Arama

Popüler aramalar

"At yarışını bıraktım ama iddaa oynuyorum"

Sergen Yalçın, kendisiyle yapılan röportajda her zamanki gibi çarpıcı sözlere imza attı.

Sergen Yalçın denince, herkesin aklına önce dört büyük takımda birden forma giymeniz geliyor. Nasıl oldu bu?

İsteyerek takım değiştirmedim, şartlar öyle gerektirdi. Beşiktaş’ta sorunlar yaşadım ve ayrılmak zorunda kaldım. Beni almak için Galatasaray-Fenerbahçe birbirine girdi, ben de Fenerbahçe’yi tercih ettim ama sonra Aziz Yıldırım ile anlaşamadım. Galatasaray’da bir dönem çok mutluydum. Beşiktaş’a dönmek istedim çünkü ayrıldığımdan beri Beşiktaş hiç şampiyonluk yüzü görmemişti. Geri döndüm ve 100. yılda Beşiktaş’ı şampiyon yaptım. O dönem en çok istediğim şeydi ve bunu başardım. Ama takım değiştirmem konusunda başka etkenler de vardı. Türkiye’de kulüp başkanları ve yöneticileri ile çalışmak hiç kolay değil, bu camiada çok kompleksli insanlar var...

Dört büyük kulübün camialarının birbirinden ne gibi farkları var sizce?

Dört büyük takımda da oynadım, dördünün de farklı özellikleri var. Hiçbir camiada çok sorun yaşamadım. Rahat bıraksalar hiç sorun çıkmaz. Ama benimle kavga yaşamak isteyenler olduğunda ben de tavrımı koyarım. Beşiktaş’ta Daum ve Tigana ile Fenerbahçe’de ise Zeman ile yaşadım. Bunlar kompleksli isimlerdi. Bu tarz adamlar yıldız oyuncularla her zaman sorun yaşar. Teknik Direktörler beni rahat bıraksalardı sorun olmazdı. Özgürlüğümü engellememeleri gerekiyordu. Yıldız futbolcular biraz kendi başına buyruktur. Zidan da böyleydi, Platini de...

Futbolla ilgili pişmanlıklarınız neler oldu?

Yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Hata yaptım mı? Evet ama dönüp baktığımda iyi ki yapmışım diyorum. Bir daha geri dönsem yine yaparım. Erken yaşta şöhret oldum, istediğim her şey vardı. 19 yaşında çok popüler olup, kontrollü olmak kolay değil. Tabii ki hata yapacaksın, gerçi ben biraz fazla yaptım ama geriye dönüp bunları sorgulayamam. Yıllarca TV’ler yüzünden yanlış tanıtıldım. Bir gün dışarı çıkıyorum, haftanın beş günü gazetede ve televizyondayım. Basın yüzünden çok mağdur oldum. Bir arkadaşımla bile rahat yemek yiyemez duruma geldim. Halbuki düzenli bir hayatım vardır. Futbol oynarken 5’er yıllık iki ilişkim oldu.

“At yarışını bıraktım ama ara sıra iddia oynuyorum”

Futbolcuyken Bayern Münih’e transferiniz nasıl suya düşmüştü?

Almanya-Türkiye maçından sonra Bayern Münih’in Başkanı Beckenbauer, Şenez Erzik’i aramış, o da beni aradı, “seni almak istiyorlar” dedi.
Ben de “tamam” dedim. Bir süre geçti ses yok, ben de merak ettim Şener Erzik’e sordum. Adamlar seni araştırmışlar ve vazgeçmişler dedi.

Ne sebeple vazgeçmişler?

Ne ararsan var ben de... Olmayan bir şey yoktu ki... (gülüyor)

At yarışı gibi alışkanlıklarınızdan bahsediyorsunuz sanırım, hâlâ devam ediyor musunuz?

Hepsini bıraktım. Çok vaktimi alıyordu. 6 aydır oynamıyorum. Atım da yok artık. O sektörden tamamen çıktım, ama hâlâ arayıp tüyo isteyenler oluyor. Sadece ara sıra boş vakitlerimde iddia oynadığım oluyor.

İddia demişken, sizin Beşiktaş’ta oynarken Chelsea’ye iki gol attığınız maçta bahis oynadığınız ve büyük para kazandığınız da iddia edildi. Doğru mu?

Öyle bir dedikodu var (gülüyor). Belki ben değil de başkası benim adıma oynamıştır. Kim bilir? Ben oynamadım desem kesinlikle yalan söylemiş olmam ama belki benim adıma biri oynamıştır. Neden olmasın?

“Yöneticiler hem işi bilmiyor hem de her şeye karışıyor, ileride teknik direktörlük yapabilirim”


Türk futbolu büyük kaos içerisinde. TFF başkanı istifa etti. Neler olacak?

TFF başkanı özelinde konuşmuyorum ama genel olarak Türkiye’de ayağına top değmemiş, bu oyundan anlamayan adamlar futbolu yönetiyor. Sonra da ‘Türk futbolunu kurtarmanın çabasını veriyoruz, Türk futbolunu kalkındıracağız’ diyorlar. Gerek TFF’de gerekse de kulüplerde futbolu bilen, geleceğe görebilen bir ekip olmalı. Herkes bildiği işi yapmalı. Ben muhasebecilik yapıyor muyum, yapmıyorum. Kulüp yöneticileri hem işi bilmiyor hem de her şeye karışıyor. Çünkü TV’ye çıkıp popüler oluyor. Türkiye’de insanlar şöhret olmak için yönetici oluyorlar. Futbolu değil sahip olacakları gücü seviyorlar.

Altyapı antrenörlüğüne başlamıştınız, niye bitti?

Antrenörlük hiç başlamadı. O dönem sadece Beşiktaş’ta bir staj dönemi geçirdim, altyapı antrenörlük belgesi için staj yapmam gerekiyordu. Aslında yapabilirdim ama gördüm ki Türkiye’de alt yapı antrenörlüğü yapılmaz. Türk futbolunda altyapı diye bir şey kalmamış. Kulüpler hiç önem vermiyor, altyapıları bitmiş. Altyapıda çalışmak benim için zaman kaybı olurdu. Artık ülkemizde genç oyuncu çıkması çok zor, çıkarsa da kendi yeteneği ile çıkacak. Bu kadar kalabalık bir ülkeyiz ama dışarıdan çok futbolcu alıyoruz.
Milli servetimizden gidiyor. Maalesef Türkiye’de altyapı olayı bitmiştir. Altyapı antrenörlüğü olmazsa bile bir gün teknik direktörlük olabilir. Başarsızlık korkum yok. Her şey kontrolümde olursa başarı da gelir. Ben Türk Futbolu’nda önemli bir ismim, başarısız olmak gibi bir lüksüm yok.

“Guti uğruna bana kötü tezahürat yapılması içimi acıttı”

Spor yorumculuğunun da zorlukları var. Bir keresinde Beşiktaş seyircisi bile size tepki göstermişti...

Hayatımda üzüldüğüm ender anlardan birisidir. Bütün Beşiktaş tribünü değil, küçük bir kesimin bana kötü tezahürat yapması çok acı verdi.
Ben o statta çok şampiyonluklar kazandım. Goller attım, ismime besteler bile yapıldı. Böyle tarih yazmış bir futbolcu olarak, kulübün menfaatleri adına televizyonda konuşurken bu kulübe hiçbir şey katmamış bir yabancı oyuncu uğruna bana kötü tezahüratlar yapılması içimi çok acıttı.

Kimdi o futbolcu?

Guti... Ama en güzeli benim dediğim her şeyin doğru çıkması oldu. Zaten tezahürat olayında da bir provakasyon vardı ama onu açıklamak istemiyorum. Ancak benim Beşiktaş tribünüyle aramda kötü bir şey olamaz. Ama yine de o günden beri hiç maça gitmedim.

“Kulüpler sembol oyuncularına sahip çıkmıyor”

Beşiktaş’a kırgınlığınız var mı?


Hayır ama Türk futbolunda yanlışlar var. Hiçbir kulüp kendi sembol oyuncusuna sahip çıkmıyor. Halbuki Avrupa’da kıymet biliyorlar. Manchester United’lı futbolcu Giggs, 40 yaşında ve hâlâ futbol oynuyor. Yönetim futbolcuya “Sen ne zaman istersen o zaman bırakırsın” diyor. Adamlar sembol isimlerinin formasını bile kimseye giydirmiyor. Biz ise futbolcuyu kendi kaderine terk ediyoruz.

Messi mi? Ronaldo mu?


İkisinin de farklı özellikleri var. Barcelona çok üst düzey bir takım, Messi yokken de çok iyi işler yapıyorlar. Tabii ki Messi üstün bir yetenek ama arkasında Xavi, İniesta gibi çok üst düzey oyuncular da var. Benim arkama verin onları bakın neler yapıyorum. Arkanda oynayanlar iyiyse, sahada şahaneler yaratırsın. Ama Ronaldo’nun takımı o kadar iyi değil. Şahsi özellikleri sayesinde bir şeyler yapıyor.

Türkiye’de kimleri beğeniyorsunuz?

Arda ve Burak’ı beğeniyorum. Galatasaray’da Emre Çolak var, çok iyi oyuncu olacak.

Kaynak: Gazete Vatan, Beliz Özkan

Haberin Devamı