Köşe kapmaca

E, hadi bakalım hayırlı olsun... Kırık kalpler sokağındaki dizi filmin sezon finali yapıldı. Veee nur topu gibi bir tosuncuk ‘problem’ ismiyle dünyaya geldi Kadıköy’de...
Haberin Devamı ›
Anlamak mümkün değildi bizler açısından ama; herhalde anlatmak da mümkün olmadı ki Fenerbahçe’li yöneticiler tarafından, onlar da bu kutlu doğumu Daum’la bir basın toplantısı ile duyurmadılar. Veya duyuramadılar.
Herkesin gözünün içine bakarak, ‘içimize sinerek ve de inanarak, Daum’la devam ediyoruz’ diyemediler! Onun yerine ne oldu? Yönetim manifestosu yayınlandı. ‘Sportif direktörlük modeline bağlı olarak’ ibaresiyle başlayan; ‘korse’ benzeri, sıkıyönetim tebliği içerikli talimatlandırmayla, Daum’u dikenli tellerin içine aldılar. Hayırlı olsun...
TV’lerde söyledik, geçen sezonun başından beri zaman zaman da yazdık, ‘kayda geçsin’ diye yine yazalım: Teknik adam, antrenör, etiketli sportif direktör olmaz. Tekrar edelim OLMAZ!!! O başka bir formasyon, başka da bir donanım gerektirir. Teknik adamlık yanına bunları da koyarsan, işte o zaman olur.
Haberin Devamı ›
Geçen sezon başı, “Aykut hoca bu ülkeye lazım, onu ‘teknik danışman’ yapın, ama üstüne idari görev taşıyan bu etiketi yapıştırmayın” diye az söylenmedik. ‘Bir gün Fenerbahçe’ye gelir, ama böyle değil’ diye de ilave ederek anlatmaya çalıştık derdimizi. Ama nafile... Çünkü burası Türkiye... Futbolu, sporu tribünden seyrederken bildiğini zannedip bilmediğini anlayana kadar kulüpleri iflas noktasına getirenlerin omuzlandığı bir yer! ‘Günlük alkış’ ülkesi yaparsın, olmazsa olmaz. Sonra bir daha yaparsın, hem de aynı hatalarla, yine olmazsa olmaz.
E bu kadar yanlışla yola devam edilir mi? Dert etmeyin edilir! Edilir de hangi yola gidilir, onu da okuyucuya bırakalım.
Şimdi Daum’u suçlayanlar var. Vallahi tebrikler. Bırakıp gitmedi diye, arkasına teneke bağlamaya çalışanlar da var. Onlara da vallahi bravo. Yahu bu muhterem Alman hoca gökten zembille gelmedi.
İğneden ipliğe, uçak biletinden oturacağı villaya, telefon faturasından kullanacağı arabaya kadar sözleşmesine madde koydurup imzalatırken hep beraber gülümsemiyor muydu ‘Kıymetli hazirun’?
Geçmişte giderken, paraya tapıyor imasında bulunanlar da aynıları değil miydi?
E şimdi ne oldu, ‘Aynı adam tapmasın paraya, dönsün Almanya’ya’ demenin mantığı var mı? Fenerbahçe Süper Lig’e ve Şampiyonlar Ligi’ne macera ile başlamamalı.
Daum’u yıldırmakla, ‘Yıldırım Başkan vakit kaybetmemeli.’ Fenerbahçe’nin dev bütçesinde Daum’a anlaşarak ödenecek tazminat, ileride ödenecek bedelden daha azdır, bizden uyarması. Çağırdınız geldi ise; ve de gönlünüzden ve aklınızdan da düştü ise Herr Daum, verirsiniz parasını gider.
Liverpool gibi, Real gibi, Bayern gibi...
Köşe kapmaca oynamazsınız. İmza atmak kolay değildir, atarken düşüneceksiniz, düşünceniz topal ise eğer, şimdi acısını da çekeceksiniz ki, bir daha imza atarken bin kere düşünesiniz. İnşallah!