Yılmaz Özdil yazıyor...
Usta kalem Yılmaz Özdil'in kendine has tarzıyla bu haftanın spor gündemine bakışı...

Gol rekoru kırılır mı
Galatasaray Başkanı, “Fenerbahçe’nin gol rekorunu kırmak istiyoruz” diyor.
*
Malum, 103 gol atmıştı Fener.
1988-89’da.
*
Bakıyoruz o senenin ilk 4 haftasına... Fener, 9 gol atmış.
*
Ya, bu senenin ilk 4 haftası? Galatasaray, 13 gol atmış!
*
Yani?
Fenerbahçe’nin gol rekoru kırdığı senenin ilk 4 haftasından çok çok daha iyi durumda başlamış Galatasaray... İstatistiki olarak, rekoru kırması mümkün görünüyor.
*
Ama...
*
Tekrar bakıyoruz Fenerbahçe’nin gol rekoru kırdığı senenin ilk 4 haftasına... Galatasaray 13 gol atmış iyi mi... Tıpa tıp bu sene!
*
Sonra haftalar ilerlemiş... Fenerbahçe 103 golle şampiyon olup tarihe geçerken, sezona çok daha iyi başlayan Galatasaray, ikinci bile olamamış, 24 puan fark yiyerek, Beşiktaş’ın ardından anca üçüncü olabilmiş.
*
Demem o ki.
“Beşiktaş kötü başladı” diyenlere, “Son 5 sezonda iyi başladık da ne oldu?” diye soran Mustafa Denizli çok haklı... Nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin önemli.
*
‘İyi goller’le başladığı ilk sezon değil bu Galatasaray’ın... Ama, çok uzun süredir ‘iyi futbol’la başladığı ilk sezon... Dolayısıyla, kıymetini bilip, keyfini sürmek varken, ‘daha fazla gol, daha fazla gol’ diye arkadan ittirmemek lazım.
*
Mesafe uzun.
Rahat bırakın, koşsun.
Açık ara gelen safkanı, habire kamçılayarak bozan, acemi jokeylere benzememek lazım.
Haberin Devamı ›
Vay, bize hindi dedi!
Turkey...
İngilizce, hindi.
*
Beşiktaş’la eşleşen Manchester United’ın yıldızı Rooney’e sormuşlar, “Nasıl buldun rakibi?” diye... O da, “Elma soslu kızarmış patatesle doldurulmuş hindiye bayılırım” demiş.
*
Yıkıldı ortalık tabii... “Terbiyesiz, çirkin adam” başlıkları filan atıldı.
*
Kardeşim!
Galatasaray, aslan.
Fenerbahçe, kanarya.
Beşiktaş, kartal.
Trabzon, kaplan.
Bursa, timsah.
Denizli, horoz değil mi?
*
Rooney mi taktı bu isimleri?
*
Ankaraspor’un armasında ‘panter’, Gaziantepspor’un armasında ‘şahin’ yok mu?
*
Yoksa, sadece ‘hindi’ye mi gıcıksın?
*
Beşiktaş’ın Manchester maçına daha çok var, siz boşverin ‘hindi’den alınganlık yapmayı filan... Bu hafta çıkalım ‘Turkey’ gibi değil ‘Türkiye’ gibi oynayalım Estonya’ya ve Bosna’ya karşı da, sonra ‘hindi’ gibi kara kara düşünmeyelim!
Haberin Devamı ›
Mehmetçik Vakfı tamamdır...
Geçen hafta yazmıştım...
“Örnek bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirip, formasına ‘Kızılay’ yazan Beşiktaş, sadece Kızılay’la sınırlı kalmayacak. Bir süre Kızılay yazılacak, sonra aynı formaya ‘Mehmetçik Vakfı’ yazılacak. Düşündükleri başka yardım vakıfları da var. Ancak, küçük de bir pürüz var... Futbol Federasyonu, sırta yazılan ‘Kızılay’ kelimesini reklam mevzuatı kapsamında değerlendiriyor ve ‘sezona nasıl başladıysan, öyle bitirmelisin’ diyor... Halbuki, Kızılay veya Mehmetçik Vakfı reklam için yazılmıyor o formaya... Topluma yararlı mesajlar verebilmek için yazılıyor... Dolayısıyla, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’in, bu bürokratik engeli bir şekilde halledip, katkı sağlayacağını düşünüyorum.”
*
Sayın Özgener aradı...
Ve, müjdeyi verdi:
“Çarşamba günü (bugün) yapacağımız yönetim kurulu toplantısında bu konuyu gündeme alacağız... Kızılay gibi, Mehmetçik Vakfı gibi kuruluşların isimlerini reklam mevzuatı dışına çıkarıp, kullanımı için sınırsız süre vereceğiz... Bu tür sosyal sorumluluk projelerini yürekten destekliyoruz.”
*
Gazetecilik bir yana, bir vatandaş olarak, başta sayın Özgener, Federasyon’un tüm yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederim... Darısı öbür kulüplerimizin başına.
Haberin Devamı ›
Al sana başarı tablosu!
Berlin’deki Dünya Atletizm Şampiyonası’ndan sonra, “Atletizmde yoksan, devşirmeler dışında atlet yetiştiremiyorsan, olimpiyata talip olmak senin neyine birader?” diye yazmıştım.
*
Öfkelendi bazıları...
“Haksızlık ediyorsun, başarı tablolarını görmezden geliyorsun” dediler.
*
“Acaba haksızlık mı ettim?” diye kendi kendime düşünürken, Akşam gazetesi nefis bir derleme yaptı... Berlin’de kadınların elde ettiği dereceler, erkeklerde Türkiye rekorlarından bile iyiymiş!
*
Yeni Zelandalı kadın gülleci, erkekler Türkiye rekorundan 1.5 metre fazla atmış mesela... Avusturyalı kadın diskçi, erkekler Türkiye rekorundan yarım metre uzağa fırlatmış... Polonyalı kadın çekiç atmacı, erkekler Türkiye rekorunu 26 santim geçmiş... 100 metre, 200 metre, 400 metre desen, elalemin kadınlarının, bizim erkekler Türkiye rekorlarına yetişmelerine sadece saliseler kalmış...
*
Buralarda lafla peynir gemisini yürütebilirsin belki ama, oralarda lafla madalya alamıyorsun maalesef.
*
Bakın ben size söyleyeyim...
Vazgeçtik atletizmden, bu kafayla gidersek, yakında, bunların kadınları bizim erkek güreşçileri de tuş etmeye başlar!
Haberin Devamı ›
Jokey Kulübü’ne önerim...
Bugün ve yarın, nefes kesici koşular yapılacak Veliefendi’de... Yurtdışından geleceklerle birlikte, birbirinden değerli safkanları seyredeceğiz Enternasyonal Yarış Festivali’nde.
*
Sorarsanız bana, “Ülkenin en başarılı kulübü hangisidir?” diye... Türkiye Jokey Kulübü’dür.
*
Çünkü, istikrarlı olarak, hep daha iyiye doğru bir çaba var... Sektör büyüsün, rekabet artsın, insanlar daha fazla gelsin, at sevgisi gelişsin diye uğraşılıyor.
*
Ve, bir önerim var Türkiye Jokey Kulübü’ne...
*
Ne zaman İstanbul’dan İzmir’e gitsem otomobille, mutlaka çekerim yolun kenarına, dururum orda, en az yarım saat seyrederim... İzmir’den İstanbul’a gelirken de aynı, mutlaka... Hele yaz aylarında... Bakmaya doyum olmuyor adeta.
*
Karacabey Pansiyon Harası orası.
*
7-8 sene önce açıldığını biliyorum ama, kaç dönümdür bilmiyorum, uçsuz bucaksız, o kadar büyük... Bazen onlarca, bazen yüzlerce tay geziniyor... Usul usul ölçülü adımları, zarif yeleleri, heykel gibi kasları, ‘ben safkanım’ diye bağırıyorlar adeta...
*
Bakıyorum etrafa... Özellikle çocuklu aileler de benim gibi, çekiyorlar kenara, seyrediyorlar.
*
Önerim şu:
Lütfen, bizim gibi ailelerin oturabileceği bir restoran veya bir kafe yapın Karacabey Harası’na... Asfaltta kalmayalım... Girelim içeri, hem soluklanalım restoranda veya kafede, hem doya doya seyredelim, hem de ücretini ödeyelim, bizim de tuzumuz bulunsun çorbada.
*
Tayları rahatsız etmeden... Çocuklarımızın, sevip, okşayabileceği, onlarla birlikte yürüyebileceği, haklarında bilgi alabileceği bir yer haline getirebilir orası.
*
Türkiye Jokey Kulübü’nün değerli yöneticileri... Bu işin, sadece bahis veya yarıştan ibaret olmadığını, siz benden çok daha iyi biliyorsunuz... Yıllardır anlatmaya çalıştığınız da bu zaten... Lütfen yapın şu işi.