Beşiktaş'ta Alman çok ama Klose yok

Haberin Devamı ›
Siyah-Beyazlı ekip kuşkusuz Schuster’le başka bir oyun modeline geçecek... Quaresma’nın eklenmesiyle eldeki hücuma dönük oyuncuların artan fazlalığı, Alman teknik adamın ofansif zenginliğe prim tanıyan felsefesi, en uçta tek forvet, ancak kenarlarıyla sürekli üç kişiden oluşacak bir hücum düzenini sahaya dökecek. Sistem 4-2-3-1 de olabilir, şu an denenen 4-1-4-1 de...
Uzun süredir çift ön liberolu düzende seyreden Beşiktaş, bu görevi sadece Ernst’e yükleyen bir anlayışı benimserse bu risk olur. Ondan ötesi ise iki düzende de Beşiktaş’ın en uçta tek forvet oynayacak uygun bir santrforun olmayışı Schuster’i baştan itibaren sıkıntıya sokacak. Transfer yapılmazsa birikimin en uygunu Nobre gibi gözükse de, yine Bobo zorlanacak bu göreve... Ama olmayacak... Quaresma ile Nihat Kahveci’ye pozisyon hazırlayacak bir arkadaki Delgado ya da Tabata’ya duvar olup onlara kanal açacak bir uç oyuncusuyla tamamlanır ancak Beşiktaş...
Bir İspanya’nın olağanüstü orta alan oyuncularına, aktif kenar organizasyonlarına, hatta David Villa gibi bir golcüye sahip olmasına karşın gol yollarında çektiği eziyete bakmak lazım, bir de mükemmel işleyen Almanya’nın orta alan ve kenar oyuncularının neredeyse tümünün efektif olarak nasıl ve kimin sayesinde bol pozisyona girmesini gözlemlemek... Teknik direktörü de dahil Beşiktaş, 4 agresif ve güçlü Alman’a sahip. Ernst Beşiktaş’ın Sweinsteiger’i olabilir. Ama bu takımın, zincirin son halkasını tamamlayacak Klose’si yok.
*****
Sonradan görme halimiz
Hatırlanacağı gibi UEFA Avrupa Ligi’nde Cüneyt Çakır, Fulham-Hamburg yarı final maçını başarıyla yönetmişti. Bu ülkenin futbol potansiyeline göre gayet mütevazı ölçüler içinde karşılanması ve yorumlanması gereken bu durumda, MHK tuttu bunu ‘zafer kazanma durumu’ diye ilan etti. Cüneyt Çakır’a tören düzenlenip şilt verildi. Şimdi bakıyoruz Afrika 2010’a... Dünya Kupası gibi gezegenin bir numaralı futbol organizasyonunda çeyrek finalin en önemli maçlarında, futbolu bizden çok uzak ülkelere ait, Özbek (Almanya-Arjantin) ve Guatemalalı (Paraguay-Gana) hakemler düdük çaldı. Muhtemelen yarı finalde ya da finalde de birinden biri yine çalacak.
Demek ki bizim hakemlerimizden biri bu seviyeye ulaşsaydı, her halde devlet nişanına sahip olacaktı. Bu kompleksi aşmamız lazım. Kendi kendine alay konusu haline gelip sonradan görme durumuna başka nasıl düşülür, bilemem...
*****
Yıldız değil takım oynar
Bu Dünya Kupası bir kez daha yüzümüze çarptı ki, yıldızlar tek başına dibine bile ışık veremiyor. Esas olan takımmış... O zaman şu “İyi futbol, iyi futbolcularla oynanır” beylik deyişi de askıda kalıyor. Arjantin ve Portekiz milli takımları kötü futbolculardan mı kuruluydu! Galiba bu deyişi de “İyi futbol, iyi takımla oynanır” diye düzeltmemiz gerekiyor.