Radyo piyesi!

Haberin Devamı ›
İlerleyen yıllarda, ‘radyo tiyatrosu’ adını alan yapıtlar, aile bireylerini radyonun başına toplar, üst düzeyde heyecan saçar bu da yetmezmiş gibi alışkanlık yaratırdı. Her hafta belirli gün, merakla beklenirdi. Dün gece Beşiktaş’ı izlerken aklıma ‘radyo piyesi’ geldi. Nedeni; Beşiktaş’ın son haftalarda sergilediği istem dolu futbol, doğal olarak. Öyle ki, sezona yokluklarla başlayan Beşiktaş’ın yapacaklarını bir süredir sadece Siyah-Beyazlı renklere gönül verenler değil, yansızı dahi merakla bekler oldu. Beşiktaş’ın ilk bölümü üç farkla önde kapaması abartılmamalı ama Allan McGregor’un kurtarışları alkışlanmalı. Britanyalı file bekçisinin ikinci bölümde Mustafa’nın kaydettiği sayı karşısında yapacak fazla şeyi yoktu.
McGregor dün gece rüştünü ispatladı! Beşiktaş, ilk yarıda Çağdaş Atan’ın görev yaptığı kulvarı, ‘yol geçen hanı’na çevirirken ikinci yarıdaki futbolda farklılık gözlemledik. Konuk Akhisar, İnönü’de ‘madeni’ bulmakta fazla zorluk çekmedi. Beşiktaş’ın ‘kronik’ sorunu, sol kanadı aynı rahatlıkla kullanmaya başladılar. Aksihar oyunun ikinci bölümünde çok çabaladı ancak sınırlı gücü daha fazlasına olanak vermedi. Samet Aybaba’nın Oğuzhan-Uğur Boral değişimi tam işe yarayacakken, Almeida’nın belki de haklı hırçınlığı ikinci sarı, beraberinde de kırmızı kartı getirdi. Ve Beşiktaşlılar’ın keyfine tuz-biber ekiverdi! Değişen çok şey yok, Beşiktaş rahat atıyor aynı paralelde pozisyon verip kimi zaman da yiyiveriyor. Ancak, ‘bu kadar kusur kadı kızında da olur!’ Beşiktaşlı futbolcular yokluklara göğüs gerip, takım olmanın güzel örneğini sergiliyor. Beşiktaşlılar’a da tribünleri doldurup, onları alkışlamak düşüyor...