Emekli futbolu

Haberin Devamı ›
Berlin’de grup birinciliği için önemli bir şansı ayağımıza gelmesine rağmen, beceriksizlikle, isteksizlikle, konsantrasyon eksikliğiyle teptik. Bunları okuyunca ‘iyi oynadık, pozisyon kaçırdık, topun hakimi bizdik’ filan gibi şeyler aklınıza gelmesin. Meselenin aslı, kötü Alman takımıdır. Dünya Kupası yorgunu, kötü dönem geçiren rakibimizin bir daha böyle yakalanmayacağıdır.
Enteresan bir kadroyla sahadaydık. Hiddink, Alman futbol dilini anlayabilenler ile çok koşan, rakibe pas yapma imkanı bırakmayan, topun arkasına çabuk geçen, rakibin ayağındaki topa çoğalarak pas trafiğini engelleyen, orta saha özellikli çok oyuncuyla sahaya çıkarmıştı takımı. Ters ayaklı Sabri’yi sola koyup, Müller’in içe kat edişlerini de engellemeyi düşünmüştü... İlk on dakikada önde baskı yaparak, topu kaybetmeden bizde daha çok kalmasını sağlayarak, oyunun başında dengeyi kurduk. Sonrası ise anlamsızlık manzumesi gibiydi. Geriye yaslandık, Almanlar’a ‘kalemizin önüne gelin’ diye davetiye çıkardık, akılsızca pozisyonlar alıp rakibe hem moral verdik, hem de gol ümidi! Onlar da ne de olsa Almanya, emekli temposunda oynamalarına rağmen bu daveti kabul ettiler. Kalemizi de bolca ziyaret etmiş oldular.
Rölanti oynayan rakibe, ondan daha düşük tempoda karşılık vermeye çalıştık. Öne hızlı çıkan oyuncumuz yokken, uzun top atmayı denedik. Geride çok kalıp, kendi ceza sahamız içinde 7 kişiyle, 2 Alman’a pozisyon verme becerisi de (!!) gösterdik!.. Ruhu kaçmış, daha baştan kadro yapısıyla kopuk kopuk oynayacağı belli olan bu milli takım, bizim alıştığımızın dışında görüntü veriyor, dikkat... Azerbaycan maçı olduğu için isimlere girmedik, o hakkımızı daha sonraya sakladık.