Arama

Popüler aramalar

Dübeş

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

İlk 45 dakikada 5 mağlubiyet, 3 beraberlik almış son 8 haftanın sorunlu Orduspor’u karşısında dağınık görüntü sergiledi: Oyunu domine etmeliydi, avucunun içine almalı, istediği gibi yönlendirmeliydi... Yapmadılar, yapamadılar... Orduspor’lular döndürmeden Cim Bom’luları akıllıca bastılar. Bu dakikalarda hep söylediğimiz oyuncu tipi(!) Galatasaraylı arandı. Baskıda oyunu rahatlatacak, topu arkadaşlarından aldığında pas organizasyonunu soğukkanlılıkla yapacak. Gerektiğinde oyunu soğutacak tipte bir organizatör oyuncudan bahsediyoruz. Böyle karakterde bir oyuncu olmayınca, sıkıntı yaşıyor Cim Bom. Parça parça iyi işler yapıyor ama bunu bütüne yayamıyor. Taa ki, kalite zor oyunu bozana kadar bekliyor, tıpkı dün gecedeki gibi; kaleci Fevzi elinden sektiriyor, fırsatçılık sezgisi yüksek Baros vuruyor ve Cim Bom oyunu kendi lehine koparabilene kadar bekliyor.
70 dakika boyunca Cim Bom belki de en az pas trafiği işlettiği maçta, Baros’un çabuk top kullanma aklıyla Kazım’a gönderdiği pas ve onun sert vuruşuyla rahatlayıp oyunu kopardı. Ordu’nun direnci iyice kırıldı ve Cim Bom adına 3 puanlık gece de aslında o dakikada tamamlanmış oldu. Melo çok çalıştı. Hakan Balta soğuk kanlıydı, aldıklarını acele etmeden akıllıca kullanmasını bildi. Baros ise Cim Bom’un tetiği gibiydi; her an etrafa ateş etti, rakibi de adeta çaresiz bıraktı. Elmander, Emre ve Selçuk bunlara yaklaşamadı. Ujfalusi güven veren görüntüsüyle, Eboue ise zaman zaman patlayan flaş gibiydi. Sonuca bakarsak; maksat hasıl oldu, istenilen üç puan cebe kondu. Zor virajda peşpeşe gelen bu galibiyetler Cim Bom için puan sıralamasında ne kadar önemliyse, moral ve güven açısından da bir o kadar önemli...