Arda'nın sırrı: Futbol zekası

İşte Arda Turan'ın Milliyet Gazetesi'nden Bilal Meşe'ye verdiği röportajın ayrıntıları:

Bizim kulvarda durmak yoktur... Hele hele ‘dün’ hiç yoktur, hep yarınlara bakılır... Gazetecilikte geçmişte yaptığınız onca iş rafa kaldırılır, belleklerden silinir daima o gün yaptıklarınız anımsanır.

Sözün kısası, ne yaparsanız yapın, isterseniz ağzınızla kuş tutun, ödüllük söyleşilere imza atın, bizlerde rahat -huzur asla yoktur.
Gazetecilik budur, ustalarımızdan böyle öğrendik... Mesleği bırakıp, ne zaman kenara çekilirsiniz, o gün mesleğe noktayı koyarsınız.

Evet, taaa iki hafta önce serviste beyin jimnastiği yaptık, takım arkadaşlarımızla... Arda Turan’lı Atletico Madrid’in La Liga’da şampiyonluğa kanat çırpmasını masaya yatırdık.

İspanya’da bir numaraya yerleşen Arda’yı asla gözardı edemezdik. Arda, her geçen gün büyüyor, Türkiye’nin gururu olmaya devam ediyor. O Arda Turan, A.Madrid’te çok seviliyor, adını taşıyan formalar kapış-kapış gidiyor, sokakta yürürken, futbolseverlere imza dağıtmaktan, fotoğraf çektirmekten adeta yorgun düşüyor. Yoruluyor, ama ‘mutlu bir yorgunluk’ bunun adı.

FARKLI BİR FOTOĞRAF

Takım arkadaşım Cengiz Malgır ile birlikte Arda’nın şampiyonluk keyfini paylaşmak, Atletico Madrid’in 18 yıl aradan sonra gelen zaferini bir de onun ağzından dinlemek istedik.

Bu röportajı gerçekleştirirken belki ligin sonucu henüz kesinleşmemişti ama Arda’nın ve takım arkadaşlarının gözünde o inanç ve arzu fazlasıyla mevcuttu. Ne biz, ne de Arda’nın şampiyonluktan kuşkusu yoktu... Zaten söyleşimiz de bu havada geçti...

***

Arda Turan ile çok kısa sürede, müthiş bir dostluk köprüsü kurduk... Kuşkusuz bu dostluğun temelinde de karşılıklı güven duygusu ağır basıyor. Söyleşilerimizde dudaklarından çıkan kelimelerle oynamıyoruz, ne diyorsa onu yazıyoruz, biz soruyoruz, o da dürüstce yanıtlıyor.

Tamam Ardan Turan büyük bir yıldız olma yolunda müthiş büyük adımlar atıyor İspanya’da... Bu özelliğine bir de ‘adamlığını’ eklemezsek, ayıp etmiş oluruz.

Evet, sözü uzatmadan çok farklı bir Arda fotoğrafına tanık olacağınız röportajımıza geçelim...

SÜREKLİ ŞÜKREDİYORUM
Arda Turan’ı Arda’ya sorduk... Bu başarının temelinde yatan unsurlar nelerdir?
“Allah’a şükürler olsun, bu günleri bana gösterdiği için... Her günüm
şükretmekle geçiyor abi. Niye derseniz? Bana bu yetenekleri verdiği için Allah’a sürekli şükrediyorum...”

Peki, Arda’nın başarı sırrı nedir?

“Bak ağabey, Arda çok çalışıyor, ailesine de sımsıkı bağlı. İnsanlara iyi davranıyor. Hatalar da yapıyor elbette, ama müthiş iyi niyetli bir insan. Kalbi pırıl- pırıl duygularla dolu. Hiç kimsenin kötülüğünü istemiyor. Bunun içindir ki Allah Arda Turan’a çok güzel şeyler yaşatıyor. Bunun için her dakika, her saniye dua ediyor, şükrediyor...”

Başka kaptan...

“En önemlisi işimi çok seviyorum ağabey. Çünkü bu işten ekmek yiyorum. Artı işime çok bağlıyım, hayatımı işime adadım. Futbolla yaşıyorum. Tabi ki devamında güzel şeyler de birlikte geliyor...”

Kaptan samimisindir, biliyoruz, Arda’dan bu patlamayı bekliyor muydun?

“Sık kullandığım bir cümle ağabey. ‘İnsanlara hayallerimi söylersem dalga geçerler’ diye... Benim hayallerimde bugünler hep vardı. Allah da bana bu şansı verdi, hayallerimi yakaladım. Daha var ağabey, ama bu da bende kalsın, zamanı gelince sana açıklarım. Çünkü insanlar benim üst seviyede oynayamayacağımı söylüyorlardı. Fiziksel özelliğimin büyük takımlarda oynamama yetmeyeceğini savunuyorlardı. Evet, belki fiziksel özelliklerim, uygun olmayabilir...”


TOPU BEN YÖNETİYORUM
Tamam da kaptan, şu anki tablo bunun tersini söylüyor? Gerçekler de ortada?

“Ama insanların atladığı bir şey vardı, o da Arda Turan’ın futbol zekası. Arda Turan’ın büyük bir futbol zekası var. Oyun zekam tüm zorlukları aşmama yetiyor, başarımın sırrı burada yatıyor. Daha da ileriye gideceğim. Belki dünyada birçok oyuncu böylesi takımlarda oynamak için can atıyorlar, belki fiziksel anlamda yeterli olamıyorlar. Tabii ki zeka ile tekniği de birleştirmek bu işin olmazsa olmazıdır ağabey. Bu iki unsurun sentezini iyi yaparak, bugünkü noktaya geldim. Öyle sanıldığı gibi buralara gelmek kolay değil, zorluklarını iyi bilenlerdenim. Tekniğim, pas yüzdem ise çok üst seviyede. Topu kolay kolay kaptırmıyorum, oyunu ben yönlendiriyorum. Valla ağabey, ben ne olduğumu iyi biliyorum. Bu da beni başarıya taşıyor. Öyle inanılmaz şutlar atan veya inanılmaz fizik gücüne sahip biri değilim. Ama top kontrolüm inanılmaz. Topu ben yönetiyorum. Top tekniğimle ilgili yorumlar da yapılıyor, söyleniyor, gülüyorum inan ağabey. İşin özeti iyi bir futbolcu olduğumu düşünüyorum. Yetenekli ve kaliteli bir futbolcu olduğumu düşünüyorum. Bunlar benim doğrularım ağabey. Kendime iyi baktığım ve de güçlü olduğum sürece zorlu seviyelerde oynarım...”

Yüz metreyi 9.5 saniyede koşman gerekmiyor
Senin pencerenden A.Madrid’in şampiyon olması çok önemli sanırım kaptan?

“Olmaz mı ağabey. Biz çok büyük engelleri aşarak, bu noktalara geldik. Boşuna lider olmadık. 38 haftalık bir mucizeyi gerçekleştirdik. La Liga’da bu kadar puanı toplamak kolay mıdır sanıyorsun. Başka liglerde bu puan sizi uzak ara şampiyon yapıyor... Dünya tarihindeki belki de en anlamlı şampiyonluk bu... Çünkü zorluk derecesi üst noktada...”

Biraz açar mısın kaptan?

“Günümüz futbolunda Barcelona ya da R.Madrid’in elinden şampiyonluğu almak büyük başarıdır. Bunu kim yadsıyabilir, söyler misin bana ağabey. Muhteşem bir oyuncu grubuna sahibiz. İlla oyuncuların yüz metreyi 9.5 ya da dokuz saniyede koşması gerekmiyor. Ama bir pozisyonda arkadaşın senin için ayağını uzatıyorsa, budur büyük takım olmanın sırrı. Bir arkadaşın varsa, onun yerine oynuyorsan, o arkadaşın oynamadığı halde, sana samimi duygularla sarılıyorsa ve sen bunu hissedebiliyorsan, görüyorsan, her gün antrenmana mutlu geliyorsan, o takım büyük takımdır, o oyuncular büyük oyunculardır. A.Madrid’de bu saydığım özelliklerin hepsi var. Onun için A.Madrid de büyük takımdır...”

A.Madrid gibi oynayacağız
Şampiyonlar Ligi finali?

“Kendimize, takımımıza yakışan her şeyi ortaya koyup A.Madrid gibi oynayacağız. Bu seviyelerde olmanın, bu seviyelerde savaşmanın bizim için büyük şans olduğunu da unutmayalım. Tabii ki insanların kazanma ve kaybetme gibi sıkıntıları olabilir. Bu oyunda bunlar var. Yaşarsınız, yaşatırsınız. Biz bu noktaya gelmek için çok mücadele ettik, takım olarak çok savaştık. Bu alın terinin bir karşılığı olmalıdır. Müthiş bir maç trafiğimiz vardı. Bir yanda La Liga, diğer yandan Şampiyonlar Ligi. Ve artık sona geldik. Güzel bir final yapalım istiyoruz...

Başarımızı iki kupayla taçlandırmak hedefindeyiz. Zorluk derecesi yüksek bir final olacak. Ama biz en büyük zorluğu başarmış bir ekibiz. Nou Camp’ta ay - yıldızlı bayrakla tur atarken, ülkem adına gurur duymuştum, şimdi Real Madrid maçı sonrası da Türk bayrağıyla Şampiyonlar Ligi şampiyonu olarak turumu atmak istiyorum. İnşallah bu da gerçekleşecek.”

Soma ateşi beni de yaktı

“Ülkemizde yaşanan maden faciası bir Türk ve de bir insan olarak beni çok üzdü. Allah böylesi acıları ülkemize bir daha yaşatmasın. Acı ve sevinci bir arada yaşamak gerçekten çok zor ağabey. Bir yanda hüzün, diğer yanda sevinç... Allah mekanlarını cennet eylesin, yüreğimiz yandı... Bu acı olay tüm mutluluklarımızı aldı, götürdü. Böylesi acı bir tabloda kelimeleri sıralamak çok güç. Sözün bittiği yerdir Soma... Ülkemize düşen o ateş beni de yaktı. Üzerime düşen manevi ve maddi her türlü desteği vereceğim."

Şampiyonu kutlayacaksın

“Fenerbahçeli arkadaşlarımı, dostlarımı aradım, kutladım. Ersun hocayı da sever, sayarım, kendisine de aradım, içten kutlama duygularımı dile getirdim. Sonuçta Galatasaraylıyım, Cim- Bom’un şampiyon olmasını isterdim, olmadı, dünyanın sonu da değil. Olamıyorsan, olanı kutlayacaksınız, bu işin doğrusu da budur. Galatasaray da kalite farkı sayesinde sezonun iyi takımı Beşiktaş’tan lig ikinciliğini almayı başardı.”

Yaram kanıyor
Fatih Terim’li Milli Takım’ının elemelerde hedefi, yakalayıp, yakalamayacağını soruyoruz ve söyleşimizi burada noktalıyoruz:
“Fatih hocanın olduğu her yerde başarılar vardır ağabey...”

Sen de varsın kaptan olarak?

“Evet varım, ama tek başıma bir şey yapamam. Bu ekip olayıdır.Ama iyi bir takıma, şampiyonluklara oynayacak bir ekibe liderlik yapabilirim. Bu konuda biraz dertliyim ağabey...”

Niye kaptan?

“Valla orasını hiç sorma... Kapanmış bir yarayı kanatıyorsun ağabey. Dünya Kupası finallerini kaçırdık, kahrolduk. Orada olmalıydık, olamadık. Bu kısacık futbol yaşamımızda kaç kere oraları görme ve de oynama şansını bulabiliriz? Bunun için çok üzüntülüyüm. Geçmişten dersler çıkardık, şimdi adımlarımızı daha sağlam atacağız. Terim hocamızla birlikte Avrupa Şampiyonası finallerinde yerimizi alacağız. Buna mecburuz. Başaracak gücümüz ve de yeteneğimiz de var ağabey....”