Tombala

Denizli’nin uygun gördüğü 11’in zaaflarının daha ilk yarıda açığa çıkmamasının sebebi, Galatasaray’ın yorgun ayaklarının (Keita hariç) seviyesini yükseltemedikleri tempo ile erken buldukları goldü. Oysa savunmadaki zaafları çok sırıtıyordu Sarı-Kırmızılılar’ın. Buna karşılık avantajları da Beşiktaş’ın santrforsuz oluşuydu. Yusuf, Serdar ve Nihat gibi fizik gücü son derece eksik oyuncuların, Denizli’nin vazgeçilmezleri oluşu, yürüyecek hali olmayan Galatasaray’a karşı Beşiktaş’ı eşit gösterdi.
Haberin Devamı ›
Serdar Özkan maçın yıldızı olabilecek pozisyonların sahibiydi. Bitikliğinden hepsini ezdi. Tabata’nın iyi oynarken kenara alınışı ve Denizli’nin Yusuf’la devam kararı ilginçti. Aynı şekilde Nobre ile Holosko dururken ikinci yarıya Bobo’yla başlamak da futbol aklına uygun muydu, tartışılır. Peki Beşiktaş bu etkenler yüzünden mi kaybetti ? Tam aksi, bizim yetersiz diye işaret ettiklerimiz Beşiktaş’ın yapamadıklarına aitti. Ama skor tabelasını belki de Mustafa Denizli’yi haklayacak düzeyde Rüştü belirledi. Galatasaray’ın ölüsü yendi Beşiktaş’ı, hem de hiç rahatsız olmadan. Denizli’nin özene bezene hazırlandığı bu sınav, kimin neyi nasıl oynadığı belli olmayan bir karmaşa ile son buldu. Bu maça özgü Denizli’nin ilk 11 ve sonraki tercihleri ancak bir teknik direktörün kadroyu bir torbaya doldurup, 11 taş çekmesiyle belirlenecek cinstendi. Maalesef o da İzmir torba çıktı.