İstanbul Yüzme İhtisas ve Dream Team
Sizleri, 1979 yılından 1989'a kadar olan 10 yıllık süre zarfında yenilgisiz, her yıl şampiyon olmayı başaran İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü'nün (İYİK) Dream-Team'i hakkında bilgilendirmek istiyorum ki, bu spora gönül vermiş yeni jenerasyona katkı sağlayabileyim…

Sizleri, 1979 yılından 1989’a kadar olan 10 yıllık süre zarfında yenilgisiz, her yıl şampiyon olmayı başaran İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nün (İYİK) dream-team’i hakkında bilgilendirmek istiyorum ki, bu spora gönül vermiş yeni jenerasyona katkı sağlayabileyim…
Bir takım düşleyin; 1 numarasından 13 numarasına kadar, hepsi üniversite öğrencisi ve hepsi de sutopuna aşık! Bu nedenle de takımın tüm elemanları, hem antrenmanlardan hem de maçlardan büyük keyif alıyor. İtiraf etmeliyim ki, antrenmanlarda 2 takıma ayrılıp kendi aramızda yaptığımız maçların kalitesine, ligdeki ‘derbi’ mücadelelerinden çok daha çekişmeliydi. Zira her maçta en yakın rakibimize yaptığımız maçlar 10 sayı farkla bitiyordu.
“Tarih yazan bu takıma kimlerin emeği geçti?” derseniz, en başta bizi yüzme antrenmanlarından ‘çalıp’ sutopu oynatan ve sporu sevmemizi sağlayan rahmetli Orhan Tomruk derim elbette. Daha sonra da sevgili büyüğümüz Ara Kahyaoğlu…
Kuşkusuz en büyük paylardan birisi de rahmetli İbrahim Sulu hocamıza aittir. İbrahim Sulu hocamız bana 16, Sühan Seldüz’e
17 yaşında Balkan Şampiyonası’nda, dünyanın en iyi oyuncuları ile oynama şansı verdi ve ikimizin de Avrupa çapında oyuncular olmasına olanak tanıdı. Tabii ki Ahmet Sulu hocamızın milli takım döneminde, Atilla Kiss ve Arif Talay ın emeklerini de göz ardı edemeyiz.
Rüya takımın oyuncu kadrosuna gelince:
Sühan Seldüz ile başlamak gerekir zira bu arkadaşımız spora İtalya, Macaristan ya da İspanya’da başlamış olsaydı, kuşkusuz dünyanın en iyi oyuncuları; Tamas Farago ile Manuel Estearte gibi bir yıldız olurdu. Hücumda fiziğinin de avantajlarıyla gerçek bir yıldızdı…
Hakan Soliçikoğlu: Mükemmel bir sutör ve çakılıydı. 1981 yılında Kavala’da 5 bin Yunanlı önünde kazandığımız milli maçta bizim kale önünden Yunanistan’a attığı 30 metrelik gol, görülmeye değerdi!
Hüseyin Özfer: Bizim takımın ‘ağır işçisi’ büyük kaptan, hem çakılı hücum hem de defans yapabilen ender oyunculardan biriydi.
Galip Gürel: Diğer kaptan, müthiş güçlü yapısıyla sivrilen iyi takım oyuncusu ve gerçek bir kaptandı. Sutopundan ardından Paris
Dakar Rallisi’nde dereceye giren ilk Türk olarak tarih yazdı.
Tuğrul Ebrem: İnanılmaz zeki ve müthiş defans yeteneği olan bir oyuncuydu (benimde kan kardeşim)
Gürcal Gürel: Galip Gürel’in kardeşi, sutopuna Almanya’da başlayıp çıkışı İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nde yakalamış, defansif yönü çok kuvvetli bir oyuncuydu.
Güneş Evgin: Fiziksel dezavantajını ,inanılmaz yüzmesi ve çabukluğu ile kapatan iyi bir hücumcuydu.
Bu isimlerin dışında bir de kadroya eklenmiş diğer oyuncular vardı.
Örneğin; ‘melek yüzlü dev’ Saygun Seldüz… Çok iyi bir çakılı oyuncu Tugrut Ebrem… Zeki oyun kurucu İsmail Delemen… Mücadeleci, hırslı oyuncu Ahmet Nakkaş, yüzmeden sutopuna biraz geç gelmesine karşın takımı sürükleyen müthiş bir sprinterdi.
Bunun dışında anımsadığım Galatasaray Lisesi’nden ağabeyim kaleci Dr. Murat Çarak, Ali Özsoy, kardeşim Cüneyt Çakır, Aret Kahyaoğlu, Serdar Özer, Tamer Turan, Murat Akman, Bahri Vefa, Yaman Tunç ve şimdi anımsayamadığım diğerleri..
İstanbul Yüzme İhtisas’ın ilk yedisi aynı zamanda milli takımı da oluşturuyordu. Takımın Avrupa’daki başarıları ise şöyle;
3 kez Balkan Gençler Şampiyonası’nda 3’lük, Akdeniz Oyunları’nda 3’üncülük, İYİK olarak 1984 Avrupa Şampiyonlar Kupası’nda son dört takım arasına girmek. O dönemin devi italyan Recco’ya karşı alınan 10-10’luk deplasman beraberliği, Partizan ile Belgrad’da hakem hatası nedeni ile tek farkla yitirilen maç… Sutopunun ‘devleri’ olarak kabul edilen Yugoslavya, Macaristan, İspanya, Rusya gibi ülkelere karşı özellikle son devrelerde kondisyon ve fiziksel eksikliğimizden kaybetmekteydik. Tüm bunları niye mi anlattım? Biz sutopunda tarih yazmıştık. Bunun nedeni elbette ki bireysel yeteneklerimizdi ama öncelik takım oyunu ve arkadaşlığımızdı. Sutopu oynayan gençler sanırım anlatmak istediğimi anlamışlardır!
Keşke, kulübümüz İstanbul Yüzme İhtisas yerinde olsaydı da bunları gençlere havuz başında aktarabilseydim..
Murat Çakır