Arama

Popüler aramalar

Hangisi şampiyon adayı?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Konum rahatlığı, eksik kadro zaafını örtmüştü Fenerbahçe’nin. Maçın 5 dakikası geride kaldıktan sonra, oyunun rengi de belli oldu. Selçuk’un liderliğinde son derece koordine bir orta saha yönetimi vardı Sarı-Lacivertliler’in. Semih’in pivot santrfordaki yüksek görev bilinci, Güiza’ya alabildiğince geniş alanlar açıyor ve kontrollü Fenerbahçe orta sahası ile forveti, son derece uyum içinde çalışıyordu. Cisse-Ernst ikilisini bozmuştu Denizli. Sivok bir gözünün ucuyla savunmanın arkasını gözettiğinden, Ernst, orta alanda ıssız adam olarak kaldı. Delgado, Tello ile beraber top rakipteyken yine seyirci kimliğine büründüğü için, ilk yarım saatte balansı bozulan Beşiktaş, maç boyu bunu bir daha toparlayamadı. İlk yarıda sadece Ekrem’in iki yönlü performansı, Beşiktaş adına söz edebileceğimiz tek yeterlilikti. Orta sahada basamayan, rakip alana topu getiremeyen Beşiktaş orta sahası, Holosko ve Bobo’ya da ulaşamadı zaten. Fenerbahçe’nin iyi oyunu tamamdı da yenilen gollerde Beşiktaş savunmasının da zaafları büyüktü. Gökhan’ın düdük çalmadan durması; yıllardır Milli Takım forması giyen bir oyuncu profesyonelliğinin çok uzağındaydı. Buna karşılık bir de ikinci gol yendi ki, Fenerbahçe golden önce, neredeyse 5 dakika topu rakibine göstermeden sonuca gitti.
İşte; bir tarafta hemen hemen şampiyonluk ümidi hiç kalmamış, üstelik de kadrosunun yarısı budanmış Fenerbahçe disiplini vardı, diğer yanda ise, en zinde ve planlı olması gereken yerde, alabildiğine savruk şampiyonluğun büyük adayı. İşte o disiplin, bu kimliği sahada yerle bir etti. Dedikoduların tümü de yapanların yanına kâr kaldı.