Beşiktaş Viyana'da kalmış

Haberin Devamı ›
Tüm 90 dakikanın bütününe baktığımda, şahsen ben Beşiktaş’ın çok önemli bir lig deplasmanı olan Trabzon’a ne amaçla geldiğini pek anlayamadım. Kısacası Beşiktaş Viyana’da kalmış. Kısmen fizik, büyük ölçüde de mental olarak Trabzon’a ayak basmamıştı Siyah-Beyazlılar. Herkesin malumu Süper Lig maçları kandırıyor. Bildik Beşiktaş; orta alanda üç pas yapsa ve kendi klasiğine göre bugüne değin organize edebildiği üç atağa kalksa, bugün metiyelerle donatılmış Trabzonspor mahalle takımı havasında gösterilecekti. Beşiktaş rakibine uydu, dün gece bu maçı yazacak olanlara da kendilerini kandırma adına oldukça fazla malzeme verdi. Schuster’in son maçlardaki Tabata ısrarı ne kadar doğru; tartışılır. Maç içi pozisyonların ‘çukur’ diye tabir edilebilecek aksiyonlarının içine girecek tek aday o... Ama o delikten müsbet çıkardığı tek top dahi yok. Üstelik sadece onun kaptırdığı toplar geriye çok boyutlu tehlike olarak dönüyor. Son haftaların tartışılan ismi Hakan dün gece kalede olmasaydı, Beşiktaş üzüldüğü bu yenilginin çok ötesinde bir skorla da sahadan yenik ayrılabilirdi. Dün gecenin en iyisi Hakan’dı. Bir de futbolcu gibi futbolcuya bir tek Hilbert’i benzettik. Schuster’e şunu sormak lazım: Kendi evinde oynadığı Antalya maçında Necip-Ernst-Aurelio üçlü orta alanını kurgulayan Alman hoca, fizik yorgunu Beşiktaş’ta, böylesine zor bir deplasmanda Avusturya’da oynatmadığı Necip’i niye düşünmedi? Üstelik Guti’nin olağanüstü bitkin olduğunu gördüğü halde! En azından ikinci 45’e Beşiktaş’ın takım savunmasını güvenceye almak adına niye yardımcı olmadı.
Beşiktaş ‘bile bile lades’ bir maçı kaybetti. Schuster hem sahaya çıkarken, hem de oyunun içinde bu kez seyirci idi. Trabzonspor’u bu maçı kazandığı için sadece ‘skor anlamında’ tebrik etmek gerek. Oyun ve organizasyon anlamında hiç bir esprileri yoktu. Şu anki görüntüde Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı halt etmiş bir takım olarak gözüküyorlarsa da, yarıştaki zirve için hiç bir umut beslemesinler. Bizden söylemesi!