Fatih Terim ve yerli Hagi'si

Haberin Devamı ›
Bizim savunmaların pek hoşuna gitmeyen fizik ve hava gücü yüksek iki Arnavut santrafor ceza alanımız civarında topu saklamayı beceriyor, bunun sonunda da üstün olan taraf evsahibi oluyordu. Hatta Bogdani doksan dakika boyunca bizim için tehdit gücü en yüksek oyuncu olarak hep tehlikeyi işaret etti. Çok planlı sayılabilecek bir orta alan ve kanat desteğini de arkalarına alınca ilk yarıda istediğimiz futbolu sergileyemedik ve bu 45 dakikada evsahibinin bu hücumlarına formülsüz kaldık.Almanya karşısında denemeye aldığımız tek forvetli 4-2-3-1 düzeni sağ kanat sorununa maruz kaldı. Tümer ve Yıldıray patentli bireysel girişimler ise iyi çalışan Arnavutluk orta alanının ikili sıkıştırmalarıyla etkisiz hale geliyordu. Fatih hoca ikinci yarıda yanlışı gördü. Karşı alana oyunu yıkması gereken biz olmalıydık. Okan ile Yıldıray’ın yerine Emre ve Nihat oyuna girince bu düşünce gerçeğe dönüştü. Tümer de forvete yakın oynamaya başladı. Daha ikinci yarı başlar başlamaz ilk pozisyonu da yakaladık ama Halil çok kötü vurdu. Sonra Nihat ile yokladık. O da olmadı. Ama bu girişimlerden de anlaşılıyordu ki, golü isteyen taraf artık bizdik. Yine de top seçici davranıyordu sanki. Gol adeta bu tür bir vuruş ve sahibinin sesini mi bekliyordu ne? Öyle oldu. Play Off’un arifesindeki finalde de yine son sözü Tümer söyledi. Fatih Terim komutayı ele aldıktan sonra beklenildiği gibi 1. raundu aşmasını bildi. Gelir gelmez cesur bir kararla forma verdiği Tümer ise onun yerli Hagi’si oldu çıktı adeta.