Komşuların unvan maçı

Haberin Devamı ›
Bizim tarafta 3 gün önce kaybedilen çok önemli 2 puanın bir çırpıda ses getirebilecek bir telafisi söz konusuydu. Karşı yanda ise Arnavutluk mağlubiyetinin acısını bizden alacağı galibiyetle dindirecek bir Yunanistan vardı. Üstelik de Avrupa Şampiyonu. Öncelikle söylemek gerekirse şampiyon kimliğinin çok uzağındaydı. Bir müddet şampiyonun evinde ona karşı oyunu tuttuğumuzun tesellisi ile vakit çalıyorduk. Açıkçası unvanlar çarpışıyordu. Dünya Üçüncüsü ile Avrupa Şampiyonu 90 dakikanın çok önemli bir süresini elense çekerek, birbirlerinden ürktüklerini gizlemeye çabalayarak geçirdiler.Gürcistan karşısında Gökdeniz ve Nihat ikilisinin niye oynamadığı çok eleştirilmişti. Ersun Hoca dün gece ikisine birden sahne aldırdı. Bu kez de gördük ki, birisi fazlaydı. Hazır Dellas yokken Hakan Şükür ile başlamak bizim açımızdan tehditkar bir koz olamaz mıydı dün? Olamazdı. Ne bizim kenar ataklarımız ne de orta alanın gol için düşündüğü diğer organizasyonların planlanışı Hakan Şükür’e göre değildi. Hellas Hellas diye ortalığı yırtan tribünler komşumuzun sahadaki tempo beklentisine fazla bir şey katamadı. İki uzun forvetleri Charisteas ve Vryzas ile sonuç almayı düşünen Rehhagel de bu oyuncularının ağırkanlılığını unutmuştu. Bu iki uzunu kalemize döndürmedik. İkinci yarıda yine organize ataklarımızdan Deniz ile çok müsait bir pozisyonu, arkasından da Gökdeniz’in klasına yakışmayan vuruşu ile öne geçebileceğimiz sayıları heba ettik. Sonuçta Ersun Yanal’ın makul kadrosu makul bir oyundan sonra makul bir sonuç aldı. Komşular da puanları paylaştı. Unvanlarını yitirme kaygısı daha fazlasını başarmaya engeldi.