekir.”
Finali yapalım...
“Bir camiada, Ali Koç gibi herkesin sevgilisi olan bir insan, eğer 15 hafta sonunda kısmen de olsa kredisini yitirmişse, Sayın Başkan’ın, ona akıl verenlerin ve bütün yöneticilerin oturup sakin kafayla düşünmeleri gerekir.”
‘Eğer şampiyonluğa oynayacaksan en doğru karar Yanal! Ama...’
“Aklıma Ali Bey’in şu sözleri geliyor: ‘Ersun Yanal’ı takımın başına getireceğimizi düşünenler, nasıl bir Fenerbahçe hayal ettiğimizi algılamış değiller.’ Bence kulüpleri yönetenler, böyle laflar etmemeliler. ‘Şimdilik böyle bir düşüncemiz yok’ derseniz, gelecekle ilgili hiçbir sorun yaşamazsınız. Şu an Sayın Ali Koç’un yerinde olsaydım, iki kişiyi gider yakalardım. Birincisi Mehmet Ali Aydınlar... Ona sorardım; “Siz, Ersun Yanal’ı milli takımda görev yaparken neden gönderdiniz?” İkincisi, Sayın Aziz Yıldırım... Ona sorardım: “Siz, şampiyon olduğu halde Ersun Yanal’ı neden gönderdiniz?”
‘Küme düşme stresi başka şey’
“Üçüncüsü de Ersun Yanal’ın, Trabzonspor’da neden başarısız olduğunun analizini yapardım. Çünkü şu çok açık ki; Ersun Yanal Trabzon’da, Trabzonspor gibi stres altında kaldı. Takımın kimyası da psikolojisi de stresi kaldırmaya müsait değildi. Ersun Yanal’ın da psikolojik yapısı, stres altında baskıyı kaldıracak bir ruhsal yapı değildi. Dolayısıyla ben Ersun Yanal’ın, Fenerbahçe için şu aşamada doğru bir tercih olacağını düşünmüyorum.”
Şunu mu anlamalıyız: Şampiyonluğa oynayacak bir kadro kurun, Ersun Yanal’ı tereddütsüz seçin.
“Evet, hem de hemen, hiç düşünmeden. Şampiyon yapar demem ama yapma ihtimali yüksek derim. Fakat stres altında, düşmemeye oynayacak bir takım pozisyonuna geldiği zaman, O’nun için de çok büyük bir sıkıntı.”
‘Jailson o tokadı attığı gün Brezilya’ya gönderilmeliydi!’
“Bir psikolojik hata da şu oldu Fenerbahçe’de: Jailson’u tokat attığı gün Brezilya’ya geri göndereceklerdi. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın dostluğunu dışarıdan gelen insanlara bozdurmamak lazım çünkü. Fenerbahçe diyecekti ki; “TFF’nin cezası yetmez, biz Jailson’u ülkesine gönderiyoruz.” Galatasaray da diyecekti ki, “Biz de Donk’u gönderiyoruz...” İşte o zaman tatlıya bağlanır her şey. Siz, Jailson’a Fenerbahçe’yi anlatırsanız, o futbolcu zaten o tokadı atmaz. O tokadı atmayacak insanlardan takım kurarsan da başarılı olursun.”
‘Demir Leydi gibi davranacaksın’
“Biraz geriye gidin ve Heysel faciasını hatırlayın. UEFA’nın az ceza vereceğini düşünen İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, faciadan iki gün sonra Liverpool’un Avrupa Kupaları’ndan süresiz men edilmesini bizzat istemişti. 5 yıllık cezanın uygulanmaması halinde de, İngiltere’nin FIFA ve UEFA üyeliğini fesh edeceğini açıklamıştı. Thatcher’ın bu tavrının ardından İngiltere’deki futbolun marka değerinin nereye geldiğine bakın lütfen.!
‘Kasımpaşa maçında tekrar bile isteyemediler...’
“Fenerbahçe’nin psikolojisini şu olay özetliyor aslında... Fenerbahçe yıllar önce Beşiktaş’ın hayli gerisindeydi. Rize maçında kural hatası oldu. İtiraz ettiler, berabere biten maç yeniden oynandı ve kazandılar. Sonra da Beşiktaş’ı geçip şampiyon oldular. Bir hafta önce de Kasımpaşa maçında kural hatası yaşandı. Mustafa Denizli, ‘Gerekiyorsa yeniden oynarız’ dedi; Fenerbahçe’de bir Allah’ın kulu bunu söylemedi. Bu takıma güvenmiyorlar çünkü. Yeniden oynasalar, o 1 puanı da alamayacaklar çünkü. Bence Fenerbahçeliler, otobüsten daha çok bu olayı konuşmalılar.”
Zafer Büyükavcı