Arama

Popüler aramalar

Hak yerini buldu

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

12 Mayıs 2007 tarihinde bu yazıyı kaleme aldığımda Beşiktaş yandaşı beni ‘topa tutup’, yergisini en üst düzeyde açıkça gösterivermişti.’Müneccim’ miyim diyeceğim neyse ki olmadığımı biliyorum! “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir” özdeyişi ile örtüşen eylem, kanımca Beşiktaş’ın son yıllarda attığı en doğru adım oldu. Dikkatlerden kaçmaması gereken anekdot ise kararın, Çarşı Grubu’nun radikal açıklamasının ardından alınmasıdır.
Kupayı geri verin
‘Kupayı aldık, oley’ coşkusunu yaşayan Beşiktaşlı var mı? Bu kupa Beşiktaş için ‘onur’ değil olsa olsa ‘utanç’ kaynağı olur! Doğrusu kupayı geri vermek ya da Kayseri Erciyesspor’a göndermektir!.. Fenerbahçe’nin ‘masa başı’, Galatasaray’ın ‘akıl’ oyunlarını kanıksayıp, Beşiktaş’ı dürüstlük ile örtüştüğü için sevdik uzun yıllar. Ne farkı kaldı şimdi Beşiktaş’ın benzerlerinden? İsmet Arzuman, milyonların izlencesinde Kayseri Erciyespor’un iki penaltısını gasp etti ve kupanın gideceği camekân vitrini belirledi. Arzuman görmedi de mi çalmadı, gördü de görmezlikten mi geldi, bunu bilme olasılığımız yok. Bildiğimiz; Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören ile Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy arasındaki aile bağı... Bir önceki kupanın hastaneye, Haluk Ulusoy’un o dönemde tedavi gören babasına taşındığı! Vefa, İstanbul’un en eski semtlerinden birisi!.. Gözlerinizi kapayın! Baba ile oğul keyifle televizyon karşısına geçmiş, kupa finalini izliyor. Televizyon yorumcusunun ‘bu kesinlikle penaltı’ cümlesi üzerine çocuk, babasının yüzünde anlam aramaya başlıyor, ‘Baba niye verilmedi bu penaltı ?’ dercesine...
Babanın, vereceği yanıt ne olacak oğluna? “Evladım bu hatalar Fenerbahçe lehine yapılır, Beşiktaş’ın da hakkı çok yenilirdi” mi, yoksa; “Çocuğum olsun vermedi işte hakem penaltıları, Beşiktaş da kupayı kazandı” mı? Ya da; “Bak oğlum, futbol göründüğü kadar basit bir oyun değildir. Oyun içinde çeşitli oyun versiyonları vardır!
Her şey öylesine hızla kirleniyor ki, karşı koyma şansı giderek azalıyor. Milyonların tanıklığında ve göz göre göre Kayseri Erciyesspor’un kupası çalındı. Bunu yazmazsam ‘spor yazarı’ kimliğimden şüphe edeceğim!
Beşiktaş’ın bu kupaya çok mu gereksinimi vardı? Son haftalara bakıldığında Beşiktaşlı oyuncuların hiçbir şey üretmediği futbol ile fazla ilgisi olmayanlar tarafından dahi rahatça algılanabiliyor. Kimi, neden kandırma gereksinimi var? Yıldırım Demirören, oturduğu koltuktan Kayseri Erciyesspor’un verilmeyen penaltılarını gözlemleyemedi mi? Telefonu ile sormadı mı, televizyondan izleyen yakın arkadaşlarına, ‘penaltı mıydı?’ diye. Kabullenilecek gibi değil, nasıl çalınır o kadar insanın emeği? Kim ne derse desin, bu kupa Beşiktaş tarihine ‘kara leke’ olarak geçecek. Benzerlerindeki lekeler ise onların sorunu!..