Haftanın filmlerini Abbas Bozkurt Yazdı

Jason Momoa ismi hepimiz için tanıdık değil belki ama ‘Game of Thrones’un cüssesiyle korku salan göçebe lideri Khal Drogo denince herkesin zihninde bir kıvılcım çakıyor. Mitolojik bir dünyadan fırlatılmış gibi duran bu adam elbette bir süper kahraman filminde karşımıza çıkacaktı. Suların altındaki dünyadan çıkan gizemli Aquaman rolü onun için biçilmiş kaftan. Yunan mitolojisindeki en kudretli tanrılardan Poseidon’u anımsatan, dalgaları kıran pozları aylardır afişleri süslüyordu.

Tüm bu şatafatın ve beklentinin altının çok da dolu olmayacağını zaten biliyorduk, nihayetinde bir süper kahraman filmi var karşımızda. Bu, Aquaman’le ilk karşılaşmamız da değil. DC’nin tüm kadroyu topladığı ‘Justice League’de Batman’in ona yardım çağrısında bulunduğunu görmüştük. Hatta ‘Suicide Squad’de kısa bir an için görünmüştü iri kıyım abimiz. Şimdiyse tüm hikaye ona ayrılmış durumda.

‘Testere’ ve ‘Korku Seansı’ gibi başarılı korku filmlerinin genç yönetmeni James Van’in yönettiği ‘Aquaman’in öyküsü, yıllardır pek çok farklı masala konu olmuş kayıp şehir Atlantis üzerine kurulu aslında. Klasik bir ‘kahramanın yolculuğu’ filmi bu. Kahramanımız Arthur, kudretinin farkına varır, Atlantis’e hükmetmenin kaderinde olduğunu öğrenir ve bunun getirdiği sorumluluklarla yüzleşir... ‘Aquaman’ için tasarlanan sualtı dünyası Atlantis’in güzelliği filmin en cezbedici tarafı. Efektler baştan sona etkileyici. Filmin oyuncu kadrosu da kıskandıracak cinsten: Nicole Kidman, Willem Dafoe ve bu filmde yıldızı iyiden iyiye parlayan Amber Heard. Yine de, ‘Aquaman’e kendinizi kaptırmak için, aksiyon filmlerine kafa dağıtmaya giden bir ruh haline bürünmeniz gerektiğini hatırlatalım. Ötesini beklemek hayal kırıklığı olur.

Marry Poppins: Sihirli Dadı

İngilizlerin meşhur dadısı Marry Poppins, tüm canlılara yardım eden naif karakteri ve zararsız büyüleriyle klasikleşmiş bir karakter. Yıllar içinde hem perdede, hem televizyonda hem de Broadway sahnesinde sayısız izleyiciye ulaşan bu öykü, şimdi tazelenerek yeniden karşımızda. Marry Poppins rolünde Emily Blunt’ı izleyeceğimiz filmde, meşhur dadımız, Londra’nın en karanlık dönemlerinden birinde, kedere boğulmuş bir aileyi yeniden yaşam sevincine kavuşturuyor. Meryl Streep gibi dev oyunculara sahip film, haftasonu tüm aile salona doluşmak için iyi bir seçim.