Yılmaz Özdil yazıyor
Usta kalem Yılmaz Özdil'in kendine has tarzıyla spor gündemine bakışı...

UEFA Başkanı Platini, teee 2012’de “Ya Avrupa Futbol Şampiyonası’nı tercih edin, ya da olimpiyatı, ikisi birden olmaz” demişti ya... Türkiye, olimpiyatı tercih etti sayın seyirciler!
Böylece, hayaldi gerçek oldu, 2020 Olimpiyatları İstanbul’da başladı.
Açılışı, biri İngiltere Kraliçesi’nin elinden, biri Suudi Kralı’nın elinden olmak üzere, iki altın madalyası bulunan Cumhurbaşkanımızın yapması bekleniyordu. Ancak, olimpiyatlar illa Kayseri’de yapılsın diye ısrar ettiği için, küstü, gelmedi. Böylece, açılış kurdelesini, dünya güreş tarihinde hiç güreşmediği halde “altın kemer” takılan tek insan, Başbakanımız kesti.
Boru hattı bölücü teröristler tarafından havaya uçurulduğu için, doğalgazla çalışan olimpiyat meşalesi söndü. Meşalenin yerine, idareten, mangal monte edildi.
İstiklal Marşı yerine “Aynı sudan içmişiz biz, aynı dağın yeliyiz biz” şarkısı çalındı.
RTÜK, genel ahlâka aykırı olduğu gerekçesiyle, olimpiyat halkalarının gösterilmesini yasakladı. Televizyon kanallarımız, halkaları buzladı.
Ramazan ayına denk gelen tören geçişinde, sakız çiğneyen atletimiz, oruçlu olmadığı için dövüldü. Bilahare, atletimizin Etiyopyalı devşirme olduğu, müslüman olmadığı ortaya çıktı.
Olimpiyatımızın sembolü, maskotumuz, kene... Polonya kafilesini ısırdı, iki judocu öldü.
Şort giyiyorlar diye belediye otobüsünde yumruklu saldırıya uğrayan voleybolcu kızlarımız, sahaya haşemayla çıktıkları için diskalifiye edildi.
Ülkemizi dört çarpı 100 karışık yüzmede, Derya Büyükuncu, Nihat Doğan, Pascal Nouma ve son Survivor’a katılan uzaylı sporcumuz Mustafa Topaloğlu temsil etti. Nihat Doğan, kelebek stiliyle yüzmeye çalışırken boğulma tehlikesi yaşayıp, kelebek gibi çırpınınca, Nihat Doğan hayranları havuza atladı. Çıkan arbede sırasında, ısınma hareketleri yapan İtalyan kadın yüzücülere parmak atıldı. Bir önceki yarışa katılan Alman yüzücüler kusmaya başlayınca, suya kanalizasyon karıştığı tespit edildi, havuz mühürlendi.
Halterdeki madalyaları, tesislerimizin ihalesini omuzlayan müteahhitlerimiz topladı. Badmington salonunu silkmede 50 milyon dolar silken müteahhidimiz bronz, basketbol salonunu koparmada 150 milyon dolar koparan müteahhidimiz gümüş, olimpiyat stadından toplam 350 milyon dolar kaldıran müteahhidimiz ise, altın aldı... O kadar uğraşıp, silke silke anca üçer beşer milyon dolar silkebilenler, dereceye giremedi.
Karşılamayı unuttuğumuz için bavullarıyla sokakta kalan ve Kızılay çadırlarında barınan Hollanda kafilesinin, olimpiyat köyündeki odalarına gecekonducuların yerleştiği ortaya çıktı. Zabıtanın müdahalesi sırasında, çatılardan kiremit yerine, disk ve gülle yağdı. Olimpik malzemenin Danimarka ve Japon kafilelerinden araklandığı anlaşıldı. 500 metre ötedeki kepçe operatörüne saplanan cirit, olimpiyat rekoru olarak tescil edildi. Olaylar yatıştıktan sonra yapılan aramada, olimpiyat köyünün telefonlarında böcek, yatak odalarında gizli kamera bulundu. Kadın masa tenisçiyle erkek boksorün seks kasedi internete düşen İspanya, durumu protesto ederek, olimpiyattan çekildi.
Beyoğlu’nda gezmeye çıkan Rus eskrimciler, sahte votkadan hayatını kaybetti, sutopçu kör oldu. İlaçlı kolayla uyutulup tecavüze uğrayan Rumen jimnastikçiler, jandarmaya sığındı.
Kenyalı maratoncular E5 etabında ortadan kayboldu... Maratoncuların yanında koşarak şarj aleti satmaya çalışan çocukların ifadesine başvuran polis, Tekirdağ’da operasyon düzenledi. Terk edilmiş bi kamyonun kasasında bulunan Kenyalı maratoncuların, adam başı 300 dolara mülteci kaçıran çete tarafından yanlışlıkla “Aha işte bunlar” diye, yoldan toplandığı anlaşıldı.
Açlara yardım ayağıyla tribünlerden bağış toplayan Somalili sporcuların, Somalili sporcu olmadıkları, yüzlerini gözlerini boyayan doğma büyüme Hacıhüsrevli oldukları ortaya çıktı.
Salı Pazarı’nda yapılan baskında, Çin kafilesinden çalınan toplar, eşofmanlar ele geçirildi.
Litvanya-Küba maçı öncesinde, Kübalı pivota 200 bin dolar indirmeye çalışan Bulgar bahis şebekesine suçüstü yapıldı. Bulgar bahisçiler, şike davasında “gizli tanık” olmaları karşılığında serbest bırakıldı. Ancak... Mahkemeye gelip “Parayı Aziz Yıldırım’dan aldık” diyen bahisçiler, Fenerbahçe’nin renklerini bilemedi, yeşil-mavi dedi. Üstelik aynı itirafçılar, Aziz Yıldırım diye, yanlışlıkla, davayı takip eden bir gazeteciyi teşhis etti.
Usain Bolt’un gözüne laser tutuldu.
Jamaika’nın itirazı üzerine, tribünler boşaltıldı, atletizm finallerinin, olimpiyat tarihinde ilk kez, sadece kadın ve çocuklar tarafından seyredilmesine karar verildi. Gel gör ki, Usain Bolt’un gözüne gene laser tutuldu. Hatta, bu defa pet şişe de atıldı. Bolt’un kaşı yarıldı.
Spor Bakanımızın, olimpiyat köyünü restore ediyoruz ayaklarıyla, olimpiyat köyü arazisinden “villa” aldığı ortaya çıktı.
Aynı Spor Bakanımız, 100 metre, 200 metre ve 400 metrede “sonuncu” olan atletlerimizin, dünya ve olimpiyat rekorları kırdığını açıkladı. Dünya şoke oldu. Dünya Olimpiyat Komitesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, derecelerin ÖSYM tarafından tutulduğu anlaşıldı.
Hedef tahtaları sağa sola ateş açan magandalar tarafından delik deşik edildiği için, okçuluk müsabakaları yapılamadı.
Bisikletçilere, Haliç Köprüsü’nde sarhoş şoför daldı. Kürekçilere Kadıköy-Eminönü vapuru çarptı. Çılgın Proce Kanalı’ndaki yelkencilere, tanker bindirdi. Bu sayede... Malta, olimpiyat tarihindeki ilk altın madalyasını Malta bandıralı tankeri sayesinde kazandı.
Derhal soruşturma açıldı. Madalyayı Malta’ya kaptırmamıza sebep olan kazayı “organize ettikleri” gerekçesiyle Deniz Kuvvetleri ve Donanma Komutanımız tutuklandı. Soruşturmanın selameti için, Genelkurmay Başkanı’yla Hava Kuvvetleri Komutanımız da içeri atıldı.
“Atıcılık” branşımız ise, gururumuz oldu... Kasımpaşalı şampiyonumuz hem altın, hem gümüş, hem bronz kazandı. Yalaka gazteciler tarafından “Muhteşem atıyorsunuz” diye omuzlara alınan şampiyonumuz, “Siz arkamda olduğunuz sürece daha çooook atarım” dedi.
Haberin Devamı ›
İki soru...
Öbür yazıda “ciddi” olduğumuza göre, bu yazıda biraz “gayriciddi” olalım.
Ve, iki soru soralım.
Gençlik ve Spor Bayramı, 19 Mayıs’ta havalar soğuk oluyor diye iptal edilmeye çalışılırken... Türkiye Cumhuriyeti, hangi “gençlik” ve “spor” adına, hangi yüzle olimpiyata talip oluyor?
19 Mayıs’ın ateşi Samsun’da yakılmışken...
Spor Bakanımız Samsunlu’yken...
Hatta, 19 Mayıs Lisesi’nden mezun olmuşken...
“Şike” iddialarına konu olan bi alışverişinden ötürü, 25 bin liraya aldığı ev, aniden 300 bin liraya fırladığı için, Spor Bakanımız hakkında “gensoru” verilmişken... Türkiye hangi “futbol” şampiyonasına talip oluyor?