"9 yıl sonra Çakır bayrağı teslim aldı"

Sarvan, Selçuk Dereli'nin hakemliği bırakması ile sonuçlanan 1. kategori olayında basını bilgilendirerek şunları açıkladı:

"Bugünkü toplantımız diğerlerinden çok önemli bir farklılık içeriyor. 15 Temmuz 2009'da yaptığımız basın toplantısında iki tane hakemimizin UEFA'nın birinci katagorisine aday olduğunu buraya iki arkadaşımızın da girmesi için yoğun çaba hardcadığımızdan bahsetmiştik ve bunun gerçekleşmesine de hemen hemen kesin gözüyle bakıyorduk. Aradan geçen sürede yoğun çabalar sonucunda Cüneyt Çakır arkadaşımız birinci katagoriye terfi etti. Bülent Yıldırım ise üçüncü katagoriden ikinci katagoriye çok kısa bir sürede terfi etmiş oldu. Bu Türk hakemliği adına çok önemli bir olaydır. Bunun perde arkasında Uluslararası hakem camiası ile entegrasyon çalışmalarımız hakemlikte eğitimin uluslararası standarta gelmesi ve bunun yanında Cüneyt Çakır'ın hakemlikteki yeteneği eklenince böyle güzel bir tablo ortaya çıktı. Bunun benim için ayrı bir önemi var. Yaklaşık 9 sene önce, hakemliği bıraktığımda birinci katagoride hakemdim. O günden bugüne hiç bir Türk hakemi orada görev alamamıştı. 9 yıl aradan sonra Cüneyt Çakır oraya gelerek bu bayrağı benden teslim almış oldu, buda benim ayrıca şahsi bir mutluluğum.

Beni biraz tanıyanlar varsa ben çok fazla iddialı bir kişi değilim. Övülmekten çok fazla hoşlanmam. Fazla ön plana çıkmaktan da hoşlanmam ama bu konu gerçekten çok önemli. Bu konuda mütevazı davranmak düşüncesinde değilim. Çünkü öyle yaparsam başta Onursal başkanınmız sayın Şenez Erzik, Futbol Federasyonu başkanı Mahmut Özgener ve yönetim kurulu, Merkez Hakem Kurulu'ndaki arkadaşlarım, Futbol Federasyonu'nda çalışan kişiler ve bu konuda desteği olan kişilere herkese haksızlık etmiş olurum.

2008 Aralık ayında Glasgow'daki bir görev sırasında UEFA Hakem Komitesi'nden Ulenberg ile beraber olduk. Ulenberg, UEFA Hakem Kurulu'nun gözlemcilerinden sorumlu kişisi, en üst düzey eğitimcisi ve de Türk hakemlerinden sorumlu olan kişisi. Kendisiyle Glavskol'da birlikte olduğumuz dönemde yaptığımız konuşmada şunu talep ettim. Türkiye'ye sık sık gelmenizi talep ediyoruz dedim. Bunun nedeni, Türkiye ligleri Avrupa'nın sayılı zor liglerinden biri. Ülkemize gelerek hakemleriimizi hem maçlarda izleyip maç öncesi ve maç sonrası değerlendirmeler yaparak hem hakemlerimize bilgi ve deneyimlerinizi aktarın hem de çok önemli üst düzey eğitimci sıkıntımız var. Bu açığı kapatmak için bazı adımlar atmış olalım diye bir konuşma geçti. Daha sonra kendisini geçen sezon Ocak ayında Antalya'daki ara seminere davet ettik. Orada biraz daha bu konuyu işledik. Ve mayıs ayının ortalarında Ulenberg'den bir mail aldım. Mailinde şöyle diyordu: "Haziran ayında, İsveç'te yapılacak olan U21 Avrupa Şampiyonası'nda Hollandalı bir hakem görev alacak. Biz burada bu hakem arkadaşımıza özel bir eğitim programı uyguluyoruz. Sizden de Cüneyt Çakır bu turnuvada görev alacak. Eğer talep ederseniz sizlere yardımda bulunmaya hazırım."

Ben de hiç bekletmeden buraya gelirseniz, Türkiye'ye gelmenizden memnunluk duyarım. En iyi yardım burada olur diye bir mail attım. Liglerin bitmesine 2 hafta vardı. 1 hafta sonra gelebileceğini söyledi. Ve Cüneyt Çakır'ı Galatasaray-Sivasspor maçında izlemek üzere Türkiye'ye geldi. Sezonun son haftasında bizim hakem kampımıza katıldı. Maçtan 1 gün önce, önce o hafta görevli olan hakemlerle 2 saat kadar görüştü. Öğleden sonra da Cüney Çakır'la İsveç'te gerek saha dışında gerek saha içinde nelere dikkat etmesi gerektiğini detaylı bir şekilde anlattı. Ogün akşam birlikte yemek yedik. O akşam yemek yerken bana şöyle dedi: " Ben Cüneyt'i aralık ayında Twente-Shalke maçında izledim. Atmosfer çok olumlu. Cüneyt çok istekli bu işte ama o maçı düşününce çok ta umutlanamıyorum."

24 saat sonra Galatasaray-Sivasspor maçını izledikten sonra o düşünceleri tamamen değişmiş bir şekilde geldi ve çok büyük gelişmeler var dedi. O günden bu güne kendisini geliştirmiş, 1 gün önce konuştuklarını kısmen uygulamaya sokmuş dedi.

Hakemlikteki not sistemi 5'den başar 10'a kadar gider. Ama fiili olarak kullanılan notlar 7 ile 8.7 arasındadır. 7'nin altına çok nadiren düşer. 8.7'nin üstüne de çıktığını ben bu güne kadar görmedim. Notlar şu anlama geliyor: hakemlikteki 8 vasat anlamına geliyor Yani ortaokuldaki, lisedeki not sistemine çevirirsek 5'in karşılığıdır 8. 8.2 iyi demektir. 8.3 bir eşik. Bu bilgi ışığında Cüneyt Çakır, 8.5, 8.5, 8.3, 8.4, 8.4, 8.6, 8,5. 7 tane maçında sadece 1 tane 8.3 var. Bu başarı Avrupa'da bile çok zorlukla elde edebileceği bir başarı. Cüneyt Çakır'ı kutluyorum"

Oğuz Sarvan, hakemlerin performansını bir önceki yıl not değerlendirmesine göre kıyaslama yaparak değerlendirirken, iyiye gidiş olduğunu belirtti. Geride kalan sezonda meydana gelen hakem hatalarının, verilen notlara da yansıdığını anlatan Sarvan, "Bu sezon ise yukarıya doğru bir gidiş var. Yönetimlerde geçen seneye nazaran açık şekilde iyiye gidiş var. Nedeni de kadrolarımızda çok sık değişiklik yapmamamız. Deneyim en önemli kriterlerden bir tanesi. Bunun maçlara yansıdığını düşünüyoruz. Geçen seneye oranla notlarda artış var" diye konuştu. Hakem hatalarında azalma olduğunu söyleyen Sarvan, şöyle devam etti: "Biz azalma olduğunu düşünüyoruz ama bu hiç hata olmadığı anlamına gelmiyor. Tespit ettiğimiz hatalar var. Ara seminerde bunları tekrar gözden geçireceğiz. Bazı hatalar, maç sonuçlarını da etkiledi. Faullerde ve disiplin cezalarında standart sağlanamaması, aynı hakemin maç içinde bir yerde verdiği kararı, benzer bir durumda tekrarlamaması, bu tip hataları ciddi buluyoruz. Yine serbest vuruş yönetiminde meydana gelen hatalar oldu, yine yardımcıların ofsayt kararlarında hataları oldu. Oyun kontrolünde eksiklikler oldu. Orta hakem ve yardımcı hakem işbirliğinin geliştirilmesine devam etmeliyiz. Ceza sahası içindeki itiş kakışlara da dikkat edilmeli. Hataların sıfıra indirilmesi mümkün değil ama amaç aza indirmek. Bakıldığında biz yolun henüz yarısındayız. Çabalarımız devam ediyor."

KULÜPLER BİRLİĞİ'NİN AÇIKLAMASI
Kulüpler Birliği Vakfı'nın son toplantısında yaptığı, MHK'ya yönelik memnuniyetsizlik ve güvensizlik açıklamasına değinen Sarvan, muhatabın kendileri olmadığını savundu. Bu açıklamayı yapanların güvensizlikten neyi kast ettiklerinin yine kendilerine sorulması gerektiğini ifade eden Sarvan, "Biz atamayla geldik ve sorumluluğumuz da bu atamayı yapanlara karşı. Kulüplerin her hafta gönderdikleri olumlu ve olumsuz yazıları, biz federasyon yönetimiyle paylaşıyoruz. Eğer uygun görülürse, hakem atamalarının nasıl yapıldığı ve hakemlerin nasıl eğitildiği konusunda her türlü detayı, kulüp başkanlarımızla paylaşmaya hazırız" dedi Sarvan, tabii ki her şeyin çok güzel olmadığını ve hataların da her dönem devam edeceğini dile getirirken, "Ben iki seneyi kıyasladığımda, bu sene ilerleme var. Mevcut resme yukarıdan baktığımızda ise yolun yarısında olduğumuzu görüyoruz. Üç yıl daha bu kadrolar istikrarlı giderse, hatalar kabul edilebilir seviyeye inecektir" diye konuştu. Hataların azaldığını ama kendisinin şahsen kabul edemediği hatalar olduğunu söyleyen Oğuz Sarvan, "Gözlemci notu yüksek olmasına rağmen, bir kararından dolayı bir hakemimizi 1 ay dinlendirdik. Yine öyle bir pozisyon oldu ki, ikinci sarı karttan oyuncunun atılması lazım, pozisyon net sarı kart fakat hakem göstermedi sarı kartı. Televizyon karşısında çok kötü oldu. Hakemlerimize, (Herkesin gördüğünü hakem görmezse, arkasında kasıt aranır) diyoruz. Yine son haflardaki bir maçta serbest vuruş esnasında olanlar. Bu tür hatalar bizi üzüyor. Yoksa anlık hatalar olabilir" ifadelerini kullandı. Kulüp başkanlarının telefonlarına neden çıkmadığı şeklindeki bir soru üzerine, böyle bir eyleminin bulunmadığını kaydeden Sarvan, sadece prensip olarak kendi telefonunda kayıtlı olmayan kişilerden gelen aramalara yanıt vermediğini söyledi. Sarvan, "Biz iletişime açığız ama bu kurumsal bazda olmalı. İki kişi bazı konuları telefonda konuşursa, speküle edilebilir. Doğrusu, federasyonla kulüp arasında olandır" yanıtını verdi. UEFA 1. hakem kategorisine yükselmesi beklenen isimler arasında Cüneyt Çakır ile birlikte, geçen günlerde hakemliği bırakan Selçuk Dereli'nin de bulunduğunun anımsatılması üzerine ise Sarvan, "Selçuk Dereli de izlendi. Geçtiğimiz sezonun sonunda genel kanı da Selçuk Dereli'nin avantajlı olduğu yönündeydi. Ancak, 21 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nda Cüneyt Çakır'ın görev alması, şansı oldu. Hakemlikte şans da önemli" dedi.

"HAKEME CEZADA ORTAYI BULMALIYIZ"
Oğuz Sarvan, kötü maç yöneten hakemlere verilecek cezada bir orta yol bulunması gerektiğini savundu. Kendilerinin, hakemin kötü yönettiği maçın psikolojisinden çabuk çıkması için kısa sürede yeniden maç vermeyi uygun gördüklerini, ancak kulüplerin ise buna tepki göstererek, "Hatanın bir bedeli olması gerekmez mi" diye tepki gösterdiklerini anlatan Sarvan, "Bunun ortasını bulmamız gerekir. Bizim de farkına vardığımız bir hatamız oldu. O hafta görev almayan hakemler, kampa da gelmedikleri için eğitimlerin gerisinde kaldı. Bu da önemli bir hataydı bizim için. İkinci yarıda bunu düzeltmeyi amaçlıyoruz. Arkadaşlarımızı daha çabuk kazanmak için birebir görüşme yapmayı düşünüyoruz. Problemli maç yöneten hakemimizi davet edip, kritiğini yapıyorduk önceden, yine bunu yapmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

"HAKEMLER ÇÖZÜMÜ TAMAMEN KENDİ İÇLERİNDE ARAMALI"
Hakemlerin konuşturulmadığı, hakem derneklerinin ise işlevsiz olduğu şeklinde yöneltilen bir soru üzerine Sarvan, şunları söyledi: "İtalya'da hakem komitesi oluşturulurken, federasyon başkanı, hakem derneği başkanıyla görüşüp, önerilerini alıyor. Bizde ise hakem derneği başkanı, federasyon başkanını arayıp, (Genel kurulda kimi delege belirleyelim) diye soruyor. Hakemlerin örgütlemesi sağlıklı değil. Hakemler, kendilerini iyi temsil edeceklerse, kendi aralarında bir araya gelip, bunu yapmaları gerekir. Kimseden bir şey beklememeliler. Bir hakem derneği çıkıp, (Falanca kişi bizim hakemimize hakaret etti, federasyon ceza verdi ama o da özür dileyene kadar biz onun elini sıkmayacağız) dese, çok şey değişir. Hakemler çözümü tamamen kendi içlerinde aramalı."

2