Parçala beni şöhret

Haberin Devamı ›
Futboldaki çöküşün, halterdeki rezaletin dibini eşelediğimizde bu işin yine bireysel ya da takımsal yetenek yetersizliğinden olmadığı açığa çıkacaktır. Futbolcusu, basketbolcusu, haltercisi ya da güreşçisi, hiç farketmez. Karşınıza alıp baktığınızda hepsinin de aslan gibi çevik çocuklar olduğunu göreceksiniz. Konuştuğunuzda zeka kapasitelerinin yerinde olduğunu da farkedeceksiniz. Peki nedir eksik olan? ‘Ahlak’ desek, kaba kaçacak. Galiba sporculuk... Herşeyi hallediyoruz da, sporcu yetiştiremiyoruz biz. Ya da futbolcu veya basketbolcu ortaya çıkardıklarımızın sporculuğunu elinden çalıyoruz. Sanatında da, sporunda da aynı. Türk gencini ilgi azdırıyor, para kudurtuyor, şöhret paramparça ediyor.Şöhreti ve parayı buluşturmaya gör bir kez üstünde. Ondan sonrası tufan. Artık ne çalışmaya gerek vardır, ne de hoca ve arkadaş kıymetine. Hatta çevre saygısına... Sen alıp yürümüşsündür zaten. Bundan sonra 10 gram bal almak için, seni 100 kez okşamaları gerekir. ‘Bunu yapmazlarsa kendileri bilirler’ dedirten bir güce de sahipsin ya, değme keyfine. Kim bilir ne büyük bir hazdır bu yarabbi! Onları yücelten, bizi ise yerin dibine sokan!Zaten oldum olası Atatürk’ün söylediği, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanının severim” lafına takılır dururum. Ata, o çok masum bildiğimiz devirde bile sporcuyu tarif ederken ahlak olgusuna niye bu kadar ihtiyaç duymuş ki!Rıza hocanın paçasıGeçen haftaki serzenişlerinde ‘paçamızdan aşağı çekmeye çalışıyorlar’ diyordu Rıza hoca. Ve bu ülkeye mahsus en büyük gerçeklerden birinin de yabancı hayranlığına karşı kendi insanına yöneltilen acımasızlıktan bahsediliyordu.Doğru, bu ülke kendi değerlerine sahip çıkma konusunda eksik kalmıştır. Ama hasbel kader Rıza hoca gibi artık denemeye ve güvenmeye değer aşamasına gelmiş olanların da bu durumu tersine çevirecek özel çabaları da gerekli değil mi? Çalımbay yanlış anlamasın, ondan futbola ait yerli bir devrim falan bekleyen yok. Ancak geriye dönük, çağın terkettiği metodlara kurtuluş olarak sarılırsa, onun için verilen gözardı edilmeyecek desteği de kendi ayakları ile çiğnemiş olmaz mı? Geçen yıl Galatasaray maçında oynattığın 3 kişilik adam adama markajla Beşiktaş ezeli rakibi karşısında sürklase olmuştu. Hadi kendi tasarrufunda kurulmamış bir kadroya geldi. ‘Yeni sezon başlasın, kurduğu takıma bakarız’ diye geçiştirdik. Son Fenerbahçe maçında seni bu uygulamaya kim zorladı peki? Öyle veya böyle gidiyordu. Birden yine adam markajını hortlattın. Sonra da ne dizilişinin ne de düzeninin varlığı kaldı sahada. Belirli bir kesimin de ağzına bu yüzden sakız oldun. Anelka’ya adam markajı yaptırdın da ne oldu? 1 gol, 1 penaltı ile maçın yıldızı oldu. (Benim anlayışıma göre penaltı goldü ve maç da 2-0 bitmişti.)‘Paçamı aşağı çekiyorlar’ diye yakınıyorsan, 70’li yılların İsponyol paça pantolununu giymeyeceksin. Çünkü o paça çok kolay yakalanır ve aşağı çekilir.