Arama

Popüler aramalar

Hala Benzema, hala Madrid!

Abone OlGoogle News

Şampiyonlar Ligi’nde son 16 turunun erken finalinde bu sezonun ilk draması yaşandı. Kalite ve tecrübenin sayıca oldukça fazla olduğu maçta en kaliteli ayakların değil, kalitesini sahaya yansıtabilenlerin kazandığı bir maç oldu. Öyle ki 180 dakikalık turun sadece son 30 dakikasını üstün oynayan ve tecrübesini gerçekten sahaya yansıtabilen taraf turu geçmeyi başardı.

Haberin Devamı

Uyuyan devi Donnarumma uyandırdı

İlk maçı domine eden hatta 1-0 kazandığı için üzülebilecek taraf olan PSG bu defa savunma anlamında geçen maç yaptıklarını yapmak yerine total bir savunma anlayışı benimsedi. Bekleri ileri çifter çifter göndermek yerine bir tanesini hep geride tuttu. Casemiro’nun yokluğunda Modric, Kroos, Valverde üçlüsüne karşı orta sahayı delip geçen PSG, bunu kullanarak oyunu tamamen domine edebilecek durumdayken çekinip yerinde durmayı tercih etti. Ancak PSG açısından düşününce bu da fena bir fikir gibi gelmiyor. Gol atmak için arkada boşluk verebilecek Real Madrid’in savunma arkasına sızabilecek Mbappe gibi bir oyuncunuz var. Nitekim haksız da çıkmadı ve tam olarak bu şekilde golü buldu. Aslında her şey yolunda giderken maçı izleyen çoğu kişi Benzema’nın 61’deki ilk golüne kadar PSG’nin çoktan turu geçtiğine inanıyordu. O gole kadar aslında PSG tempoyu düşürmüş, oyunu da uyutmaya başlamıştı. Ancak Real Madrid’in ihtiyaç duyduğu kıvılcımı Donnarumma tetikledi ve o dakikadan sonra Real Madrid tecrübesi devreye girdi.

Haberin Devamı

Hamle kalitesi farkı oluşturdu

Donnarumma’nın Real Madrid’in fitilini ateşlemesinin ardından PSG’nin hataları da üst üste geldi. Takımın saha içindeki hatalarına ek olarak Pochettino’nun kenardaki karar hataları da buna dahil. Pochettino’nun hataları ne kadar kötüyse Ancelotti’ninkiler de bir o kadar iyiydi. Maça teknik bir kadroyla başlayan Real Madrid, dakikalar ilerledikçe fiziksel olarak düşen rakibine Rodrygo ve Camavinga’yı oyuna alarak üstünlük sağladı. Tek büyük tehdit Mbappe’yi tutabilmek için de Vazquez’i oyuna alan Ancelotti bu tehdidi de büyük ölçüde azalttı. Pochettino’nun kararları ise bir o kadar skandala yakındı. Takımın orta saha mücadelesindeki üstünlüğünü sağlayan Paredes’i oyundan aldı. Sarı kartı olması ve artık yorgunluktan ikinci sarıyı görmesinden endişelenmiş olabilir ancak yine de geriye düştüğü denklemde bu riski alması gerekirdi. Çünkü o andan sonra Modric kalan sürede ne istediyse onu yapabildi. Ama yine de en büyük skandalı Messi ve Neymar’ı 90 dakika boyunca sahada tutmasıydı. İki oyuncu da 90 dakika boyunca savunma yapmadıkları gibi hücumda da isimlerinin büyüklüğünün yarısı kadar katkı vermediler. Mbappe tek başına bir şeyler yapmaya çalışsa da uyuyan dev uyandıktan sonra 10 kişiyi 7 kişiyle savunmak zorunda kalan PSG, Mbappe’ye top bile iletemedi.

Tecrübe devreye girince

Tüm bu teknik taktik hatalar işin büyük kısmını oluştursa da bu maçı sadece bunlarla açıklamak oldukça yetersiz kalır. Bu maçta tecrübenin, zor anlarda soğukkanlı kalabilmenin önemini de gördük. Eğer Şampiyonlar Ligi’nde de tecrübeden bahsedeceksek akla zaten ilk Real Madrid gelir. Donnarumma’nın ilk goldeki hatası tamamen bu tecrübe eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu hatadan ilk golü yedikten sonra maç bitene kadar PSG’li oyuncuların dizleri titredi. Hata üstüne hata geldi. Özellikle yedikleri üçüncü gol tamamen bunun eseriydi. Real Madrid tarafıysa hiç hata yapmadan, kağıt üstünde daha güçsüz taraf olmalarına karşın ikinci yarıyı neredeyse sıfır hata ile oynadılar. Benzema’nın yaş aldıkça ne kadar büyük bir oyuncuya dönüştüğünü ve takımını nasıl sırtladığını izlemek de büyük keyif. Özellikle son vuruşlarındaki keskinlik turu 15 dakikada almalarını sağladı.

Haberin Devamı

Adına ister tecrübe diyelim ister rüzgarı arkaya almak diyelim ister uyuyan devi uyandırmak diyelim… Adına ne dersek diyelim sonuç Real Madrid’in 15 dakika içinde PSG’nin elinden bir Şampiyonlar Ligi turu almasına gidiyor. Mbappe’nin de neden hiçbir PSG teklifini kabul etmeyip Real Madrid’e gitmek istediğini de galiba en iyi bu durum açıklıyor.