Gitmiyorum ulan maça!

Haberin Devamı ›
Nasıl ki bazılarının gitmek için kendilerine göre haklı nedenleri var, bazılarının da gitmemek için, olamaz mı? Ben, 1991’de yorum yazdığım bir Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinden sonra evimine dönerken Dolmabahçe Sarayı önlerinde uğradığım saldırı nedeniyle, ‘görevli olmadığım zamanlarda’ statların çevresinde bile bulunmamaya özen gösteriyorum.
Hava şartları malum... Bilet fiyatları, yollarda çekilen eziyet, maç saatleri, yol-yemek masraflarının üzerine futbolun kalitesizliği de eklenince... İstisnalar hariç, statların durumu da bir rezalet iken hem de...
Kim sahada herkesi aldatmaya çalışan futbolcuları izlemek için stada gider ki ya da oynatmamayı bir halt sananları... Başrolünü hakemin oynadığı bir görsel, ne kadar estetik olabilir ki! Futbolseverse, ‘hastasıysa bu oyunun’, bağlatır bir Lig TV ve D-Smart, oturur sıcacık ya da püfür püfür salonuna, uzatır ayaklarını, eşi-dostuyla hem sohbet, hem yemek, hem de futbol atıştırır. Parası cebinde kalır, yollarda telef olmaz, üstelik sinirleri de bozulmaz.
Külliyen yalan!
Bazıları “Futbol tribünden izlenir” diyor ya, külliyen yalan! ‘Bu şartlarda’ evde televizyondan seyredilir... Stada girdin mi, tek seçenekle yetineceksin, pişmanlıkla! Oysa evde öyle mi, aç Süper Lig ya da 1. Lig maçını, olmadı Alman, İngiliz, İtalyan, İspanyol, Fransız, hatta Brezilya liglerini... Futboldan sıkıldın mı, geç TBL ya da NBA’e... Bir kere öde, sonra seç, beğen, al... Oyna da... Gir internetten canlı olarak takip et işaretlediğin maçları... Maç bitimlerinde dolan kanallardaki günün yoranlarını! Durdur, oynat, yavaş, geri, ileri! İşine gelene kafa salla, işine gelmeyene aç ağzını, yum gözünü, Allah ne verdiyse... Zaten işlevleri sadece bu onların, kendileri de biliyor ve bile bile bu role soyunuyorlar! Arkadaşının takımı yenilmişse, telefonla dalganı geç. Devamlı matineler sonrası sıcacık duşunu alıp, suareye hazırlan...
En iyisi beni dinleyin
Sana “niye maça gitmiyorsun” eleştirisini getiren sahtekarlara da, “Sen niye pazar akşam maçlarında yoksun beyefendi, üstelik yorumcu olarak bu işten ekmek yiyorsun, önce bunun hesabını ver” de...
Siz en iyisi beni dinleyin, oturun evinizde paşa paşa... Ve bol bol zaplayın inadına!
Ne kaaa, o kaaa hesabı...