Sonuçta kovulacak ben değilim ya!

Haberin Devamı ›
Ancak atakları olgunlaştıracak bir forvet arkasının olmaması nedeniyle ‘bilinçli’ tek bir pozisyon bulamadı.Galatasaray’ın şiddetle hücumları organize edecek bir forvet arkası ve savunma yönü gelişmiş tecrübeli bir ön liberoya (hatta mümkünse iki de kanat oyuncusuna) ihtiyacı olduğunu defalarca dile getirdim. Ve var olan mali tablo içinde iki elzemden, ‘mevcut kadronun yapısı ve büyüklüğü gereği’ önceliğin forvet arkasına verilmesi gerektiğinin de altını çizdim.Savunma güvenliğini ve ön liberonun modern futboldaki önemini bir kenara atan aymazlık olarak algılanmasın sözlerim. Futbolun seyir zevkinin hücum organizasyonları ile bireysel yeteneklerde vücut bulduğuna inandığım ve Galatasaray’ın kazanma yolunda en güçlü silahının forveti olduğunu savunduğum içindir bu tercihim.Kaldı ki, kene gibi yapışıp rakibi rahatsız edecek, oyun kurmasını engelleyecek, savunmasına toparlanma süresi kazandıracak, kaptığı topları olumlu değerlendirecek tipte oyuncu hiç de az değil bu takımda. Ama gerekirse riske girerek, en önemlisi de saplantılardan kurtularak doğru tercihlerin yapılması gerekiyor; Okan gibi mesela, Arda da düşünülebilir. (Nasıl da işkembeyi kübradan sallıyorum ama, iki kötü sonuçtan sonra kovulacak ben değilim çünkü!)Oysa forvet arkasının ayrıcalıklı özelliklerle donanmış olması şart. Çünkü rakibi bozmak, oyalamak gibi rutin değil işleri. Tam aksine, var olanın üstüne yaratıcılıkla yeni bir şeyler eklemek zorundalar, üstelik bir önceki edinimlere sürekli bir şeyler katarak. Hagi gibi dünyada 40 yılda bir çıkan, bize ise 100 yılda bir nasip olan sihirbaz değil sözünü ettiğim. Aradığım, topla barışık yumuşak bir bilek, seçenekli ve hızlı düşünebilecek bir beyin. Mevcut kadroya baktığınızda böyle biri görünmüyor, hepsi topla kavga ediyor adeta ve pas tercihleri de çoğunlukla hatalı. Onca birlikte çalışmaya karşın topla buluştuklarında ne yapmak istediklerini kendileri bile bilmiyor ki (Iliç’le Ayhan) takım arkadaşları tahmin edebilsin!Tabii tüm bu ‘hay-huy’da forvet hattının hareketsizliği ve düşünce eksikliği de önemli etken. Ümit Karan’ın dönüşüyle Hakan ve Necati’den birinin kenara alınacağı aşikar. Hatta daha da ileri giderek söyleyebilirim ki, Hasan Kabze’nin katılımıyla ikisine birden kulübe yolu gözükürse şaşırmam.Forvet arkasındaki beynin, gümbür gümbür gelen gençler arasından çıkması da olanaklar dahilinde... Ancak kıdemlilerin, ‘beyin apoletini’ bıyığı yeni terleyenlerden birinin takmasına izin vereceğini sanmıyorum! Carrusca’yı hele bir seyredelim, belki sürpriz o olur, ne dersiniz?Karamsar bir izlenime neden olmak istemem sezon başlarken, ama forvet arkası sorunu çözülmezse rakip onsekize yapılan doldur-boşaltlar, kazanılan küçük maçlar, hayal kırıklığı ile biten ‘şampiyonluk kadar değerli’ 90 dakikalara hazırlıklıyım. Allah, hiç olmazsa ‘Avrupa Fatihi’ namı uğruna Galatasaray’ı yeni bir Tromsö faciasından korusun dileğiyle!