Arama

Popüler aramalar

Aziz Yıldırım: Beni Türkiye tutamaz

Aziz Yıldırım, son dönemlerin en çarpıcı açıklamalarını yaptı, şike davasıyla ilgili esti gürledi.

Aziz Yıldırım: Beni Türkiye tutamaz

“Bu, şike değil siyasi bir davadır. Erzik, UEFA’ya baskı olduğunu söyledi. Kimden bu baskı, hükümetten mi? Birilerine bir şey anlattılar, Başbakan’a çıktılar. Ben hapisteyken CAS davasını çektirdiler. Sabrım tükeniyor. Bir açılırsam, Türkiye beni tutamaz.”
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, CAS’ta kulübü savunan avukatlarla birlikte basının karşısına çıkıp, şike davasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Yıldırım, şunları söyledi: “İnfantino’nun mektubunu UEFA bir iç yazışma olarak kabul edip, diyor ki, ‘Sen bunu karşıma koyamazsın’. 45 dakika konuştum, ‘Bu bir tehdittir. Şenez Erzik’in ülkesine bunu gönderirseniz, bu konu bitmiştir’ dedim. UEFA, ‘TFF sizi gönderseydi biz alırdık’ diyor. Beşiktaş yöneticileri neden ceza aldı o zaman? Onlar istifa etti. Biz şikeyi anlamadık, anlatamadık. Herkes yargılamayı kendi çıkarları için kullandı. Ben 13 maçı getireceğim. Benimle ilgili bir tape koyup şike yaptı derseniz kabul edeceğim. Bu mesele bir şike davası değildir. Mahkemelerde söyledim, burada da söyleyeceğim. Şenes bey hastanedeyken İsviçre’de Tolga Aytöre ve Şekip Mosturoğlu mektubu götürdüler. Şenes bey ‘bu dava yeniden açılamaz’ dedi. Telefon kayıtları var. ‘Baskı var’ dedi. Sordurdum ‘kimden geliyor bu baskı.’ Hükümetten mi nereden? CAS davasını niye çektik, kim çektirdi? TFF’ye, birilerine bir şeyler anlattılar. Başbakan’a çıktılar. Ben hapisteyken anlattılar yönetime. Sonra CAS davasını çektirdiler. Niye çektirdiniz anlatsanıza? Fenerbahçe’nin haklı olduğu bir davada benim şahsi bir davamı da çektirdiler. Platini, Türkiye’ye giremiyor, davayı çektiremiyordu.

Aslanlar gibi yatarım

Her şeyi üstümüze atıyorsunuz. Herkes temiz biz 3 kişi mi kirli? Polisin verdiği fezlekelerle bize saldırdınız. Hani Aziz Yıldırım Kıbrıs’a kaçıyordu? Emenike’ye para vermiştik sayıyordu hani. Nerede? İspatlayın, kendimi Boğaz Köprüsü’nden atayım. Burada mahkeme yapacağız. Hiç korkmadan geldik buraya. Korkmuyoruz da. Bu, siyasi amaçlı bir davadır. Ben, ne hapisten korkuyorum, ne başka bir şeyden. 38 ay yatma durumum var, gider aslanlar gibi yatarım. Sabrım tükeniyor. Bir açılırsam, Türkiye beni tutamaz. Ben hapis yatmaya hazırım. Ama hep söylüyorum, şike yapmadım. Polis beni takip etmedi mi? İbrahim Akın’a verildiği söylenen para yeri geliyor 100 bin Euro, yeri geliyor 100 bin Dolar oluyor. Bulun nerede verdiğimi, gidip Boğaz Köprüsü’nden atacağım kendimi. Para vermişiz. Kime gitti o para? 19 maçta 3 kişiyle mi şike yaptık? Sivas’a para gitmiş. Parayı elbise çantasında mı götürürsünüz. Milyon Dolarları bagaja koyup, evde yatacaksınız. Trabzon 5 milyon Dolar verirmiş, o zaman bizim 10 milyon vermemiz gerek. Bagaja koyulur mu bu para.”

Trabzon’un şike belgeleri nerede

“Eğer fezlekeyi okuduysanız diyor ki, ‘Fenerbahçe yöneticileri, Trabzon’un yaptığı şikeyi önlemek için çalışma yaptı.’ O zaman Trabzon’un şike belgelerinin olması lazım. Eğer yoksa koskoca kulübe iftira atıyorsun. Varsa, belgeler nerede? O zaman bir şey var yani. Trabzon’da mayıs ayından sonra hiçbir dinleme yok. Bizim şike önlemeye çalıştığımızı biliyorsanız, karşı tarafı da dinlersiniz. Emniyet bize ‘tarla’ diye soruyor. Trabzon’da uzun don var, balık var, demir var, hoca var. Eğer bu şike davası olsaydı, Trabzon başkanı örgüt lideri olurdu Başbakan’a hakaretten. Ben de örgüt üyesi olurdum. Sivas maçıyla ilgili çok enteresan bir konuşma var. Mecnun başkanla Zeki Mazlum aralarında konuşuyor. Ve sonuçta Mecnun başkan ‘Senin oradan birileri geldi 1 milyon canlı parayla’ diyor. Zeki ‘Trabzonlu işadamları 5 milyon Dolar verir hele parti teşkilatı’ diyor. Biz şike yaptık diyelim. Peki bunlar neden yazılmıyor, sorgulanmıyor? Evet, ben yargılanıyorum. Ama Trabzonspor başkanı da, Zeki Mazlum da bizim gibi yargılanıyor şu anda. Savcı ikisinin beraatine itiraz etti. Yarın Yargıtay bunlara ceza verirse ne olacak?”

Başbakan’la görüşme

“2006’da başkanlığı bıraktığımda Başbakan aradı. Tüm devlet büyükleri, Yaşar Büyükanıt aradı. 2011 Nisan’ında Alex’le Başbakan’a gittiğimde bir dahaki seçimde aday olmayacağımı söyledim. Bu nedenle federasyon başkanlığı ile ilgili ne düşündüğümü anlattım. Alex’le 5 dakika konuştu, 1 saat biz konuştuk.”

Her yerde küfür

“Bağırıyorlardı açık açık, ‘Teşvik primi Anadolu kulüplerinin gelir kaynağıdır’ diye. Anadolu kulüplerine zarar vermeyelim diye sesimizi çıkarmıyoruz. Bütün kulüpler Fenerbahçe’den nemalanıyor. Her gittiğimiz yerde küfür yiyoruz. Her gittiğimiz yere de bereket götürüyoruz. “
Genelkurmay Başkanı içeride

“Özel mahkeme, anlattıklarımızı dinlemedi. Beni fazla konuşturmayın, şu an yürütülen davalara bakın. Genelkurmay Başkanı hapiste yatıyor. Hapise girmeden hastaneye sevkedildim, adresim Metris diye yazıyordu”


“Şenes Erzik’in de, federasyonun da kalkıp bizimle ya da ayrı gitmeli. İnanıyorsan şike yaptığımıza gereğini yapacaksın. 10 sene de geçse, 20 sene de geçse bunun bir gün doğrusu ortaya çıkacak. 2000’den bu yana şike yapıldı mı yapılmadı mı? İbrahim Akın’ı alacağıma kaleciyi, sağbeki, solbeki alırım. Ben gol atamadıktan sonra adam atsa ne olur, atmasa ne olur. Tahkim’in kararını değiştirmek için uğraştılar. Kanun çıkaracaklardı. Başbakan önledi. Tahkim kararı neyse o geçerlidir. Özel mahkeme kurulduğu için anlattıklarımız dinlenmedi. Şu an yürütülen davalara bakın, beni konuşturmayın. ‘Türkiye Cumhuriyeti Savcısı yalan söylemez, siz yalan söylüyorsunuz’ dedim. ‘Siz hakimler kararı vermişsiniz’ dedim. TSK Genelkurmay Başkanı hapiste yatıyor. Ben, hapishaneden önce hastaneye gittim. Adresim Metris yazıyordu. Ben, daha ne anlatacağım ki.”

Şikeden silahlı örgüte


Beni Sedat Peker’e, Ergenekon’a bağlamak istediler. Nisan 14’e kadar silahlı örgütten dinleniyoruz. Bu tarihte konuşmalarımız doğrultusunda kanun çıkıyor. 3 Temmuz’da gözaltına aldılar. Kamuoyuna ‘şike’ diye servis edildi. Sonuca bakın ki, silahlı örgütten ceza aldık. Silahlı örgüt ve cebir şiddetten yargıladılar. Ağır cezada yargılayabilmek için silahlı örgüt ya da ekonomik çıkar ve cebir şiddet gerekiyor. Bu yüzden ‘çete’ dediler. Mahkeme diyor ki, ‘Örgütün buna uygun üye yapısı dikkate alındığında, her an cebir uygulayabileceği görülmüştür.’ Yani şiddet yapmıyoruz ama her an yapabilirmişiz. Önce silah, sonra şike, sonra cebir şiddetten ceza aldık. UEFA’da ‘hapis yattınız mı’ diye soruyorlar. Yani beraat etsek dahi suçlu kabul ediyorlar. Bu davanın tersine dönme şansı çok az. Çünkü onlara göre hapis yattıysan suçlusun.”

Hukuka niye inanıyoruz!

CAS kararı onadı, Yargıtay da onar. O zaman hukuka niye inanıyoruz. CAS, UEFA dışında bir karar veremezdi. Verse, 500 milyon Euro tazminat verirdi. Biz, iyi bir savunma yaptık. Herkesi götürdük. İbrahim Akın’ın avukatı geldi. Poliste verilen ifadelerinin doğru olduğunu anlatıp, savcının, ‘Senin çocuğun var, iyi düşün. Benim dediğimi söyle yoksa seni içeri atarım’ tehdidinde bulunduğunu söyledi ve ‘Bu yüzden savcıyı şikayet ettim, görevden aldılar’ dedi.”

Gidersem aç kalacaksınız


Tayfur Havutçu ve Serdal Adalı’nın şike yapmayacağına eminim. Sporun içerisinde olan bazı konuşmalar şike anlamına taşındı. Ama onlar yine de gündemde yoklar. Basın, bizden başka birşey düşünmüyor. Ben gidersem vallahi aç kalacaksınız. Benim, Fenerbahçe ile ilgili artılarımı, eksilerimi bir yere koyu ölçün, düşüncenizi yazın. Ama ‘bıraksın’ diyemezsiniz. Ben, ‘şu gazeteden, şu yazar gitsin’ diyebilir miyim? Böyle bir hakkım yok. Ben gidersem, bırakmayacak, başkasını tayin edecek mişim. Yahu burası babadan oğula geçen bir yer değil ki. Ben 15 sene başkanlık yaptım. Kimseye nasip olmaz bu. Benim bir ailem var, düzenim bozuldu. Fenerbahçe eski Fenerbahçe değil. Üç büyük takım artık büyük dev oldu. Sizde 20 sene önceki zihniyet var. Kulüpleri basın idare edemez. Şerefsizim kendimi zor tutuyorum. Bizde yürek var. Biz, sokağa çıkamayacak adam değiliz. TV’lerde atıp tutuyorlar. Ayıptır yahu. Çok ağır şeyler söylerim, kendiwmi zor tutuyorum.

Bizim adımıza pazarlık


Diyor ya kahramanlar, ‘Efendim, bu işi kurtaracaktım ama bunlar yanlış yaptı’. Federasyon, UEFA’ya yazı yazıyor, diyor ki, ‘Ertesi sene de göndermeyeceğiz, puan sileceğiz, bütün paraları geri alacağız. Sizce uygun mu?’ Adam da yazıyor, ‘Tabii ki uygun, yapabilirsin’. Bunu söyledikten sonra, ‘Biz böyle olmasını istemiyoruz’ deme şansınız var mı. Diyorlar ya, ‘Fenerbahçe anlaşma yaptı’ diye. Ali Koç, Nihat Özdemir’i çağırıp sordum. UEFA avukatıyla bir toplantı yapmışlar. İmzalasak da ceza aldık, imzalamasak da. Siz, Fenerbahçe adına pazarlık yaptınız.”

Öncelik tüzük tadilatı


Gelecek dönemde Fenerbahçe’nin ilk işi tüzük tadilatı yapmaktır. Ben veya bir başkası, bu tadilat olacak, üye sayısı 1 milyona çıkacak. Fenerbahçe, havuz, iddaa gibi yerlerde hakkını alacak. 150 milyon Dolar’dan az yayın parası almamalı. 1.5 değil, 1 milyar Dolar harcadım. Bunu da ben yarattım. 24 saat çalıştım. Devletin yapamadığı yerde stat yaptım. Dereağzı’nı cebimden yaptım. İlhan Ekşioğlu cebinden yaptı. Herkes cebinden yaptı. UEFA’da, ‘kulübe para verdik’ dedik, inanmadılar. Beşiktaş başkanı da ‘50 milyon Dolar verdik, Türkiye’de şartlar bu’ dedi, inanmadılar.

Saatle oynanan satranç gibi!


CAS’ta Fenerbahçe’yi savunan avukatlardan Andreas Zaglis, “Bu, normal yani çok alışılmış bir dava değil” dedi. Yıldırım’la birlikte basın toplantısına katılan Zaglis, “Dava, saatle oynanan bir santraç gibiydi. UEFA’daki ilk karardan sonra dava ikiye ayrıldı. Kişiler farklı yargılandı -ki dava halen devam ediyor- kulüp ayrıca cezalandırıldı. Bu, ulusal bir dava olduğu için UEFA’nın bakma yetkisi yoktur ve bir yaptırım uygulayamaz. UEFA, bir şey olursa 1 yıllık ceza uygulayabilir. Ertesinde ekstra ceza uygulayabilir. Dedik ki, UEFA, 2007’den sonra ulusal maçlara dair hiçbir yaptırım uygulayamaz. Milan davası gibi. Sonra UEFA yasası değişti. Artık Türkiye 2. Ligi’ndeki bir sarı kartı ceza verecek mi göreceğiz” diye konuştu.

‘O dört günü unutamam’


Kendi arabasıyla gidip teslim olduğunu söyleyen İlhan Ekşioğlu, “Yerin 4 kat dibinde en ön zindanda Aziz Yıldırım duruyordu. Dinç görünmeye çalışıyordu, ama bitkin ve yorgundu. 4 gün sonra sorguya aldılar. Avukatım, ‘Sakın heveslenme, en az 1 yıl hapistesin. Bu tablodan beraat çıkmaz’ dedi. Yıldırım’ın silahlı görüntülerine ben bile şaşırdım. ‘Bilmeden böyle bir şeyin içinde miyiz’ dedim kendi kendime. Emniyetteki o dört gün, Metris’teki bir yıla bedeldi. 4 gün o zindanda kalmaktansa, Metris’e gider bir yıl daha yatarım. Ben şike yapmadım, arkadaşlarım yapmadı, kulüp yapmadı” dedi.

Terim Başkan olur mu?


Toplantıdan önce spor müdürleriyle yemekte bir araya gelen Aziz Yıldırım’a, “Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim Futbol
Federasyonu Başkanı olacakmış, ne düşünüyorsunuz?” diye soruldu. Yıldırım’ın yanıtı kısa ve netti: “Olabilir, olsun. Bu işi layıkıyla yapar mı yapamaz mı, siz onu sorgulayın.”

3
Haberin Devamı