İstanbul'daki olimpiyatı Antalya'yla kazanabiliriz
Usta kalem Yılmaz Özdil, kendine has üslubuyla futbol gündemini yorumluyor.

Futbolun beşiği, İngiltere. Futbolun döşeği, Türkiye!
Çok değil, sadece 20 sene önce, alt tarafı 20 takım filan gelirdi Antalya’ya kamp yapmaya... Onlar da, genelde dar bütçeli, yurt dışında kamp yapma imkânı olmayan mütevazı Türk kulüpleriydi.
Şimdi?
Bin 100 takım yatıyor orada.
Rusya’dan Almanya’ya, Japonya’dan İsviçre’ye, Gana’dan Nijerya’ya, Birleşmiş Milletler gibi.
Kim başardı bu işi?
Devlet mevlet hikaye...
Turizmciler başardı.
Evrensel rakipler karşısında, yatırımla, reklamla, kulisle, pazarlama yeteneğiyle, gerçek bir “takım ruhu” sergilediler, futbol turizminin devleri İspanya’yı Portekiz’i İtalya’yı devirmeyi başardılar.
O nedenle...
Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası, Olimpiyat gibi organizasyonlara ev sahipliği yapmak istiyorsak... Bunu, bakanlığın veya federasyonların bürokratlarıyla yapamayız... “Aslanlar gibi yaparız, koçlar gibi yaparız” falan diye, tribünlere şirin görünmeye çalışan ‘goygoycu, amigo basın’la da yapamayız.
Yaparsak...
Turizmcilerle yapabiliriz.
Milletin vergileriyle, eşşek yükü para harcayıp, tanıtım yapıyoruz ayağıyla oraya buraya gönderdiğimiz “heyet”lere, mutlaka ve mutlaka, profesyonel turizmcileri dahil etmek zorundayız.
Hatta...
Devlet bu konuda işe yaramak istiyorsa, vergilerimizi yurt dışına değil, Antalya’ya harcamalı.
Çünkü...
Bugün ev sahipliği yaptığı kulüp sayısıyla gurur duyduğumuz Antalya’nın, devlet desteğine ihtiyacı var.
Geçen sene 1.300 civarında takım gelmişti. Bu sene bu rakam, yüzde 10-15 azaldı. Önümüzdeki sene biraz daha azalması şaşırtıcı olmaz... Niye dersen? Kamp piyasasında Avrupa’yı silip süpürdük ama, Dubai, Katar gibi petrol zenginleri karşımıza dikildi. Davet ettikleri kulüplerden, para almadıkları gibi, ödüllü turnuvalarla üste para veriyorlar. Bu sayede, Real Madrid, Barcelona, Bayern, Juventus, Milan gibi efsaneler, oralara gidiyor. Onlar gidince, İspanya, Almanya, İtalya kulüpleri de yavaş yavaş oralara kayıyor. Arap ülkeleri, bu kulüplere harcadıkları parayı, bu kulüpler sayesinde yaptıkları reklamla, turizm geliri olarak geri kazanıyor. Bir taşla, iki kuş vuruyor.
Mesela, Türk Hava Yolları...
Sponsor olduğu Barcelona’yı Manchester United’ı bile getiremiyor Antalya’ya.
Türkiye’nin turizm tanıtımı için ayrılan bütçenin, Olimpiyat için ayrılan bütçenin bir bölümü Antalya’ya ayrılsa... Para ödüllü turnuva düzenlesek, en başta Eurosport üstüne atlamaz mı yayınlamak için?
Barcelonalı Liverpoollu Milanlı turnuva yapabilsek... Kamp için gelmeyen Brezilya, Arjantin kulüplerini davet etsek... Yazın yüzmeye gelen turist, kışın da gelmez mi seyretmeye? Dünya basını akmaz mı?
Futbol turizminde 7 milyar dolar var. Biz bu pastanın anca 100 milyon dolarını alabiliyoruz. Türkiye’ye yakışır bir turnuva yapıp, 5 milyon dolar harcasak... Pastadan kaptığımız dilim 150’ye çıkmaz mı?
Kıbrıs Rum Kesimi bile uyandı artık bu işe... Antalya’yla benzer iklime sahip Yunanistan, Hırvatistan, Tunus ufak ufak arayı kapatıyor. İspanya desen, Barcelona’yı Real Madrid’i gönderiyor ama, eskiden bize daha sık gelen Alman kulüplerini çekiyor. Portekiz’in müşterileri artıyor.
Demem o ki...
Bir çuval inciri berbat etmemek için... İş işten geçip, pazarı kaybettikten sonra daha büyük maliyetler ödememek için... Çabalarıyla gurur duyduğumuz Antalyalı turizmcilere devlet elinin uzanması şart.
Yılmaz Özdil