Her maçın adamı

Haberin Devamı ›
Üst üste maç kaybetmenin geldiği noktada Beşiktaşlı oyuncuların son durumu olabildiğince sorumluluktan kaçmaktı sanki. Hemen hepsi ölü noktalarda topun alıcısı. Ama topun gideceği yerlerde hiçbiri yok. Yani kolay yolu seçen çok. Ya top rakipten sekecek ya da demarke durumunda rahat pozisyon gelecek. Ama öyle olmuyor. Üstüne gideceksin Mersin İdman Yurdu gibi. Rakibin ismi önemli değil. Sen bildiğin ve inandığın gibi oyna gerisi kolay. Schuster rakibin ikinci ligde olduğunu öğrenmiş ya, orta alanın ofansif tarafını bol keseden dağıtmış. Üç 10 numara kimlikli oyuncudan kurmuş bu bölgeyi. Hepsi aynı özellikte birinin yapacağını üçü birden yapmaya uğraşıyor. Oysa antrenman maçında dahi bu oyuncular iki tarafa bölüştürülür. Beşiktaş bu yüzden gidemedi maçın büyük bölümünde rakip kaleye.
Guti’nin de oyunu bozuldu. Mersin’in çok doğal olarak seçtiği kendi sahasına kapanma anlayışı Beşiktaş’ı rahatça durdurdu. Schuster uzun süre seyretti. Holosko hücumu forse etmek için Fatih’in yerine alındı ama Yusuf ile Tabata uzun süre boş yere oyunda kaldı. Mersin eksilmese maç her türlü sonuca açık olabilirdi. Beşiktaş kaleci Eser’i milli yaptı ama doğrusu bu ya hiçbir organize atağının sonucunda gelişmedi Eser’in kurtarışları. Onur ile Necip oyuna dahil olduktan sonra taze kan olarak nispeten fark etti Beşiktaş. Ama dedik ya oyunuyla değil talihiyle geçti bu turu. Mersin’in eksilmesi, Guti’nin vuruşunda şans faktörü ve sonrasında da Mersin’in teslim bayrağını çekmesi ile Kartal rahat bir nefes aldı. Yine de Guti’yi maç seçmediği aksine olabildiğince takımını toparlamaya çalıştığı için kutlamak gerek. Savunma tarafına fazla iş düşmese de İsmail’in hücum girişimlerini de öyle.