Tiki-Taka Show, The End!

Haberin Devamı ›
2008 Avrupa Kupası şampiyonluğu, 2010’da gelecek olan Dünya şampiyonluklarının habercisi olurken 2012’de yine kazandıkları Avrupa Şampiyonası ile artık Tiki-Taka Show fırtınası esiyordu bütün dünyada.
İspanyol Ligi La Liga, Barselona ve Real Madrid’in domino futbolu ile en değerli futbolcuların sahne aldığı liglerden birisi olmuş ve takım düzeylerinde de alt yapılarında yetiştirdikleri U16,U17,U18 genç takımlarının zaferden zafere koştuğu bir çağ yaşıyordu İspanyollar.
Sahanın her alanını domino eden, hızlı ve kısa paslar ile rakibin başını döndüren, en ufak bir boşlukta cezayı kesen Tiki-Taka Show’a karşı çaresiz kalıyordu rakipler.
Ve 2014 Brezilya Dünya Kupası, Tiki-Taka fırtınası bir anda kendisini Rio’nun sıcak kumlarında meltem şeklinde buldu.
İlk rakip 2010 Dünya Kupası finalinde 1-0 yendikleri Hollanda, İspanyollara 5-1 gibi tarihi bir hezimet yaşattı.
Dünya futbol otoriteleri bu sonuç karşısında bile, İspanyolların Şili maçında ayaklanacağını tahmin ediyorlardı ki, ikinci şok Şili’nin 2-0 kazandığı netice ile İspanyollara Brezilya Hava Alanı’nda yolcuları uğurlarken yazan ‘Adeus’u hatırlattı.
6 oyuncu İspanyol Milli Takımı’nda ‘100’üncü kere milli oldu.
23 kişilik kadronun 16 oyuncusu son oynanan 2010 Dünya Kupası’nda da oynadı.
Casillas, Xavi, Xavi Alonso, Fernando Torres, David Villa, 30 yaş ve üstü oyuncuları İspanyolların.
İspanyol Milli Takımı’nın yaş ortalaması 29.
İspanyolları hezimete götüren nedenler:
1. İlk iki maçın çok zor rakiplere karşı oynamaları: Hollanda, Şili
2. Tahmin edilebilen taktikleri
2010 Dünya Kupası’ndaki kadroya Diego Costa dışında fazla bir ekleme yapmadan çıktıkları rakipleri karşısında yorgunluk ve yaş farkı ile birlikte artık rakiplerinin bir adım gerisinden koşar oldu İspanyol Milli Takımı ve bu da rakip teknik adamların ‘leb’ in ‘leblebi’sini anlar duruma getirdi.
3. Casillas: Şüphesiz İspanyol futbolunun yetiştirdiği en büyük kaleci Iker Casillas, yaşlı ve tecrübeli kaleci son iki sezonunda artık eskisi gibi reflekslerini kullanamıyor ve bu yüzden kendi takımı Real Madrid’de bile Jose Mouringo tarafından yedek bırakılıyordu. Hollanda maçında Casillas artık bu sinyalleri iyice veriyordu yediği hatalı gollerde. Bence Şili maçı efsanenin son milli maçı oldu.
4. Carlos Puyol: Barselona ve İspanya Milli Takımı’nın şüphesiz kazandığı başarılarda en çok emeği olan, tekmeye kafa uzatan, defansın bel kemiği, Puyol’un yerini ne Barselona ne de İspanyol Milli Takımı doldurabildi. Defansta yapılan kademe hataları, arkaya sarkan topları kesiş, kaleci ve son adam arası diyaloglarında çok arandı Carlos Puyol.
5. Yavaşlık: Tiki-Taka futbolunda üst düzey teknik ve hızlı kısa pasın dışında olan en önemli şey şüphesiz rakiplere kendi sahalarında yapılan pres ile kazanılan topları en hızlı şekilde sonuca çevirmekti. Topsuz oyun, toplu oyundan daha önemliydi İspanyollar için.
Takımın yaş yüzdesinin yüksekliği ve eskisi gibi pres yaparken harcanan enerji artık yerini daha kontrollü blok futboluna bıraktı ve bu da rakipler ile aralarında olan en büyük farkı ortadan kaldırdı.
Artık İspanyolları Del Bosque’nin dediği gibi yeni bir jenerasyon bekliyor. Jese, Illaramendi, Morata artık bu takımın yeni varisleri, jenerasyon aralığı hastalığından çabuk kurtulur bu İspanyollar. Yine de yıllardır bize izlettikleri güzel futbol için teşekkürler.