Teknik yöneticiler!

Haberin Devamı ›
Joachim Löw belki de, işine hiç karışılma ihtiyacı duyulmayacak bir takımın temellerini başarıyla atmıştı Fenerbahçe’de. Sonraki dönemde Daum’a verilen süre, o yıllarda Löw’e tanınmış olsaydı, Fenerbahçe’nin bu ülkede diğerlerine nazaran daha güçlü olan olanakları, Sarı-Lacivertli ekibe çok ciddi yapısal bir değişim getirebilirdi. Aziz Yıldırım şampiyonluğun kaçmasını Löw’e bağladı, oysa kendi eliyle bu takıma bir fazlalık katma amaçlı, Sergen transferinin, kayıtsız şartsız doğru olduğuna inanıyordu. Aziz Yıldırım, Löw’ü kovdu. Sonra Fenerbahçe seyircisi, korner atmaya yürüyerek giden Sergen’i... Ama, Alman çalıştırıcı giderken, gitmesinde etkili olan Fenerbahçe başyazarlarına göndermesini de eksik etmedi: “Sizin futbola olan yakınlığınız, Türkiye’nin Avustralya’ya olan yakınlığı kadardır...”Gerets’in, “Bazen yaşamım, köpeğimin yaşamından daha zor geçiyor” diye ifade ettiği teknik direktörlük dramını, özellikle de bizim ülke koşullarını biraz daha öne çıkartarak, masaya yatırmalıyız galiba. Bakın, böylesi polemikler, ortaya çıktığında hemen sıcağı sıcağına hassasiyetini gizleyemeyen biri olarak tanıdığımız Aykut Kocaman, nasıl öne çıkıyor: “Türk futbolunun yapısı bataklığa benziyor. Bu ortamı sağlıklı bir hale getirmemiz lazım. Kulüplerin çoğu, amatör yöneticiler tarafından yönetiliyor. Bu tür yöneticilerin tek düşüncesi de, bir an evvel başarılar elde etmek oluyor. Gelmeyince, fatura teknik direktörlere kesiliyor. Mevcut olan kulüp felsefeleri ile, ne teknik direktörleri, ne futbolcuları, ne de hakemleri eleştirmek doğru olmaz.” Biz Gerets’i, Tigana’yı, Zico’yu sistemin işlediği düzenden çıkarıp, yalvar-yakar bu ülkeye getiriyoruz. Ya onlara, “Bu sene meteliğimiz yok, takımı yenileme şansımız da... Futbolcularını ona göre motive et, ama şampiyon olursan da fena olmaz” diyoruz. Veya, “Bak hoca; yeni bir takım kuruyoruz ama, transferlerin bir kısmı seninse, bir kısmı da bizim olacak, ona göre.” Ya da, “Hoca; senin uygulamaya çalıştığın sistemle galiba olmaz. Bizim eski bir düzenimiz vardı. Sen kovduğumuz o yiğidin yoğurt yiyişini bir denesen, nasıl olur acaba?” diyoruz hep.Sonra medya alıp, teknik direktörlerin istatistiklerini ve performansını çizelgelere taşıyıp taşıyıp, ahkâm kesiyor. Grafik düşükse, aynı yöneticiler genelde bu ahkâmları doğrultusunda, teknik direktörlerin kaderini belirliyor. Löw sıradan, Lucescu korkak, Tigana komisyoncu, Gerets’in oyunu okuma yazması kıt, ve Zico da futbolu bilmiyor...