Dengeler bozuldu

Haberin Devamı ›
Öncelikle futbolun marka değerinden bahsedenlere dün geceki görüntüler ne ifade ediyor, neler hissediyorlar, neler düşünüyorlar, çok bilmek istiyorum. Avrupa’nın altıncı pahalı ligi, dünya derbisi denilen derbilerin oynandığı bir lig ve elinde tahta paspaslarla sahayı süpürmeye çalışan, iyi niyetli birkaç adam ve o komik görüntüler, balon şişirenlere ithaf olunur.
Kötü düşünceler suya gömüldü
Topun zıplamadığı anlarda hakemin suratındaki şaşkınlık ifadesiyse bizce tam posterlik bir görüntüydü. Top zıplasa da şu maç başlasa diye o kadar çok istiyordu ki, hayrete düştü, gözleri açtı, şaşırdı kaldı Hüseyin Göçek. Belli ki, B planı yoktu, federasyon da sorduğu zaman cevap alacak merciler de ona yol haritası vermemişti. Neticede Süper Final ilk maçı, aynı garip ismi gibi suda boğuldu! Birilerinin isteği ve birilerine para gitsin diye uydurulan garabet, tam hak ettiği şekilde başladı. Kötü düşünceler ve kötü görüntüler resmen suya gömüldüler.
Motive etmek tecrübe ister
Böyle geceler, oynanmadıkları zaman takımlardaki adrenalin dengesini bozarlar. Bütün aklını, enerjisini sahaya ve taktik anlayışa yönelten teknik adamlar, kilometreyi tekrar sıfırlayıp, yeniden düşünce hamlesi yapmaya mecbur kalırlar. Ufak tefek değişikliklerle kocaman avantaj elde etmek için düşündükleri taktik şeytanlıklar, kadroların ortaya çıkması ve oyun şablonlarının anlaşılmasıyla deşifre edilmiş olur. Yeniden toparlamak, yeniden düşünmek, karşı takımı faka bastıracak oyun planı kurgulamak kolay değildir. Hem zorlar hem de yorar. Bir de maç önü hazırlıklarında futbolcuya yaptığınız motivasyon ve onlara yüklediğiniz görev sorumluluğu yerle bir olacağı için, karşılığını bulamamış sevgi gibi çöker ve yeniden ayağa kaldırmak, heyecanlandırmak, motive etmek, fizik ve mental olarak sahaya sürmek, beceri ve bilgi ister, tecrübe ister.
İnşallah böyle devam etmez
Ümraniye ve Florya’dan gelenler, önce ‘bu maç oynanmaz’ demişlerdir, kamplarına dönünce de ‘keşke oynasaydık da bitseydi’ diye düşünmüşlerdir. Zor olan düdük çalıp 90 dakikanın başlaması değil, o 90 dakikanın öncesindeki hazırlıklardır. Sezon başından beri çarpık çurpuk götürdüğümüz, deve misali yamuk ligimiz, Süper Lig’in KDV’si olan Süper Final uydurma isimli ilave kısımda da tuhaflıklarla başladı kısacası... İnşallah böyle devam etmez, Türk futbolu adına gerçekten çağdaş günlerin müjdecisi olan görüntü ortaya çıkar.
Süper Final Statüsü
- Süper Final maçları, çift devreli lig usulüne göre oynanır.
- Süper Final’e katılan takımlar, 34 Haftalık Lig Grubu’nda kazandıkları puanların yarısı ile başlar. Puanların buçuklu olması halinde bu puana yarım puan eklenir.
- Lig grubunda atılan ve yenilen goller, Süper Final’de dikkate alınmaz.
Play-Off’lar sonunda puan eşitliği olursa;
İki takımın puanlarının eşitliği halinde; Kendisine yarım puan eklenen takım sıralamada bir altta yer alır. Bu durum söz konusu değil ise, önce takımların Lig Grubunda ve Süper Final Grupları’nda birbiriyle oynadıkları 4 maçtaki puan üstünlüğüne, puan eşitliği varsa, gol averajına bakılır. Atılan goller eşit ise, deplasmanda fazla gol atan takım üstün sayılmaz. Puan ve gol eşitliği devam ediyorsa, 34 hafta bitimindeki puan sıralamasına bakılır.
Avrupa Kupaları’na Katılım;
Şampiyonluk Grubu’nun lideri Lig Şampiyonu olarak, Devler Ligi’ne direkt olarak, 2. sıradaki takım ise Şampiyonlar Ligi Ön Elemelerine katılır. Türkiye Kupası’nı kazanan, Avrupa Ligi’ne gidecek ilk takım olacaktır. Şampiyonluk Grubu’nun 3.’sü; Avrupa Ligi’ne gidecek 2. takım oluken, Şampiyonluk Grubu’nun 4.’sü ile Avrupa Ligi Grubu’nu 1. bitiren takım, tek maçlı “Play-Off’lar Arası Final Müsabakası” oynarlar. Bu maçı kazanan Avrupa Ligi ’ne gidecek son takım olur.