Ay-yıldız moralli
Fanatik yazarları, A Milli Takım'ın Estonya ve Hollanda maçlarını yorumladı.

İkisini de kazanırız
Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Fatih Terim'i dört maç değil de, 6 ya da 7 maç önce göreve çağırmış olsaydı, bugün hiç tereddüt etmeden milli takım final şansını garantiler derdim. Ama Demirören'in, Abdullah Avcı'ya her başarısızlıktan sonra "Hocamızın arkasındayız" diye arka çıkması, işimizi zorlaştırdı.
Bakıyorum herkes Estonya'yı 'çantada keklik' görüyor, oysa gerçek hiç de öyle değil. Estonya dinamik ve zorlu bir ekip. Eğer onları aşarsak; Snijderli, Kuytlı Hollanda'yı çok rahat yeneriz. Çünkü Hollanda grup birinciliğini garantiledi. Türkiye karşısına rahat çıkacaktır. Gerçek şu; bizim işimiz Estonya karşısında, Hollanda'ya nazaran daha zor. Teknik direktör faktörünün milli takım üzerinde çok etkili olduğuna inanıyorum.Fatih Terim'in oyunculara gerekli moral motivasyonu verdiğini biliyorum. Bu yüzden diyorum ki, iki maçtan da zaferle çıkan biz oluruz.
NEZİH ALKIŞ
Haberin Devamı ›
---
Güven yükselişi var
Fatih Terim'in takımın başına geçmesinin ardından oyuncularda genel bir güven yükselişi olduğu açık. İki temel soru işareti var:
Birincisi; Umut dışındaki santrforların yükselen formda olmayışları. Umut da Galatasaray'da ilk 11'de forma giymiyor. İkinci soruysa muhtemel sarı kart cezalıları. Özellikle Arda ve Burak çok dikkatli olmalı. Terim baskılı bir oyun tercih edecek. Bu oyunda en önemli avantajımız savunma oyuncularının çoğunluğunu oluşturan Fenerbahçelilerin, özellikle Caner ve Gökhan'ın baskılı oyunlarını ortaya çıkarabilecekleri savunma düzeni konusunda antrenmanlı olmaları.
İlk Estonya maçında çok erken bir kırmızı kart sonrası biraz olsun rahatlayabilmiş ve maçı kazanmıştık. Bu kez özellikle Arda'nın Gökhan ve Caner'le genişlik kazandıracağı hücumda daha rahat olmamızı bekliyorum.
MEHMET DEMİRKOL
---
Terim efekti önemli
Tek tek oyuncular karşılaştırıldığında bizimkiler ağır basıyor. ama önceki gün Fanatik'te Dirk Kuyt'ın söylediklerini kulak ardı etmemek gerekiyor. Estonya'yla berabere kalan takımın oyuncusu olarak şöyle diyordu; "Abartmıyorum Türkiye'yi uyarmalıyım. Estonya çok zor bir rakip. Fiziki açıdan çok iyi durumdalar, maçın her anında çalışıyorlar. Kolayca alt edilebilecek bir takım değiller."
Bu veriler ışığında tahmin edildiği kadar kolay lokma olmadıkları açık. Bir de bizim takımların kırılgan yapısı düşünüldüğünde işi sıkı tutmak şart. Kuşkusuz ki, Fatih Terim efekti önemli etki. Terim, oyuncuların potansiyellerini bir biçimde açığa çıkarma konusunda ülkedeki en etkili hoca. Nasıl yapıyor bilmiyorum, ama oyuncular üzerinde çok belirleyici bir etkisi olduğu açık. İlk Romanya maçında da benzer düzenle oynayıp kaybeden oyuncular Terim'le deplasmanda benzer bir formasyonla galip geliyorlarsa buradaki psikolojik faktörleri doğru okumak gerekiyor. Hem 'kazanma zorunluluğu'nun getireceği motivasyon, hem Terim etkisi hem oyuncu kapasiteleri Türkiye'nin galibiyete daha yakın olduğunu düşündürtüyor bana... Ancak, Kuyt'ın uyarıları dikkate alındığında elbette...
CEM DİZDAR
---
Hayali bile güzel
Dünya kupasına gidebilme şansımız hala zayıf görünüyor.
Estonya'yı zorlansak bile yeneceğimizi düşünüyorum. Ancak bizim için en az bu maç o kadar önemli olan faktör Macaristan - Hollanda maçının sonucu olacak.
Hollanda dünyanın en iyi takımlardan birisi ve her maçı ciddi oynuyorlar. Umuyorum ve diliyorum ki Macaristan'ı devirecekler.
Saracoğlu'na grup ikinciliği şansı ile çıkarsak kaf dağının ardında görünen hayallerimiz gerçeğe dönüşebilir. Ancak elbette grup ikinciliği Brezilya'ya gidebilmek adına bize bir garanti vermiyor. FIFA sıralamasında oldukça
gerilerde olduğumuz için muhtemelen play-off ta güçlü bir rakip ile oynayacağız. İşimiz zor ancak hayal edebilmek bile güzel. Bu ülkenin spordan gelecek başarılara çok ihtiyacı var.
Umarım hep birlikte bu sevinci yaşarız.
HAKAN CAN