Arama

Popüler aramalar

Gündemi sarstı

Aziz Yıldırım'ın iddiaları, açıklamaları ve hedefleri futbol gündemine bomba gibi düştü. Milyonları ekran başına kilitleyen Fenerbahçe başkanının söylemleri dün de ülke gündeminde en üst sıralardaydı.

Gündemi sarstı

Başkan Aziz Yıldırım’ın canlı yayında söyledikleri bir kez daha gündeme damgasını vurdu. 7’den 70’e tüm Türkiye, dün Aziz Yıldırım’ın ağzından çıkanları konuştu. Yargıtay’da devam eden dava nedeniyle 3 Temmuz 2011 tarihinde patlak veren şike soruşturması hakkında derinlemesine açıklamalar yapmasa da, “Çok şey biliyorum. Yargıtay süreci devam etmese anlatırım ama bu operasyonu yapanlar üzülürler” demekle yetinen Yıldırım’ın, Avrupa arenasında oynanan basketbol müsabakalarının hakemleri hakkında söyledikleri ise büyük yankı uyandıracak cinstendi. Aziz Yıldırım, Avrupa’dan gelen basketbol hakemleri için şu sözleri sarfetmişti: “Avrupa’dan her gelen hakem Kapalıçarşı’ya gidiyor. Hepsine hediyeler alıyorlar. Alıştırmışlar, ben mi alıştırdım. Bu iddia değil, ben söylüyorum. Yapmayan varsa ben söyleyeyim kim yapıyor. Bu şike mi? Adama hediyeler alıyorsun, mağlup oluyorsun gidiyor. Biz kaç kere mağlup olduk böyle. Bunu zaten federasyon idare ediyor.” Fenerbahçe başkanının gündem yaratan konuşmasından akılllarda kalan başlıklar şunlar:

Alex efsane değil

Alex diye bir problemimiz yok. Alex bu takımın oyuncusudur. Otururuz, konuşuruz. Sözleşme uzatırız, uzatmayız. Alex kalabilir de, kalmayabilir de. Alex, iyi bir oyuncu, kaptanımız. Ancak efsane değil. Böyle efsane olunmaz. Efsane başka bir şey. Ben efsane kelimesinin kullanılmasına karşıyım.

Bu şike davası değil

Fenerbahçe şike yaptıysa, Türkiye’de kimse şike yapmadım diyemez. Bu bir şike davası değildir. Bu şike davası olsaydı tüm oyuncuları alırdınız. Diyelim ben Eskişehir’e para verdim. Biri Bülent Uygun’a, Fenerbahçe’ye şöyle şöyle oyna diyor. Şöyle şöyle oynarsan yenersin. İsim vermeyeceğim. Maç bitiyor yeniyoruz, Bülent’i arayıp senin
5 numaran maçı sattı, seneye Fenerbahçe’ye gidecek diyor. Madem şike davası, bunu diyen adamı alacaksın, sorgulayacaksın.

Suçum şampiyon yapmak

(Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu 2010-2011 sezonunda) Rakiplerin bize oynadıklarıyla diğerlerine oynadıkları aynı mıydı?

Beni fazla konuşturmasınlar, ben çok şey biliyorum. Böyle şike davası olmaz. Resmimi basan gazetenin muhabirini stada almıyorum. Daha da ileri gideceğim. Ben yüz kızartıcı suçla içeri girmedim. Ben Fenerbahçe’yi şampiyon yaptığım için içeri alındım. Fenerbahçe şampiyon olmasaydı bu operasyon olmazdı.

Örgüt lideri olamam

Kafanızdan geçeni şike diye yorumlayamazsınız. Kanunu iyi okumalısınız. Herkes dikkatli olsun. Ben 60 yaşındayım, öbür arkadaşlar 40-45 yaşında. Ailelerimiz var,
sokağa çıkıyoruz. Eminsen çık her şeyiyle kanıtla. Bir tanesini mahkemeye verdik. Dedik bu twitter senin mi? Bunları sen mi yazdın. Yarın twitter’dan yazacaklar. Herkesi mahkemeye vereceğiz.



FANATİK yazarları Aziz Yıldırım'ın gündemi sarsan açıklamalarını değerlendirdi

Bu iddia Avrupa’yı sarsar

Başkanın 3 Temmuz ile ilgili söyledikleri beni tatmin etmedi. NTV Spor’daki programı izleyen herhangi birini de tatmin ettiğini zannetmiyorum. Dolayısıyla bu konu ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir görüş bildirmek mümkün değil. Aziz Yıldırım’ın kendine güveninden hiçbir şey kaybetmemiş olması, en ilginç bulduğum durum. Son derece rahat, hatta zaman zaman sohbeti yönlendiren bir tavır içerisindeydi. Bu da geçen zor zamanların ondan fazla bir şey götürmediğini gösteriyor. Söyleşi sırasındaki yabancı basketbol hakemlerine verilen hediyeler itirafının üzerinde durmak lazım. Bu seviyede, Avrupa’da söylenmiş en ciddi iddia/itiraftır. Mutlaka dış basın da bu konunun üzerine gidecektir.

Mehmet Demirkol


Artık ‘cas’mayın!


Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe ve Türk sporu için yaptıkları ortada. Pek sevilmemesinin ilk nedeni de bu zaten. Kulübü’nü tesisleşmeden, amatör branşlara kadar uzak ara öne çıkarmak, bu nedenle de diğerlerinde kaygı oluşturup, televizyonda da açıkladığı gibi, engellenme planlarına maruz kalmak! O akşam herkesin arkasında durması gereken en önemli vurgusu ise şuydu Başkan’ın, “bir araya gelinerek, barış ortamı sağlanmalıdır.” Bu sağlanmazsa, ağır yaralı Türk futbolunu yakın gelecekte tarihe gömeceğiz; yöneticisinden işportacısına, sporcusundan gazetecisine, el ele! Ondan sonra ne ‘cas’maya gerek kalacak ne sermaye artırımına ne “kupa, kupa” diye ağlamaya ne de havuza!

Tamer Bağlan


Çılgın proje ikiye çıktı

Aziz Yıldırım’ın konuşmalarında en çarpıcı bölüm kulübe yılda 300 milyon dolar gibi astronomik gelir getirecek projeydi. Bu projeyi ilk kez duydum. Ancak bir milyon üye projesini ve oradan gelecek parayla bu parayı 3-4’e katlayacak projelerin kafasında çoktan hazır olduğunu biliyorum. Hem maddi hem sportif anlamda ve de her branşta Fenerbahçe’yi dünyanın bir numarası yapmak. Bu öteden beri hayaliydi. Artık bu projeleri daha agresif bir kararlılıkla bir an evvel hayata geçirmek için çabalıyor. Bunu tetikleyen ve keskinleştiren de 3 Temmuz sürecinde O’na ve Fenerbahçe’ye yaşatılanlar. Yok edicilerin muhtemel taarruzlarına karşı delinmez bir zırh ve maddi manevi surlar inşa etmeye çalışıyor.

Hasan Ali Atasoy


Birinci tekil şahıs

NTV Spor’daki canlı yayında Aziz Yıldırım tam bir Spor Kulübü Başkanı gibi konuştu. Konulara hakimdi. Olabildiği kadar şeffaf, bilgili ve doyurucu bir duruşu vardı. En önemlisi hâlâ bitmeyen bir heyecanını seyircilere hissettirdi. Bence tek kusuru ‘kurumsallaşmayı istiyorum’ demesine karşın, sürekli birinci tekil şahsı kullanmasıydı.. Yani ‘ben, ben’ demesiydi... Bu durum maalesef yapılanma sürecinin kolay olmayacağını gösterdi.

Emre Can

2
Haberin Devamı