Quaresma doğru seçim mi?

Quaresma’nın ismi ortaya atıldığından beri merakım şu: Beşiktaş üstündeki ilk 3 rakibinden hayli eksik gol attı diye mi forvete yetersizlik teşhisi kondu, yoksa Denizli’nin 1.5 yıldır zorlama oyuncularla uygulamak istediği 4-3-3 sistemine tam donanımlı geçiş mi yapılacak?
Haberin Devamı ›
Her iki durumda da Beşiktaş’ta transfere irade koyanların planlamalarının doğruluğundan emin değilim. İlk bakışta Nihat-Bobo-Quaresma forvet üçlüsü etkileyici bir hücum hattı olarak cazip gelebilir. Kendini bulmuş bir Holosko ile Nobre de, bu kapsama dahil edildiğinde kağıt üzerinde ligin en güçlü forvet birikimine Beşiktaş sahip olabilir. Ancak işin püf noktası Beşiktaş’ın orta alanı. Mevcut orta alan çok konuşulduğu gibi tek yönlü oyunculardan kurulu. Böyle bir forvetten verim alma esası ise, iki yönlü oynayabilecek üç oyunculu bir orta alan birikimine sahip olmak... Fink-Ernst-Necip savunma yönü güçlü, Delgado-Tello-Tabata ve Yusuf sadece ofansif özellikte oyuncular. Ofansif olanlardan bir tanesini daha orta alana yerleştirdiğimizde takım savunmasının kırılganlığı direk olarak ortaya çıkıyor. Kaldı ki bir de kontenjan sorunu var. Delgado dönecekse, muhtemelen Tabata olmayacak. Tabata’yla devam edilecekse Delgado sorun olarak kalacak. Bu konunun dışında gol kısırlığının da nedeni aynı. Üretkenliği sınırlı bir orta alan ve agresif özellikten uzak forvet oyuncuları... Bu noktada Beşiktaş yanlış kurulumunun olumsuz sonuçlarını özellikle de bu sene gözle görülür biçimde yaşadığı halde hala aynı yanlışa körükle gidiyor. Temelde oturup, kafa yorulacak konu fazlalık yabancıların nasıl eritileceği ve Beşiktaş orta alanının iki yönlü aktif bir yapıya nasıl kavuşacağı. Denizli ve yönetim arasında transfer seçimlerinde görüş ayrılığı olabilir. Ama Mustafa Hoca’nın Beşiktaş’ın bütçesine ve saha içi gücüne yapabileceği en pozitif katkı, zorlama düzenlerden vazgeçip, kadronun gerçek özelliklerine göre önündeki sezonun planlarını yapmak olacaktır.
Haberin Devamı ›
Bobo’ya dair...
Son maçtaki yazı başlığım Bobo içerikliydi. Gelen yoğun tepkiler, özellikle de genç arkadaşların sitemlerine cevap verebilmek için konuyu biraz açayım istedim. Bobo, Beşiktaş’ın kadife ayağı... Son vuruş becerisi vasatın üzerinde. Bunları kabul etmemem mümkün değil. Ama Beşiktaş’ın genel yapısına ters. Yani sistem ona gol attırmıyor. O bireysel gücüyle Beşiktaş’ın hücumdaki kısır tablosunu değiştirmeye uğraşıyor. Çok yönlü bir orta alanın önünde, yanında ikinci bir pivot forvetin varlığıyla çok daha fazla iş yapar. Beşiktaş’ın düzeninde en uçta kafa toplarına hakim, ön direk-arka direğe koşu yapabilecek ve sırtı dönük oynayabilecek bir santrfor açığı ihtiyaç olarak duruyor. Sonuçta Bobo kişisel yapısı olarak değil, kadro karakteristiğinin ve ona uymayan sistemin kurbanı durumuna düşüyor.
Savunmanın önemi
Fenerbahçe ligin 4’te 3’ü bittikten sonra gerçek sorununa teşhis koyabildi. Ne kadar klas oyuncularınız olursa olsun, sonuçta defansif prensipler günün futbolunda yarışma ortamının belirleyicisi... Kupa finali hariç Fenerbahçe’nin ligde gol yemeden geçtiği 8 maçlık periyot, onları son haftaya en güçlü şampiyon adayı olarak taşıdı. Son maçta da çok özel bir sürpriz olmazsa geçen yıl Beşiktaş’ta olduğu gibi, Sarı-Lacivertliler şampiyonluğa savunma disiplinine gösterdiği titizlikle uzanacak.