Eğitim şart!

Haberin Devamı ›
Batuhan fal atmıyor, gerçeği söylüyor. “Beşiktaş şampiyon olamaz” tespiti, bir sürü yazar çizer ya da futbolun içindeki-dışındaki insanların yorum alanına girer. Ama bu öngörü, altyapısından yetiştirdiği bir oyuncunun ahkam kesme kapsamına düşerse, farklı algılanır.
Daha 20’sine girmemiş, tüm hakları kulübünde saklı bir genç Batuhan. Lafının nereye gideceğini belki hesapladı, belki çok kızgındı ya da dolduruşa geldi. Her şartta kendi çıkarları adına akıllılık etmediği kesin. Ancak onu bu lafı ettirmeye cüret ettiren nedenler çok daha önemli. Farkında olmadan Beşiktaş’taki bir acı gerçeğin altı çizilmiş: Aile bağları... Demek ki Beşiktaş sıcak bir yuva değil. Mutsuz fertleri çok. Aidiyet bitmiş, başıboşluk almış yürümüş. Eğer bunun aksi olsa, olaylar şöyle gelişirdi... Batuhan yaşını ve deneyimini gözönüne alarak forma bulmakta zorlandığı için kiralık gitmeyi kendi ister, gerekli gelişimini tamamlayıp, kendisini kulübüne tam anlamıyla kabul ettirecek düzeye bir an önce ulaşma düşüncesini açıklama olarak öne koyardı. Biz de bu şekilde öncelikli hedefinin Beşiktaş’ta kalıcı bir değer olacağını düşünürdük.
Batuhan, teknik direktörüne kızıp hiç de kısa olmayan boyunu aşan laflar etti. Amacı ve haklılığı ne olursa olsun, bu onun yetiştiği camiada gördüğü eğitimi belgeler. Beşiktaş şampiyon olamayacaksa, Batuhan söylediği için değil, neyin nasıl öğretildiği ve yönetildiği bu şekil yüzünden olamayacaktır.
Çok bilinmeyenli takım
Görevi devraldığından bu yana Denizli’nin hatalarından çok öngörülerinin tartışma konusu olması gerek. Orta alanının çok top kaybeden handikapı olduğunu kabul eden bir teknik direktör savunmasının üçlüye çevirmemeliydi. Yine kanatlarının yetersiz olduğunu bile bile, dönüştürdüğü savunma modeli ile hücumda aktif bir düzen benimsememeliydi.
Ligin ikinci yarısındaki Beşiktaş, hele ki Yusuf’a bel bağlayan konumu ile geride bıraktığımız düzeninde ısrarcı olursa, Kartal’ı da daha büyük hayalkırıklıkları bekliyor olacaktır. Tello’yu serbest oynatma ısrarı, aynı anda Serdar Özkan ile Ekrem’in sürekli kanat ve bölge değiştirerek görev yapmaları Beşiktaş’ın takım oyununa istikrar kazandıramaz. Serdar Özkan’ın form tutması sevindirici olsa da, devamlılığı meçhul. İyi tarafından düşünürsek de, Serdar Özkan, Tello ve Yusuf’lu bir orta alanın rakip ancak 10 kişi kaldığında işi yarayacağını söyleyebiliriz. Bu bölgenin birikim kazanması ve oyuncu özelliklerinde de bireysel becerinin önde oluşu Denizli’yi yine savunmadan ödün vermeye zorlayacak gibi... Kısaca Beşiktaş, ikinci yarıya da birkaç bilinmeyenli denklem olarak başlayacak.