Akif Çağatay Kılıç: Terörün panzehiri spordur

Yeni yılın ilk ayını geride bıraktığımız şu günlerde yaklaşan önemli spor organizasyonlarını ve kamuoyunda tartışılan bazı spekülatif haberleri konuşmak üzere bir kez daha Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın kapısını çaldık. Sağ olsun, Sayın Bakan da yoğun programının arasında bizi kabul etme nezaketini gösterdi.

Yaklaşık bir buçuk saat süren sohbetin önemli bir kısmı off the record konuşmaydı. Bu bölümde Sayın Bakan bazı önemli bilgiler verdi. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sohbetimizin röportaj kısmında ise özellikle terörden muzdarip olan Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri’nde bakanlık olarak bölgeye ve bölge gençliğine yapacakları yatırımları anlattı Bakan Kılıç. Ve şu carpıcı mesajı verdi: “Terörün en büyük panzehiri spordur!” Konu açılır açılmaz ne gibi yatırımlar yapacaklarını ve bölge ile ilgili projelerin neler olduğunu sorduk Sayın Bakan’a... O da anlattı:

‘Gençlere sokaklarda ulaşıyoruz’

“Ülkemiz bugün terörle dünyadaki en büyük mücadeleyi yapıyor. FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C, YPG, PYD... Tüm bu terör örgütlerine karşı amansız bir mücadele veriliyor. Bu işin bir boyutu. Bir diğer boyutu da sosyal adımlar. Terör örgütlerinin hedefinde gençlerimiz var. Ama ben şuna inanıyorum ki; başta gençlerimiz olmak üzere bölge halkımız her şeyin farkında, kimin ne yapmak istediğini çok net görüyor ve bu hainlere fırsat vermiyor. Biz bakanlık olarak bu amaçla çok ciddi yatırımlar yapıyoruz. Gençlik merkezlerimiz, gençlik kamplarımız ve spor tesislerimizle gençlerimize mahallelerimizden ve sokaklarımızdan başlayarak ulaşıyoruz. Gençlik merkezlerimizin üye sayısı 1.5 milyonu aşmış durumda. Yine Türkiye genelindeki 29 kampımızda geçtiğimiz yıl 65 bin 638 gencimizi ağırladık.”

‘Geziler düzenleyeceğiz’

“Gençlik Projeleri Destek Programı ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan gençlerimizin desteklenmesine özen göstermekteyiz. Bu kapsamda bölgede gençlik ve spor alanında 312 projeye yaklaşık 40 milyon TL destek verdik. Ayrıca, terörden etkilenen şehirlerden başlayarak gençlerimizin hizmetine sunulacak yeni gençlik ve spor tesisleri açmayı planlıyoruz. Bu kapsamda bölgeye 21 gençlik merkezi, 36 büyük spor tesisi ve 151 mahalle tipi spor tesisi yapımı için çalışmalara başladık. Bölgedeki 20 bin gencimizin kamplarımızdan yararlanmalarını planlıyoruz. Yine Doğu ve Güneydoğu illerimizden 15 bin gencimizin katılacağı Çanakkale gezileri düzenleyeceğiz.”

‘EYOF da Deafolimpics de yapılacak’

Söz terörden açılmışken bu yıl ülkemizde yapılacak iki büyük organizasyonun; bir hafta sonra Erzurum’da başlayacak Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları (EYOF) ile Temmuz’da Samsun’da yapılacak olan İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları’nın (Deafolimpics 2017) OHAL ve terör tehdidi nedeniyle iptalinin, bu konuda uluslararası baskının söz konusu olup olmadığın sordum Sayın Bakan’a... Cevabı oldukça netti: “Böyle bir şey söz konusu değil. Biliyorsunuz Fransa’da da OHAL vardı ve Avrupa Futbol Şampiyonası yapıldı. Hatta şampiyonada Fransa Cumhurbaşkanı’na yönelik suikast girişimi bile oldu. Ama şampiyona devam etti. Doğrusu da budur. Eğer terör var diye bu tip organizasyonları iptal ederseniz terör örgütleri amacına ulaşmış olur. Bilakis daha kararlı şekilde organizasyonlar yapılmalıdır. Erzurum’u denetleyen EYOF Direktörü Katerina Nycova da tesislerimize ve kentimize tam not verdi. Ayrıca Türkiye’de görev yapan büyükelçilerimiz de Erzurum’u ziyaret ettiler ve hayran kaldılar. Aynı şey Deafolimpics için de geçerli.”

14-18 yaş arası gençler...

“Peki, ya aileler çocuklarını göndermek istemiyorsa, sonuçta 14-18 yaş arası gençlerin yarışacağı bir festival bu” diye sorduğumda ise Bakan Kılıç şunları söyledi: “Çocuklarını göndermek istemeyen çıkabilir tabii. Ama ben bunun çok düşük seviyede kalacağını düşünüyorum.” Son olarak Oyunlara 69 sporcuylla katılacağımızı hatırlatıp, bu katılımı nasıl bulduğunu sorduğumda ise Sayın Bakan şöyle konuştu: “Memnuniyet verici buluyorum. Kış sporları hızlı bir gelişim içinde ülkemizde. Kış sporları merkezlerimizin sayısı artıyor, 69 sporcuyla katılacak olmamız bir bakıma bunun yansıması.”

Hamit Turhan