Arama

Popüler aramalar

Beşiktaş ve Fener çağdaş değil

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bugün, dünyanın futbolcu ihracatında bir numaralı ülkesi, Brezilya... Hem de açık ara. Brezilya dışında yaklaşık 5 bin oyuncu var, dünyanın çeşitli liglerinde. Sambacılar’ın, futbolun coğrafyasını bu denli kalabalık biçimde işgal ettiği halde, Avrupa’nın sayılı takımlarına baktığımızda, kullanılan Brezilyalı sayısının minimumlarda dolaştığını görüyoruz. Chelsea’de hiç yok, Liverpool kadrosunda da bir oyuncu yarı Brezilyalı, yarı İtalyan Fabio Aurelio var. Manchester United, Kleberson’dan sonra yeni bir tercihte bulunmadı. Arsenal’de ise sadece Gilberto Silva 11’de oynuyor. Geleceğe yatırım olarak alınan genç Denilson ile Baptista ise bu sezon geldi.Barcelona gibi futbolun estetik yönünü çok öne alan bir ekolde dahi, geniş kadroda 5 Brezilyalı’dan tek banko var: o da Ronaldinho. Biliyoruz ki, o özel. Hatta hakkında “bu gezegenden olmadığı” rivayetleri de var. Bayern Münih’te tek, Juventus’ta yok, Milan’da üç Brezilyalı boy gösteriyor. Real Madrid, biraz istisna. O da dünyanın kendine has, tek takımı... Beşiktaş’ın UEFA grubunda favori gösterilen Leverkusen’in 11’de de tek Brezilyalı forma giyiyor.Almanya; Aiton ve Marcelinho örneklerinde olduğu gibi, artık Brezilyalılar’ı boşaltma taraftarı. Yenileri için de girişimi yok.Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Ancak altı çizilmesi gereken bir nokta daha var: Bugün dünyanın önde gelen kulüplerinin, önde gelen Brezilyalılar’ı özel emekler sonucu Avrupa’nın disiplinine ve yaşam tarzına adapte edilmesi için yoğun uğraş verilmiş isimler. Yani, hemen öyle ‘cuk’ oturmamışlar. Ve fazlasına da artık bu yüzden rahbet edilmiyor, sanki.Avrupa’nın mücadele yönü çok güçlü ve disiplinden asla taviz vermeyen, radikal futbol anlayışı dahi, bu yüksek seviyedeki ekiplere, bir veya en fazla iki Brezilyalı oyuncu lüksü tanırken, bizim ülkede birden bire Sambacı sevdası başgösterdi.Beşiktaş ve Fenerbahçe’ye, ‘Türk futbolunun lokomotifi’ misyonunu taşıyor, gözüyle bakılıyor! Bu iki kulübümüzün de, kendisini evrensel anlamda kabul ettirmek istediği arena; Avrupa platformu. Dönün bu tarafta; transfer ettikleri çok sayıda Brezilyalı oyuncu ile bir anlamda, takımlarının omurgalarını teslim ettikleri oyuncular ise: Brezilyalı... Ayrıca bu Brezilyalılar’ın kimisi, ya hiç Avrupa görmemiş ya da “Dünya Starı” diye lanse edildikleri halde, Avrupa’dan refüze edilmiş oyuncular (Alex ve Richardinho gibi.) O zaman, bu iki asırlık çınarın; vizyon - misyon meselesi olarak ileriye baktını söylemek, biraz garip olmuyor mu?Avrupa’nın eskimiş teknolojisinin üstüne atlayıp, yıllar boyu çok kazıklandı, bu ülke. Şimdi de demode futbolcular, geride kalmış bir futbol anlayışına dört elle sarılma yolunda. Brezilyalılar hızlı oynamaz, oynayamaz. Çünkü, hızlı oynamaya kalkıştıklarında anatomik ve zihinsel yeteneklerini gösteremezler. Avrupa’da kendine yer arayan bizim futbolumuzun eksiği ne!.. Agresiflik ve tempo.O zaman yönümüz nereye?