Arama

Popüler aramalar

Hayatımız komplo

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Diyelim ki, İsviçre milli maçının fırtınalar koparan yankıları ilk günlerde sürerken, yine kulağının delikliğiyle ünlü bir gazeteci, gazetesine şöyle bir haber geçiyor... Türkiye Futbol Federasyonu, FIFA karşısında müthiş bir şekilde köşeye sıkıştığı için tek çıkış yolunu kendi oyuncusunu ihbar etmekte buldu ve FIFA’nın faili meçhul diye adlandırdığı olayı sahiplenmesi için Serkan Balcı’yı seçti. Ya buna ne derdik? Yahu bu kadarı da olur mu? Bunları yazanlar gerçekten de vatan haini...Görüldüğü gibi oluyormuş beyler. Hem de şeytanın aklına gelmeyecek şeyler oluyormuş. Temiz toplum, temiz spor adına uğraşmasına hepimiz uğraşıyoruz da yaşadığımız ülke ile içinde yanyana dolaştığımız insanımızın gerçeklerini biraz gözardı ediyoruz galiba. Temizlik yanlıları gayet tabii ki, dudak ısırtıcı haberleri ciddiye almayacaklar. Ancak ortalığı yılların birikimiyle kaplayan pisliği de gözardı edip, “Bu olsa olsa komplo teorisidir” kolaylığı ile temizlik savunuculuğu yapmayacaklar.Gayrımeşruluk sözkonusu olduğunda suçlanan tarafın sürekli aynı savunmayı yaptığını görürsünüz.Belgeniz var mı!Yahu gayrımeşruluğun belgesi olsaydı, zaten gayrımeşruluk olamazdı. Bizim toplumumuzda kişiye özgü en prestijli ve hoşa giden yakıştırmalardan biri “İşbitirici” sıfatıdır. İşbitiriciler daha çok kayda geçmeyen emeği olmayan varlık yaratmada uzmandırlar ve bu uzmanlıkları ile ünlenirler. Bu ülkenin işbitiriciler ile dolu olduğunun en açık göstergesi ekonomisidir. Kayıtsız olanı, kayıtlısının iki katından fazla olduğu görüşleri hakimdir ve bu görüşler asla komplo teorisi değildir. Bu gerçek aslında bizim kayıt altına girecek işlerden hiç hoşlanmadığımızı buna karşılık gayrımeşruluğun bize kat ve kat daha cazip geldiğinin açık bir belgesidir. O yüzden kayıtsız bir toplumda yaşadığımızın farkına varalım ve temizlik adına savunuculuk yaparken, vicdanımıza ve ahlakımıza ters gelenleri komplo teorisidir diyerek, geçiştirmeyelim.