Arama

Popüler aramalar

Polat'ın eli güçleniyor!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Özellikle, “İmza toplamalara, tehdit ve şantajlara boyun eğerek, bunun bir yol haline gelmesine izin vermeyeceğim” sözleriyle, ‘yazılı kurallar bir yana, asıl Galatasaray gelenekleri önemlidir’ ilkesine yaptığı vurgu, hanesine çok büyük bir artı puan kazandırdı. “Ne yaptım da bunları hak ettim” derken, duygulara, kulübün daha dün denebilecek kadar yakın zamanda içinde boğuştuğu ‘yüz kızartıcı’ alacak-verecek ilişkilerinden söz ederek hafızalara dokundu. Konuşmasında bir bölüm vardı ki, bence buna hiç girmemeliydi. Kendisine ve ekibine karşı topyekün ve planlı bir saldırının/tehdidin/şantajın yürütüldüğünü söylerken sergilediği ‘haklı’ tablo, “Elimden belgeler var, ben de onları açıklarım ama, hıııı” diyerek, aynı yönteme başvurdu bir anlamda!

Divan öncesinde ne Polat’ın ne de muhalefetin eli güçlüydü. Ancak zemin o kadar kaygan ki, dengeler her an değişebiliyor. Şimdi, Adnan Polat’ın açıklamalarına muhalefet kanadından yapılacak yorumlar ve tabii ortaya konacak belgeler önem kazandı. Düne kadar her fırsatta ortada gözüken muhalif yüzlerin hiçbir inandırıcılığı yok, sadece şahin okullulardan destek görüyor gibi. Asıl perde arkasındakiler ortaya çıkıp da, sağlam temeller üzerine oturtulmuş yeni bir strateji geliştiremezse, Adnan Başkan rahat bir nefes alır. Gidişat bu yönde seyrederse, yönetim içinde kalmakta ısrarcı gözüken Helvacı ve iki kişilik ekibinin üzerinde camianın önde gelen gelenekçi liseli isimleri tarafından ‘istifa’ baskısı artabilir.
Dillendirmeseler de, tribündeki taraftardan umulan ‘Yönetim istifa tezahüratını’ duyamayan şahinlerin, bundan böyle şapkalarını önüne koyması da kaçınılmaz oldu. Sadece Liseye ve oradan gelecek oylara dönük şahin görünümlü yürütülecek iktidar mücadelelerinin, bundan böyle kesin başarıya ulaşma olasılığı ‘çantada keklik’ konumundan uzaklaşmıştır. Kaldı ki, bugün bunca yüklenmelere, köşeye sıkıştırmalara, yalnız bırakılmalara, futbol takımının dibe vurmasına karşın hala ayakta durabiliyorsa Adnan Polat... Yarınlarda Eskişehirspor maçındaki futbolun sürmesi, kupanın kazanılması ve bunlara bir de Fenerbahçe galibiyetinin eklenmesi durumunda oluşacak tabloyu düşünün.

Hedef tükenmez!
Futbol takımının zirve yarışından erken uzaklaşması, hedefsiz kalması anlamına gelmiyor. Hep savunduğum gibi, öncelik göze hoş gelen, mücadeleci, bol pozisyonlu, heyecan dolu 90 dakikalardır. Bakın ‘hedefsiz’ denen Galatasaray’ın önündeki üç maça sadece... Yarın galip gelirse, Gaziantepspor’u sollayacak, sonra evinde Bucaspor ve hemen ardından İstanbul Belediye sınavı.. Belediye engelini de 3 puanla aşarsa, Gaziantepspor’dan sonra üstündeki bir rakibini daha alta çekecek. Hiçbir hesap yapmadan, sadece çıkıp futbolun gerekleri olan ‘görselliği, paylaşımı ve ekip ruhunu’ sahaya yansıttığında, 3 haftada ne gibi hedeflere varılabiliyor. Bir de bunu 34. haftaya kadar sürdürürse, ortaya Şampiyonlar Ligi çıkmaz belki ama...