Bizim Takım yorumladı: Play-Off oynanmamalı

Fanatik Gazetesi Haber Müdürü Zafer Büyükavcı sordu, 'Bizim Takım' Kulüpler Birliği'nin 'Play-Off' senaryosunu yorumladı.

SORU: Zafer Büyükavcı: Şampiyonluk yarışının büyük bir hızla devam ettiği (Trabzonspor ve Başakşehir 53, Galatasaray 50, Sivasspor 49 puanda...) yarışta, sezonun kalan bölümünün ne zaman oynatılacağı konusunda halen bir belirsizlik hakim... Yakın tarihte bir kez gördüğümüz gibi bu sezon da şampiyonluk potasındaki takımlar arasında bir ‘Play-Off’ oynatılmalı mı?

Mehmet Demirkol: ‘26 haftası oynanmış bir lig için bu doğru olmaz’

Öncelik bu büyük belayı atlatmak... Sonrasında nasıl bir takvime neyi sığdırabileceğimizi daha net görürüz. Bugünden Play-Off tartışmasına girmek, manalı değil... Çünkü ligin boyu kısa. Sekiz maçlık bir yol, 4 hafta içinde bitirilebilir. Play-Off dediğimiz de zaten 2-3 hafta sürecek. Bu uygulamanın sakıncası, baştan ilan edilmediği için kaç takımla nasıl oynanacağının büyük tartışmaya yol açacak olması. Şampiyonluk için matematiksel şansı olan her takımı hukuken almanız gerekebilir. Bu da şu ana kadar ligde gösterilen performansı manasız kılacaktır. Bu kesinlikle hakkaniyetli bir durum oluşturmayacak.

‘Şimdi değil, 2021 olabilir’

Covid-19 salgınının ne zaman biteceği konusundaki tartışmalara bakıldığında geniş yelpazede tahminler görüyoruz. Bu işin 2021’e kadar süreceğini söyleyen bilim adamları dahi var. O yüzden acele kararlar verip yargıda bulunmamak gerekir. Biz bu ligi, yıl sonuna doğru bitirip 2021 sezonunu Ocak-Mayıs aralığında başka bir formatta düzenleyebiliriz. Baştan herkes kuralları bileceği için bu yapı daha doğru olur. Ancak başta da söylediğim gibi öncelik, bu salgını bitirmek. Eğer Play-Off gerçekleşecekse, bu sezon için değil, 2021 sezonu için takvimi daraltmak adına kupa formatında yapılabilir.

18 ya da 22 takım gruplar halinde lig statüsünde hızlı bir turnuva oynayıp, ardından basketboldaki gibi bir Play-Off sistemine geçip şampiyon belirlenebilir. Ancak şu andaki tahmin edilebilir şartlar içinde 26 haftası oynanmış bir lig için böyle bir düzene geçilmesi doğru değil...

Cem Dizdar: ‘Oyunun paydaşı olan her takım paylarını almalı...’

Hızla söylüyorum ki, gereksiz ama düşünülebilir. Ancak elbette bazı koşulları gözetmek koşuluyla! Şöyle ki... Bizim ligimiz, yani Süper Lig zaten götürüsü, getirisinden daha yüksek frekansa sahip. Şampiyonluk ünvanı dışındaki en büyük ‘getiri’ doğrudan Şampiyonlar Ligi’ne gitmek... Haliyle, diyelim ‘dörtlü final’ yapıldı. Buradaki gelir yine diyelim ki, ‘yüzde 40/yüzde 60 oranı’nda ikiye bölünür. Yüzde 40, ‘dörtlü final’ oynayacaklara sıralamalarına göre verilir. Yüzde 60 ise ‘düşecek üçlü’ye öncelik verilerek bir tür eşitleme arayışıyla pay edilir. Ya da buna benzer düzenlemeler daha titizlikle çalışılır.

‘Başakşehir puanları almasa’

Çünkü, şampiyon zaten ünvanı, yüzde 40 içindeki büyük payı ve Şampiyonlar Ligi gelirini alacak. Diğerleri de, artık ne kadarsa (!) katma değerine katkıda bulundukları büyüklükten pay almış olurlar. Dayanışma ihtiyacının yüksek olduğu bugünlerde fena fikir gibi durmuyor. Pekala farklı versiyonlar önerilebilinir ve onlar da geliştirilebilir... Şöyle düşünelim, Başakşehir bu sezon ‘ülke puanı’na katkı koymasa, gelecek sezonlarda Şampiyonlar Ligi garanti geliri de zor görünüyordu. O zaman, oyunun paydaşı olan tüm takımlar, bu olağandışı durumda yeni oluşturulacak düzenlemeden paylarını alabilmeli.

Ali Ece: ‘Maç oynanırken kuralın değişmesi sindirilemez’

‘Play-Off’, ne zaman kulüplerimiz finansal açıdan özel olarak sıkışsa ortaya atılıyor. Kısa vadede işe yarıyor gözükse de, ‘ilkesel açıdan’ maç başladıktan sonra kuralın değişmesi, futbolseverlerin içine sinmiyor. İkincisi uzun vadede Türk Futbol Ekonomisi’ne kalıcı düzelme getirmiyor. Finansal açıdan sürekli başa dönüyor, hatta kötüye gidiyoruz. Koronavirüs sadece Türk Futbolu’nu değil, global olarak futbol piyasasını radikal şekilde kötü etkileyecek. Halihazırda çok şişmiş ve aşırı hormonlu bir futbol piyasası var. Maaşlar uçuktan öte, bonservis fiyatları daha da fena! Global futbol ekonomisinin bu salgın ortamından hiç etkilenmeden devam etmesi imkânsız...

‘4 büyükler, 4 kez oynarsa...’

Türk Futbolu, finansal açıdan tarihin en zorlu döneminde. O zaman pansuman değil, kalıcı gerçekçi çözüm gerek. Play-Off neden isteniyor, dürüstçe konuşalım. Ülkemizde dört büyüklerden ikisi oynayınca, dört büyükler dışındaki iki takımın oynadığı maça göre en az 10 katı fazla reyting, reklam alıyor ve piyasayı belirliyor. Yani dört büyüklerden birisi taraf değilse, o maç dört büyüklerin taraf olduğu maça göre piyasada değersizleştiriliyor. Bir yandan ‘küme düşme kalksın’ deniliyor ama; diğer taraftan Play-Off mantığında gördüğümüz gibi ilk 6 dışındakiler bu piyasada para etmiyor demeye getiriliyor. Bu büyük çelişki... Kaynağı da taraftarlarımızın sayısal dağılımı ve parayı veren yayıncının bunu hesaba katmak zorunda olması... O zaman ya ligde kafadan takım sayısı azaltılacak ve dört büyüklerin birbiriyle sezonda dört kez karşılaşmasının yolu açılacak ya da geçici pansumanlarla zaman kaybetmeye devam edilecek.

Deniz Çoban: ‘Benim ilk tercihim her zaman adalet olacaktır’

Günümüzde spor, ‘bacasız bir fabrika’ konumunda!.. Ekonomik gücü tahmin edilenden çok daha fazla... Yayıncı kuruluş geliri ya da futbolcuların kazandığından çok daha fazlası... Stadyum çevresinde çekirdek satan çocuktan tutun da maçları çeken kameramana, stadyumlara ekipman taşıyan kamyonun şoförüne, gazeteleri basan matbaaya kağıt tedarik eden firmanın çalışanına kadar, milyonların karnını doyurduğu bir fabrikadan bahsediyoruz. Futbol, “Ortada bir top, 22 kişinin peşinden koştuğu lüzumsuzluk!” diye bakılacak hali çoktan geçmiş durumda. Bu günlerde içinde bulunduğumuz olağanüstü durum, oynanamayan maçlar, bu fabrikanın kapısına kilit vurulmasını gerektirdi. Yani ‘stadyum çevresinde çekirdek satan çocuk’tan başlayarak bir çok kişi işini, gelirini kaybetti.

‘Daha çok derbi, daha çok para’

Zaten ekonomik açıdan sıfırı tüketmiş bir futbol ekonomimizin üzerine, bu olağan üstü durum eklenince, futbol ekonomisi de içinden çıkılmaz bir hâl aldı. Gündeme gelen Play- Off talebi de bu ekonomik çıkmazın sonucu... Büyük takımları daha çok birbiriyle oynatmak, daha çok seyirci, daha çok reklam, daha çok ilgi ve daha çok para demek... Yaşanan krizi biraz olsun hafifletmek demek... ‘Mantıksız’ diyemem ama adil olmadığı kesin... Benim ilk tercihim, her zaman adalet olur!