Arama

Popüler aramalar

Herkesin payına!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Rakiplerle aramızdaki fark da öncelikle buradan kaynaklanıyor. Hem güven kaybı olmuş hem de inanmaya başlamışlar. Karşılarında biraz direnen, biraz savaşan takım gördüler mi hemen oyundan vazgeçiyorlar. Bu görüntü uzunca bir süredir milli takımımızda alışık olmadığımız çok kötü bir fotoğraf.

İşin daha da beter yanı rakipler eskiden Türk Milli Takımı’yla oynarken psikolojik olarak zorlu bir takımla karşılaşacaklarını düşünüyorlardı, korkuyorlardı, dikkatli oynuyorlardı. Bu mağlubiyetler serisi bizimle oynayacak herkese umut verir hale geldi. Kısacası sıradanlaştık. Bizim kalitemizdeki bir takım 1-0’a maçı getirdikten sonra bu kadar basit hatalarla gol yemez, yememeli. Yediğimiz birinci gol evlere şenlik. Topluca, zincirleme futbol kazası yaptık. Volkan nerede anlayamadık. Kendisi sahada ama aklı Romanya maçındaki hatadaydı herhalde. İkinci yediğimiz gol orta sahada Nuri’nin ikramıyla başladı. Yine zincirleme hata ve arkadan kaza... Ve sonra formsuz Hamit’in anlamsız penaltısı... Bir takım bu kadar basit ve kendini inkar eden hatalarla gol yiyor ise düzelecek pek bir tarafı kalmadı demektir.

Macarlar, Rumenler’in ‘kötü kopyası’ gibiydiler. Çabuk olmayan adamlarıyla defans arkasına koşu yapmaya çalıştılar. Buna bile çare bulamadık, karşı koyamadık. Kapalı savunmayı açamıyoruz diyorduk. Açık oyanayarak da pozisyon üretemediğimizi anladık. Tek tek futbolcu eleştirmek bu maç için bizce yanlış. Herhalde soyunma odasında A’dan Z’ye herkes kendine düşen payı üstüne almıştır. Bize yakışmayanı yaptığımız gecenin sonu Türk futbolunda ciddi bir zelzele yarattı. Bakalım yıkıntıdan yeniden nasıl doğacağız...