Arama

Popüler aramalar

Beşiktaş nereye koşuyor?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Örneğin; 1970’li yılların Müller’ini anımsatan Ailton tipi santrforla, yine 70’li yıllardaki Hollandalı sol açık Rensenbring’in kötü taklidi İbrahim Akın eşleşmesi ile saçmalanan forvet düzenini rafa kaldırması...Ya da günün futbol gerçeğine hiç uygun olmadığı halde Kleberson, Sergen, Ailton ve İbrahim Akın’ı aynı anda oynatmaktan çark etmesi...Kayseri Erciyesspor maçıyla startı verilen ikinci yarının ilk denemesinde baktık ki, eski hamam eski tas... Hatta geriye gidiş bile sözkonusu...Beşiktaş, yönetici-menacer-tribün işbirliğiyle oluşturulan kadrosu ve dayatılan takımı ile ‘yola devam’ kararı almış... Tigana gibi bir futbol adamının bu duruma seyirci kalmasının iki nedeni olabilir.Birincisi; Tigana’nın, “Bu sene her şey sizin dediğiniz gibi olsun. Ancak seneye Ümraniye’de benim borum öter” tavrı... (ki umarım böyledir)İkincisi de; Fransız teknik adamın, Beşiktaş’taki arabeskliğin önüne geçemeyeceğini anladıktan sonra umudu kesip efendice ayrılmak için sezon sonunu beklemesi...Gerçekte de Beşiktaş’ın eğilimlerini algılamak zor...Bir yandan yurtiçi ve yurtdışında genç yetenek kovalama çalışmaları, diğer yandan Kallon’u transfer etme çabaları...Hangisidir Beşiktaş’ın gerçek politikası?Kallon ikinci bir Ailton olur. Pardon, bu karşılaştırmada Ailton’un hakkını yemeyelim. Kallon binbeteri olur! Inter, Monaco derken böylesine gelecek vaat eden bir oyuncunun birden yolu Arabistan çöllerine düşüyor. Ve dünyanın sorunlu oyuncu bulmakta en iyi şöhreti yakalamaya doğru koşan kulübü Beşiktaş, bu oyuncunun liste başındaki alıcısı oluyor.Kallon veya benzerlerine nedir bu ısrar?Tribünler hala Pascal Nouma’yı çağırdığı için...2000-2005 yılları arasında yönetim anlayışıyla takımı renklendirme amaçlı gerçekleşen transferlerin sonucunda görev zararı, 50 milyon doları aşmış durumda... Aynı anda hem ekonomisini hem de gelenekselleştirdiği sportif hedeflerini dibe vurdurmuş bir kulüp profili var karşımızda.O zaman madem ki hedef buysa, ‘Kallonlar’ın peşinden koşmaya devam...