Arama

Popüler aramalar

Kadının adı yok!

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü hayırlısıyla milletçe kutladık! Tüm federasyonlarımız da öyle!.. Gelgelelim, federasyonlardaki kadın yönetici sayısı bakımından tablo son derece vahim. 60 federasyondaki toplam 767 yöneticinin 34’ü kadın! Yani yüzde 4.5 civarında! Başkan olan kadın sayısı ise sadece 3! Oysa 2016’da kadın sporcularımız Türk sporunun yüz akı oldu!

Kadının adı yok!

Rahmetli Duygu Asena 1978 yılında ‘Kadının adı yok’ isimli kült romanını yazdığında Türkiye’de yer yerinden oynamıştı. Kadının bastırılmışlığına, itilmişliğine, istismarına değiniyordu bu sıradışı roman. Her erkek egemen toplumda olduğu gibi bizde de kadına ikinci sınıf muamelesi yapılıyordu. Bazı bölgelerimizde sınıflandırmaya bile girmiyordu!

Kadın bir meta gibi alınıp satılıyordu! Hâlâ da bu geleneğin söz konusu bölgelerimizde sürdüğünü biliyoruz. Kadına uygulanan şiddet ise cabası. Bugünkü duruma baktığımızda aradan geçen 40 yıllık sürede ülkemizde elbette kadın hakları konusunda önemli mesafeler kat edildi. Ancak çağdaş dünyayla kendimizi kıyasladığımızda hâlâ emekleme safhasında olduğumuz da bir gerçek. Elbette Türkiye’nin bu genel sosyal dokusundan Türk sporu da fazlasıyla nasibini alıyor. İki gün önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tüm Türkiye’de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve dış temsilciliklerimizde hayırlısıyla kutladık! Tüm spor federasyonlarımız da öyle! Federasyonlarımızın resmi internet sitelerini açıp baktığımızda kadınlarımızın bu özel günü için bir kutlama mesajı yayınladıklarına tanık olduk. Bu hassasiyetlerinden dolayı kutlayalım kutlamasına da, bir de ayın karanlık yüzü var! Kadınlarımızın 8 Mart’ını kutlayan federasyonlarımızdaki kadın yönetici sayısına baktığımızda karşımıza içler acısı bir tablo çıkıyor.

Kadın başkanın yönetiminde de yok!

Olimpiyat ve paralimpik yılı olan 2016’nın sonlarına doğru bütün federasyonlarımızda seçimler yapıldı ve dört yıllığına yeni yönetim kurulları belirlendi. Söz konusu yönetim kurullarına bir göz attığımızda kadın yönetici sayısının yüzde 4.5 civarında olduğu görülüyor. Yani 10 yöneticiden biri bile kadın olsa razı olacağız belki ama oran bunun bile altında! Olayı somutlaştırıp rakamlarla ifade edecek olursak, 60 federasyonun 57’sinde (Üç federasyonda bu konuyla ilgili bilgi yok!) görev yapan 767 yöneticiden sadece 34’ü kadın. 60 federasyon başkanına göz attığımızda ise içlerinde sadece 3 tane kadın başkan olduğunu görüyoruz. Bunlar oryantiring (Hacer Akyüz), satranç (Gülkız Tulay) ve yelken (Özlem Akdurak). Ancak işin ironik tarafı, Yelken Federasyonu Başkanı Özlem Akdurak’ın yönetiminde kendisinden başka kadın yönetici yok! Kadın yönetici dağılmında ise dikkat çeken husus, 36 federasyonda hiç kadın yönetici olmayışı! 13 federasyonda 1 kadın yönetici yer alırken, 4 federasyonda 2, 1 federasyonda 3 (Oryantiring), 1 federasyonda 4 (Satranç), 1 federasyonda da 5 (Briç) kadın yönetici bulunuyor. Hadi, muhafazakar yapılarından dolayı mücadele sporlarını bir kenara bırakalım, dans sporları, halk oyunları, cimnastik gibi estetik sporlarda bile kadın yönetici kıtlığı yaşanıyor.

Kadınlar, erkeklerden daha başarılı

Oysa 2016 yılına baktığımızda kadın sporcularımızın erkek sporcularımızdan çok daha başarılı oldukları dikkat çekiyor. Gerek Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nda olsun, gerekse Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nda kürsüleri kadınlarımız işgal ediyor, İstiklal Marşımız’ı çaldırıyor, bayrağımızı göndere çektiriyorlar.

İşte başarılı kadın sporcularımız

Eczacıbaşı’nın Dünya Şampiyonluğu, Vakıfbank’ın Dünya üçüncülüğü, CEV Kupası’nda Galatasaray’ın ikinciliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin üçüncülüğü, basketbolda Potanın Perileri’nin olimpiyatta çeyrek final yapması, Olimpiyat’ta tekvandoda Nur Tatar’ın bronzu, Paralimpik’te Nazmiye Muratlı’nın, Goalball Kadın Milli Takımı’nın altın madalyaları, masa tenisinde Kübra Korkut’un gümüşü, Judoda Ecem Taşkın, Mesme Başbağ, atıcılıkta Ayşegül Pehlivanlar’ın bronzu, atletizmde Yasemin Can’ın iki Avrupa Şampiyonluğu, Özlem Kaya ve Emel Dereli’nin Avrupa üçüncülüğü, güreşte Yasemin Adar’ın Avrupa Şampiyonluğu, Buse Tosun’un Avrupa Üçüncülüğü, teniste Çağla Büyükakçay’ın İstanbul Cup Şampiyonluğu, aerobik cimnastikte Ayşe Begüm Onbaşı’nın 15- 17 yaş Dünya Şampiyonluğu, tekvandoda İrem Yaman, judoda Kayra Sayit, masa tenisinde Melek Hu’nun Avrupa Şampiyonluğu, okçulukta Makaralı Yay Milli Takımı’nın Dünya Şampiyonluğu, karatede Kata Milli Takımı’nın Dünya üçüncülüğü, halterde Sibel Özkan’ın Avrupa Şampiyonluğu, Sema Acartürk’ün ikinciliği, Nurcan Taylan’ın üçüncülüğü, 110 metre serbest dalışta Şahika Ercümen’in Dünya Rekoru; kadın sporcularımızın 2016’ya sığdırdıkları uluslararası başarılardan öne çıkanlar.

Lisanslı kadın sporcumuz da az...

Başarı grafiğimizde hal böyleyken, 1.163.955 toplam faal, 1.121.350 SGM lisanslı kadın sporcumuz varken ve faal erkek (2.432.313) ve SGM lisanslı erkek (2.551.350) sporcu sayısının yarısına tekabül ediyorken, kadın yönetici sayımız yerlerde sürünüyor! Bu kadar başarılı, bu kadar çok sayıda lisanslı ve faal kadın sporcumuzu kadınlara yönettirmekten imtina ediyoruz. Sonra da federasyon sitelerinde 8 Mart için göstermelik kutlama mesajları yayınlıyoruz. Aslında iki yüzlülüğümüzü ifşa ediyoruz! Gerçek bütün çıplaklığıyla ortada; Türk Sporu’nda kadının adı yok!

Hamit Turhan

Haberin Devamı