Mesut Özil: Madrid'i bırakmam

Mustafa... Yıllar yıllar önce ekmeğinin peşine düştü, hasrete uçtu... ‘Acı vatan Alamanya’ya gitti, yanına ailesini ve umutlarını da alarak... Küçük ama mutlu bir ailesi vardı, oğlunun adından da belliydi zaten: Mesut... Bir peri masalı yaşandı sanki... Zonguldaklı bir madencinin hayat mücadelesinden, bugün dünyanın en çok konuştuğu hikaye çıktı.
En alttan geldi...
Rot Weis Essen, Schalke 04 altyapısı... Fiziği zayıf, sanki ittirsen düşecek! Fakat kazın ayağı öyle değil! O incecik fiziği yöneten mükemmel bir beyni var! Elin Alman’ı beyne bakıyor zaten, aldılar onu Alman Milli Takımı’nın alt kademelerine...
En üste çıktı...
Werder Bremen, Almanya A Milli Takımı...
2010 Dünya Kupası’nda öyle bir şova imza attı ki... Dünya onu konuşuyordu. Ve dünyanın değişmeyen tek gerçeği yaşandı!
Real Madrid bir serveti gözden çıkardı ve onu kaptı...
O artık bir dünya yıldızı...
FANATİK, Madrid’e gitti, Zonguldak’tan İspanya’ya uzanan bu peri masalının kahramanı ile buluştu. Söz artık Zonguldaklı madenci Mustafa Özil’in biricik oğlu, koskoca Almanya’nın beyni, Türkiye’nin gururu Mesut Özil’de...

Sondan başlayalım, Fransa maçı nasıl geçti?

Nihayetinde bir hazırlık maçıydı. Eksiklerimiz vardı fakat oynayan arkadaşlarım süper bir performans ortaya koydu. Fransa’da kazanmak çok önemli. Özellikle ikinci yarıda iyi direnç gösterdik ve maçı kazandık. İlkay da süper oynadı. İyi anlaştık. Benim için sorun yok, ben herkesle iyi anlaşırım. Hocamız da oyundan gayet memnundu.

Biraz bize Madrid günlerini anlatır mısın, mutlu musun burada?

Madrid muhteşem bir şehir. İlk günlerde biraz sıkıldım ancak arkadaşlıklar pekişince daha iyi bir ortam oldu. Zaten sık sık antrenman ve maçlar var. Seyahatler çok. Babam ve aile dostlarım da sürekli geliyorlar, artık fazla sıkıntı çekmiyorum. Burada olmaktan çok mutluyum.

Manchester United’la ismin sık sık yan yana geliyor. Real Madrid’i bırakmayı düşünüyor musun?

Kesinlikle hayır. Benim bazı hedeflerim var. Hedeflerime ulaşmadan buradan kesinlikle ayrılmam. Daha önce de dediğim gibi Madrid muhteşem bir şehir. Burada kendimi evimde gibi hissediyorum. Takımdaki arkadaşlık süper, kulüp olarak 10 numara bir yerdeyim. Burada uzun yıllar kalmak istiyorum. Eğer imkan verilirse kariyerimi burada noktalamak istiyorum. Açıkçası Şampiyonlar Ligi’ne kazanmadan Real Madrid’den ayrılmak gibi bir niyetim yok. Futbol enteresan bir oyun. Ne zaman neyin ne olacağı belli olmaz. Real’de mutluyum dediğim gibi, ama her şey çok kısa sürede de değişebilir. Ben şu an futbolumu düşünüyorum.

Sana göre dünyanın en iyi hocası kim?

Jose Mourinho!

Fakat Mourinho ile aranda sorunlar olduğu, İspanyol basınında sık sık dile getiriliyor?

Medya bizim aramızda olanları tam anlamıyla bilemez. Bazen konular abartılıyor. Burada güzel 3 hareket yaptığında göklere çıkartılıyorsun. İşler iyi gitmediğinde ise suçlu sen oluyorsun. Bazen soyunma odasında medyada çıkan haberler hakkında birlikte gülüyoruz. Benim için asıl önemli olan birbirimize saygımız. Oyuncular ile teknik direktör birbirine saygı duymalı. Bizim durumda bir sıkıntı yok.

Mourinho hâlâ takıma yeni geldiğindeki davranışları sergiliyor mu?

Evet tabii ki! Bana güven aşılıyor. Ben de iyi oynayarak karşılık vermek istiyorum. Real’e gelmeden önce hep Mourinho’nun öğrencisi olmak istedim. Şimdi 3 yıldır buradayım. Daha çok olgunlaştım. Performansımda süreklilik var artık. Takımın vazgeçilmez isimleri arasına girdim. Benim burada zorlanacağımı düşünenler vardı. Bu konuda kendimle gurur duyuyorum. Hoca benim neler yapabileceğimi artık biliyor. Benimle sık sık birebir konuşuyor. Çok açık ve dürüst biri. Bu benim hoşuma gidiyor.

Hocanla hangi dilde konuşuyorsun?

Genelde direktiflerini İspanyolca veriyor. Eğer anlamadığım konular olursa İngilizce de konuşuyoruz. Eğer hâlâ bir konu varsa yardımcı antrenör bana yardımcı oluyor zira o Almanca biliyor.

Barça ile ezeli rekabette yanlış giden ne?

Biz bu sezon çok kolay puanlar kaybettik. Zayıf takımlara karşı istenmeyen performanslar sergiledik. Barça ise zayıf takımlara karşı genelde puan vermiyor. Bize karşı berabere kaldılar ve sonra hep kazandılar. Ama burada önemli olan pes etmemek. Real Madrid taraftarına karşı bizim bazı mecburiyetlerimiz var. Her maça kazanmak için çıkmalıyız ayrıca Şampiyonlar Ligi ve Kral Kupası’nda çok iyi yoldayız.

Bayern mi Dortmund mu, Real Madrid için uygun bir rakip?

Genel olarak bütün Alman takımları çok koşuyor ve disiplini elden bırakmıyor. Bayern de Dortmund da bana göre Şampiyonlar Ligi’ni kazanabilir. Ancak Real Madrid olarak her ikisinden de bir çekincemiz yok. Bana göre iki ekibi de eleyecek güçteyiz. Çünkü Real Madrid için Şampiyonlar Ligi’nde mutlu sona ulaşma vakti gelmiştir.

Real’le Şampiyonlar Ligi mi, yoksa Milli Takım’la Dünya şampiyonluğunu mu kazanmak istersin?

Daha önce de belirttiğim gibi, kariyerimde artık 2 hedefim var. Önce Real Madrid ile Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak istiyorum. Ardından da Alman Milli Takımı ile Brezilya’da mutlu sona ulaşmak güzel olur. Bu iki hedefi 2 defa kaçırdım ancak şimdi kendimi hazır hissediyorum.

Geliştirmen gereken özelliklerin var mı?

Daha çok oyun kurucu konumundayım ve orta yapma konusunda da her şey iyi gidiyor. Asist olayında da üst üste 2 yıl ligin en iyisiydim. Biraz geliştirmem gereken gol vuruşlarım var, o zaman ceza sahası etrafında daha tehlikeli olabilirim. Bunu yapabilecek güçteyim çünkü 2012’de Alman Milli Takımı’nın en golcü oyunsuydum.

Fit bir vücuda sahip olmak sizin için ne kadar önemli?

Bedenim benim sermayem. Bedenimle hem Real Madrid hem de Alman Milli Takımı’nı temsil ediyorum. Bu nedenle sürekli formda olmam gerekiyor. Formda olmam için de çok fazla çalışıyorum, fitnes yapıyorum ve ağırlık da kaldırıyorum. Fakat fazlasından da kaçınıyorum çünkü fazlası da vücuda zararlı.

Dövmeniz yok fakat küpe takıyorsunuz. Yeni bir trend mi bu?

Kulağımı 14 yaşında deldirmiştim. Ama aileme, büyüklerime sormamıştım, izin almamıştım. Babam eve geldiğimde gördü ve bir şey söylemedi. Hemen bir gün sonra ikinci kulağımı da deldirdim.

Nasıl giyinmeyi seviyorsun. Stilin ne?

Genelde spor giyinmeyi tercih ediyorum. Zaten giyimim, karakterimi yansıtıyor. Stil olarak aykırı da diyebiliriz. Renk konusunda bana uyan her rengi giyerim.

Hangi rengi kesinlikle giymezsin?

Sarı!

İmaj senin için ne kadar önemli?

Amacım gerçekten nasıl yaşıyorsam, insanlara da bu şekilde görünmek. İnsanlar sürekli olumlu düşündüğümü görmeli. Beni sevenlere örnek olmaya çalışıyorum, özellikle de çocuklara. İnsanlar benim iyi niyetli ve güvenilir olduğumu söylüyor. Biri bana kendini beğenmiş derse o zaman düşünmeye başlarım, nerede hata yaptım diye. Ama böyle bir şeyle karşılaşmadım.

‘Gençlerin zamana ihtiyacı var ’

Türk Milli Takımı ve Süper Lig’le ilgili düşüncelerin neler?

Türk Milli Takımı’nı çok yakından takip ediyorum çünkü forma giyen birçok arkadaşımla iyi bir ilişkimiz var. Onları çok başarılı buluyorum. Belki son dönemde sonuçlar iyi değil fakat genç bir takım var ortada. Onların biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Eğer gençlere zaman verilirse, başarılı bir takımın ortaya çıkacağını düşünüyorum. Süper Ligi ise zaman buldukça izliyorum. Önemli maçlar olduğunda özetler de ilgimi çekiyor. Süper Lig’de tüm dostlarıma ve arkadaşlarıma selamlarımı gönderiyorum.

Baba Özil: Adam gibi adam

Mesut’la baba-oğul dışında nasıl bir ilişkiniz var?

Ben oğlumla gurur duyuyorum. Gerektiğinde onunla arkadaş, gerektiğinde de bir büyüğü ve babası oluyorum. Seçim yaparken hep yanında oldum, işine karışmadım, sadece önerdim ama hep doğru seçimleri yaptı. Birlikte iyi bir yola çıktık devamını da getirmek istiyoruz. Onun yeni büyük bir marka olması lazım, daha fazla tanınması için de SKY Media ile anlaştık. Tıpkı Cristiano Ronaldo (CR7) gibi biz de M1Ö markasını yaratacağız. Bütün isim hakkını ve patentini aldık.Tekrar söylüyorum, Mesut’la sadece iyi bir futbolcu olduğu için gurur duymuyorum. Onunla adam olduğu için daha çok gurur duyuyorum. Kavgacı değil, kimseyle sürtüşmesi olmadı. İyi niyetli ve geniş bir insan. En çok bu huylarını seviyorum.

Onu sahada en çok nerede görmek istiyorsunuz?

Asist yapmaya bayılıyor! En çok sevdiği bölge forvet arkası. Ama hocası nerede oynatırsa orada başarılı olacak bir yeteneğe sahip. Her yerde oynuyor ve attığı frikiklerle de kendini göstermeye başladı. Frikik başarı ortalaması Ronaldo’dan daha yüksek. Alman Milli Takımı’nda en çok sevdiği yerde oynadığı için çok daha başarılı. Serbest oynamayı seviyor. Real’e geldikten sonra daha zeki oynamaya başladı ve daha güçlü oldu.

Sneijder ve Drogba transferlerini nasıl yorumlarsınız?

Galatasaray’ın hamlelerini çok başarılı buldum. İki isim dünyaca ünlü 2 yıldız. Galatasaray’ı tercih etmeleri büyük olay ve başka dünya yıldızlarının da önünü açacak. Hollanda Milli Takımı’nın kaptanını transfer ediyorsunuz. 28 yaşında. Bu Türk Futbolu için çok önemli bir iş.

Mehmet Demircan