Arama

Popüler aramalar

Ay tutulması

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Yemeden atılacak bir golün önemi o kadar büyüktü ki, doğrusunu söylemek gerekirse hepimizin arzusu ve beklentileri de bu yöndeydi. Hızlı da başladı oyuna Trabzonspor. İlk 5 dakikadaki görüntüsü, beklentilerimizi karşılar nitelikteydi. Ancak ilerleyen dakikalarda defanstan çıkarken kaptırılan toplar ve orta sahadan oyun kurmakta zorlanan Trabzonspor, oyunun üstünlüğünü anlamsız bir şekilde rakibine kaptırdı. Ardından da taçtan gelen bir pozisyonda rakibin golüne engel olamayınca Şampiyonlar Ligi hayali de bir başka bahara kalmış oldu. Oyunun ilk yarısında heyecanlandığımız pozisyonlardan birinde Celutska’nın ortasına, sahanın en iyilerinden biri olan Henrique’nin vuruşunda top filelerle buluşurken, diğerleri de yine anlamsız bir şekilde yardımcının bayrağına takıldı. Henrique’nin ilk yarının sonuna doğru sakatlanarak oyundan çıkması ise keyfimizi iyiden iyiye kaçırdı. Ramazan olmasına rağmen Olimpiyat’ın tribünlerine koşan her yaştan Trabzonsporlular’ın takımlarına olan desteği ise her türlü takdirin üzerindeydi. İkinci yarıda rakibiyle birlikte kafa topuna çıkan Adrian’ın rakibinin yüzüne çarpan dirseğine kırmızı kart çıkartan orta hakem ise terbiyemin tüm sınırlarını zorlayarak kocaman bir ‘çüşşşşş’ü hak etti. UEFA herhalde çok aradı, her iki maçta da görev verdiği bu çapsız hakemleri. Adrian’ın pozisyonu kırmızı kartsa, Luisao, Aimar ve Saviola’nın sahaya çıkmadan soyunma odasında kırmızı kart görmeleri gerekirdi! Turu geçen taraf Benfica’dan ise hafızalarımızda oyun içi pislikleri en iyi şekilde sergileyen, çirkin bir takımdan başka bir şey kalmadı. Çirkinlikleri, oynadıkları futbolun güzelliklerini çamur gibi örttü adeta.