Arama

Popüler aramalar

Alex böyle mi ayrılacak?

Bu soruyu 8 yıl Trabzon'da kalıp kaptanlık pazu bandını taşıdıktan sonra sessiz sedasız Arabistan'a giden Yattara sordu... Başkanından hocasına sitem etti, ancak bir tek Trabzon halkını ve taraftarını ayrı yere koydu

Alex böyle mi ayrılacak?

İbrahima Yattara, artık Trabzonspor’un değil, Arabistan ekibi Al-Shabab’ın yeni yıldızı. 8 yıllık Türkiye macerasından sonra biraz sessiz sedasız ayrıldı, biraz da kafalarda soru işaretleri bırakarak. Biz de Süper Lig takımları için çıktığımız Avrupa seferinde karşılaştık onunla, Almanya Düsseldorf’ta. Ve bizi görür görmez, bir Gineli’den ziyade gurbette görüştüğümüz bir dost gibi, “Merhaba abi, hoş geldin. Nasılsın?” diyerek karşıladı Yattara. İlk andan itibaren bu sıcak havada başlayan sohbetimize, kendisinden onay alarak röportaj şeklinde devam ettik. Gitmeden önce de sitemleri olmuştu ama bu kez daha net konuştu, Trabzonspor ve Trabzonspor taraftarı dışında bir çok yere mesajlar gönderdi.

‘2 yıla razıyım’

Söze, “Ben ayrılmadım, beni gönderdiler” diyerek başlaması bile ilerleyen dakikalarda ne tür bir sohbet yaşayacağımızın ilk sinyalleriydi aslında. Devam etti dertleşmek için sanki bir tanıdık bekliyormuş gibi: Kolay değil abi, tam 8 yıl geçirdim Trabzon’da. 150 bin dolar ile başladı benim kariyerim. Son dönemlerimde hep param konuşuldu ama konuşulacak kadar parayı son 2 senede kazandım ben. Sakatlandığım sezon indirim istediler, onu da yaptım daha da fazla istediler. Benim aklıma en son Trabzonspor ile mahkemelik olmak gelirdi. Bunu asla istemem. Tek isteğim alacağım olan paranın verilmesi. Üstelik hemen verin de demiyorum, birisi çıksın, ‘2 yılda vereceğiz’ desin. Ona da razıyım.

‘Muhatap bulamıyorum’

Tam da bu noktada araya girdik. Neden bunu kulüple konuşmadığını sorduk. Yattara şaşırttı bizi: Arıyorum kulübü ama karşımda bir muhatap yok. 750 bin Euro bir alacağım için Trabzonspor ile FİFA’lık olmak istemiyorum. Bu benim için çok önemli. Trabzonspor bir kulüpten fazlası benim için. Ben bu kulübü sevdim, o kadar zaman içinde teklifler gelmesine rağmen gitmedim. Özellikle de Türkiye’de...

‘Şenol hocaya çok kırgınım’

Jübile durumları falan da gündemdeydi bir ara... Kırgınlığını Türkiye’den bir örnekle açıkladı: İşte ben de konuyu buraya getirmek istiyorum. Çok merak ediyorum mesela Fenerbahçe Alex’i böyle mi uğurlayacak. İddia ediyorum ki Alex Fenerbahçe’den krallar gibi, hak ettiği şekilde uğurlanacaktır! Ben de sanırım böyle bir uğurlamayı hak etmiştim. Ancak bırakın jübileyi vedama bile izin vermediler. Son maçta Şenol Güneş’in beni 18’e bile almamasının anlamı nedir! Kendisiyle daha önce de çalışmıştım ama böyle değildi. Çok büyük hayal kırıklığı oldu bende bu yaşadıklarım.

9 puan böyle erimiş...

Önce dertlerine tercüman olduk Yattara’nın. Paraydı, jübileydi artık gerisi Trabzonspor ile oyuncu arasında dedik ve o herkesin hala cevabını aradığı soruya geçtik, ağır suçlamalar geldi

Nasıl olmuştu da Trabzonspor 9 puanlık farktan şampiyonluğu kaçırmıştı. Biraz ağır ithamlar içeren net cümlelerle yanıtladı Yattara: Bu sorunun cevabı çok basit; 20 maç başını, 15 primi ödemezseniz takımda ne hava kalır ne motivasyon. Hadi parayı geçelim, futbolcularla bir konuşan, ilgilenen, sıcak ortam yaratan olmadı...

‘En kötü ortamdı’

Yattara 8 yılını vermiş bir isimdi Türkiye’ye Trabzon’a. Sıradan, gelip-geçen bir oyuncu olsaydı, halk tabiriyle ‘sallıyor’ diyebilirdik ama tüm söylediklerini de yok saymak olmazdı. Bu değerlendirmelerin şokunu taşırken bir soru daha sorduk, bir şok daha yaşadık. Takımın kendi içinde bu işin üstesinden nasıl olup da gelemediğini merak ettik. Söz yine Gineli’de: Takım içinde de bazı sıkıntılar vardı. O kadar süre Trabzon’da oynadım. O yıldaki kadar gruplaşma hiç olmamıştı! Kişisel açıdan da benim hocamla sorunlarım oldu. Sezona çok iyi başlamıştım. Ancak Manisa yenilgisinin faturasını bana kesti. Oysa sakatlıktan yeni çıkmıştım ve o zamana kadar 4 maçta direkt oynayıp 3 gol atıp 2 asist yapmıştım. Yine aldığım para sebebiyle de takım içinde bana bir tavır vardı. Hatta bu nedenle pas alamadığım anlar bile olduğunu düşündüm.

Özlemleri büyüyor...

Kısa sayılabilecek bir zaman olmuştu ama özlemleri yok değildi. Özellikle Trabzon’un dillere destan mutfağından söz etti: Trabzon’un yemekleri kendi ülkemin yemekleri gibi olmuştu benim için. Cemil ve Nihat Usta’yı özledim. Köfteyi, pirzolayı, balık buğlamayı, sütlacı, baklavayı özledim. Giray ve Ceyhun’u da... En iyi arkadaşlarım onlardı takımda.

Gucci Adem her gün arar’

Arayıp, soran diyoruz... Yine kendince bir yanıt veriyor: Abi, olmaz mı. İnanamayacağın kadar çok insan arıyor. Ama ‘Gucci Adem’ her gün arıyor. O hiç ihmal etmez. Ben de onları çok seviyorum. Ailemden sayabileceğim çok insan var. Onlara da kapım her zaman açık tabi ki.

‘Başkan değil Cumhurbaşkanı!’

İbrahima Yattara’nın sitem ve eleştiri dolu söylemlerinden Başkan Sadri Şener de nasibini aldı. Sıcakkanlı ve sempatik kişiliği ile tanıdığımız Şener için Gineli futbolcu oldukça farklı bir profil çizdi. Özellikle geçtiğimiz sezonun kırılma anlarında Başkanın tavır değişikliği yaşadığını iddia eden yıldız oyuncu, “Başkan kendini Cumhurbaşkanı gibi gösterdi bizlere. Herkese yüksekten bakıp muhatap olmayan bir havadaydı. Otelcilikle kulüp başkanlığı çok başka işler! 7 başkan içinde en kötüsüydü. Atay Aktuğ, Özkan Sümer ve Nuri Albayrak’ı başka bir yere koyarım” dedi.

‘Zokora arasa, ‘gitme’ derdim’

Yattara, kendince kulübün transfer politikasında da çarpıklıklar olduğundan dem vurdu. Yine örneklerle açtı konuyu: Kulüp imajı önemli. Yabancılar çok dikkat ediyor buna. Mesela Zokora beni arasaydı bu yönetim varken gitme derdim... Ayrıca bana düşmez belki ama transfer politikası da biraz tuhaflaştı. Trabzonspor gibi bir büyük kulüp gidip 5 milyon Euro verip Polonyalı oyuncu alıyor. Bir oyuncu alındı diye yanında ikizi de transfer ediliyor. Yani bunlar büyük takım yönetimlerinin işleri değil.

Tunç Kayacı

3
Haberin Devamı