Arama

Popüler aramalar

Efsane sporcu...

Aziz Yıldırım... “Alex efsane değil” dedi. Bir değil... İki kere doğru söyledi.

Efsane sporcu...

Aziz Yıldırım...
“Alex efsane değil” dedi.

Bir değil...
İki kere doğru söyledi.

Çünkü, Türk Dil Kurumu’na göre, efsane... ‘Kuşaktan kuşağa anlatılan ama, gerçek olmayan’dır. Robin Hood’tur mesela. Zorro’dur. Nasreddin Hoca’dır. Noel Baba’dır. Veya, popüler kültürdeki Spiderman’dir, Süperman’dir, Batman’dir efsane.

Mecazi anlamda kullanılıyor, kuşaktan kuşağa anlatılması kastediliyorsa... Metin Oktay’dır, Lefter’dir, Can Bartu’dur, Turgay Şeren’dir efsane... Alex ise, henüz kuşaktan kuşağa anlatılan topçu değildir, hâlâ oynuyor, nesilden nesile aktarılıp aktarılmayacağı, ancak zamanla görülebilir.

Bu perspektifte...
Efsane taraftar var mıdır?
Vardır.

Seneler evvel, Yeni Asır’dayım. Galatasaray’ın Avusturya’da maçı var, taraftarlar için İzmir’den uçak kalkacak. Enteresandı, 100 küsur taraftar Afyon Sandıklı’dan gelmişti. Kardeşim, Sandıklı’daki bu Galatasaray sevgisi nerden kaynaklanıyor diye merak ediyorduk, ki, maç bitti, vaziyet anlaşıldı. Herkes döndü, Afyon Sandıklılılar yok! Çünkü, uyanığın biri maça gidicez ayaklarıyla toplu vize almış, işsiz Sandıklılılar kapağı Avusturya’ya atmış, takım stada, bunlar hemşolarının yanına! Ara ki bulasın tabii.

Tam efsaneydi yani.
Gerçek değil’di.
Ama, kuşaktan kuşağa...
Anlatılıyor halâ.

Peki, efsane sporcu var mıdır?
O da var.

Sene 2008, Avrasya Maratonu koşuldu. 40 yaş kategorisini açık arayla Okan Güler kazandı. Bravo dediler. Kupa verdiler. Ertesi gün... Maratona katılanların ayaklarına bağlanan mikroçipler kontrol edildi. Okan Güler’in son 21 kilometreyi 59 dakika gibi ‘dünya rekoru’na yakın sürede koştuğu tespit edildi. Yahu, kim bu Okan Güler diye merak ettiler. Başvuru formuna baktılar. Mesleğini ‘amigo’ yazdırmıştı. İkametgah adresi de, Fikirtepe Trabzon Kıraathanesi’ydi. Koştular kıraathaneye, sordular, ki, Rambo’ydu. Fenerbahçe’nin bazen komik, bazen trajikomik vukuatlarıyla ünlü, tatlı belası...

İlk 10 kilometreyi anca 1 saat 50 dakikada koşmuş, sahilyolunu takip edip Bakırköy’den dönmesi gerekirken, zırt diye, kestirmeden karşı şeride dalmış, rakipleri daha giderken, o çoktan dönüşe geçmiş, maratonu açık ara kazanmıştı. Rezaletti. Fellik fellik aradılar Rambo’yu, iki gün sonra bulabildiler, kupa’yı geri istediler, denize attım dedi iyi mi... Üstüne para istedi. “Birincilik ödülü olarak bana 60 bin dolar vermeniz lazım, verin parayı, ben de size kartondan kupa yapıp vereyim” dedi.

Efsane dediğin, işte böyle olur...
Hem gerçek değil’dir.
Hem de nesilden nesile anlatılır!

Vurulanlar Süper Lig’de Vuranlar PTT Ligi’nde!

İki fotoğraf hatırlıyorum.
Biri, Mısır’dan.
Reuters geçmişti.
ABD’nin Irak’ı vurmasından kısa süre önce, Kahire’de Cuma namazında çekilmişti, imamı dinleyen cemaat arasında bir adam vardı, üstünde sarı-kırmızı Galatasaray forması, sırtında Hagi yazıyordu.

Öbürü, Irak’tan.
Associated Press geçmişti.
ABD işgale başlamış, son günlerini yaşayan Saddam, halkına moral verebilmek için Bağdat sokaklarına çıkmış, etrafında insanlar... Birinin üstünde Galatasaray eşofmanı vardı.

Ve, geçen hafta...
Bir fotoğraf daha düştü ajanslara.
Gene Mısır’dan.
Kahire’de ABD Elçiliği önünde protesto gösterisi yapılıyor, birinin üstünde Fenerbahçe forması var.

E hâl böyleyken...

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone’ye Türkiye’de hangi takımın taraftarı olduğu soruldu. Ne şiş yansın ne kebap misali, diplomatik bir cevap verip, ‘takım tutmuyorum’ diyebilirdi. Veya, Boston doğumlu olduğu için, basketbolu seviyorum, sadece ‘Boston Celtics taraftarıyım’ diyebilirdi.

Ne dedi biliyor musunuz?
“İlk görev yerimdir...
Adanasporluyum!”

Paralimpikler telefon kullanmasa da olur!

Başbakanımız, Londra Olimpiyatı’nda madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin, Gamze Bulut, Servet Tazegül, Nur Tatar ve Rıza Kayaalp’i, Başbakanlık’ta ağırladı, birer cep telefonu hediye etti.

Harika.

Başbakanlık Resmi Konutu’ndaki bu kabulde, Avrupa Şampiyonu olan Genç Kızlar Voleybol Milli Takımımıza, imzasını kazıttığı cep telefonlarını hediye eden Spor Bakanımız da hazır bulundu.

Şahane.

Ki, aynı Spor Bakanımız, olimpiyatta altın madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin’i, daha teri bile soğumadan, TRT’nin canlı yayınında Başbakanımızla telefonda görüştürmüştü.

O da çok güzel.

Peki... En başta, dünya rekoru kırarak olimpiyat altını kazanan Nazmiye Muslu olmak üzere, Londra Paralimpik Olimpiyatı’nda 1 altın, 5 gümüş, 4 bronz kazanarak, Türkiye’yi onurlandıran sporcularımız, böyle bir töreni hak etmedi mi?

Haberin Devamı