Arama

Popüler aramalar

Kim, nerede, nasıl?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Hiçbir altyapı hazırlığı olmadığı halde Terim, Romanya ile oynanan hazırlık maçında ilk kez ön liberosuz bir sistem denemişti. Bu denemenin karşılığını, hüsran olarak almasına rağmen Malta’nın kağıt üstündeki zayıflığına aldatıp, aynı düzende ısrarlı bir anlayışla çıktı Malta karşısına.
Gördük ki; bizim 1970’lere benzeyen savunma anlayışımızı benimsemelerine rağmen, 2-3 oyuncu ile 3 pasta kalemize birçok kere tehlikeli bir biçimde gelebildi Maltalılar, iki de gol buldular üstelik... Elinde böyle bir birikim olmasına rağmen Tuncay’ın yerine, oyuna Deniz girip sol beke yerleşiyor, önüne de İbrahim Üzülmez sürülüyorsa biz bu Terim’in sorun çözer kimliğine nasıl güveneceğiz. Böylesine futbolun gerçeklerini gözardı edip, sadece oyuncularının kişisel becerisine sorumluluğu yıkan bir teknik direktör anlayışıyla ufkumuz git gide daralıyor. Topun bizde fazla kalmasını bir marifet sanıyoruz. Ama küçücük bir ada bile bu oyunun temel mantalitesini öğrenmiş bize satıyor.
Halil Altıntop, bugüne kadar neredeydi de bir anda Malta karşısında Ulusal Takım’ın kurtarıcısı rolüne soyundu. Kalli tarafından topun ağzına itilen Arda, İngiltere’de 3-5 dakika oynayan Tuncay ve hemen hemen takımında dahi kadroya giremeyen Emre, hangi teknik direktör kriterlerine göre Ulusal Takım’ın vazgeçilmezleri olabiliyor. İşte böyle, hep kağıt üstünde oynayıp kazandığımızı zannetmek bize hep pahalıya maloluyor.
Olağanüstü kötü bir 11, hiçbir geçerliliği olmayan taktik bir plan, anormal kötü bir savunma, maalesef bize de bu sonuça katlanmak düşüyor. Sakın ola ki kötü yönetimine rağmen bu sonuç için hakem ön plana çıkarılmasın. Tüm birimlerimizle en kötüsü bizdik.